|
- And as for employment, my dear Markus, we see things differently.
- İstihdam konusuna gelince, sevgili Markus, biz her şeyi farklı görüyoruz.
- My dear Georg, the ecopoint system was always, in essence, a compromise.
- Sevgili Georg, eko-nokta sistemi her zaman özünde bir uzlaşmaydı.
- My dear Sir, Cyprus is at an advanced stage of accession negotiations.
- Sevgili Efendim, Kıbrıs, katılım müzakerelerinde ileri bir aşamadadır.
- It would be nice if things worked like that, my dear Christa!
- İşler böyle yürüseydi ne güzel olurdu, sevgili Christa!
- My dear Dagmar, a veritable fanfare of compliments has been sounded in your honour today.
- Sevgili Dagmar, bugün senin şerefine gerçek bir iltifat tufanı koptu.
- Dear Luckas, we shall miss you and we shall miss your work to promote the circulation of films in Europe.
- Sevgili Luckas, sizi ve Avrupa'da filmlerin dolaşımını teşvik etmek için yaptığınız çalışmaları özleyeceğiz.
- So, dear readers, the fast is a long-awaited festival for those cells.
- Yani sevgili okuyucularım, oruç ayı, bu hücreler için uzun zamandır beklenen bir yortudur.
- So, dear readers, the fast is a long-awaited festival for those cells.
- Yani sevgili okurlar, oruç dönemi bu hücreler arasında uzun zamandır beklenen bir ritüeldir.
- Dear Ones, can you affect anything around you as a human being in the chair?
- Sevgililer, sandalyedeki bir insan olarak etrafınızdaki herhangi bir şeyi etkileyebilir misiniz?
- Dear God were my sins so great that all of Israel must suffer?
- Sevgili Tanrım, günahlarım tüm İsrail'in acı çekmesini gerektirecek kadar büyük müydü?
- So, dear readers, the fast is a long-awaited festival for those cells.
- İşte sevgili okuyucular, söz konusu hücreler için oruç uzun zamandır beklenen bir ritüel.
- Dear God were my sins so great that all of Israel must suffer?
- Sevgili Tanrım günahlarım bütün İsraillilerin acı çekmesini gerektirecek kadar büyük müydü?
- Ponarian, how great to see you again, dear friend.
- Ponarian, seni tekrar görmek ne güzel, sevgili dostum.
- My dear friend, do not raise your hopes about that.
- Sevgili dostum, bu konuda çok umutlanma.
- They are our dearest friends.
- Onlar bizim en sevgili dostlarımız.
- Wishing you success forever, my dear friend.
- Sana sonsuza kadar başarılar dilerim, sevgili dostum.
- I'm going to North Korea to meet my dear little enemy.
- Sevgili küçük düşmanımla tanışmak için Kuzey Kore'ye gidiyorum.
- Dear Santa, I want a girlfriend for Christmas.
- Sevgili Noel baba, Noel için bir kız arkadaş istiyorum.
- I love you, dear sister.
- Sevgili kız kardeşim, seni seviyorum.
- Dear children, always be honest!
- Sevgili çocuklar, her zaman dürüst olun!
- Dear brothers and sisters!
- Sevgili kardeşlerim!
- Dear friends, many thanks for the birthday wishes.
- Sevgili dostlar, doğum günü dilekleriniz için çok teşekkürler.
- Dear siblings!
- Sevgili kardeşlerim!
- I am sure our dear guest would like to have a bath before he goes to bed.
- Eminim sevgili misafirimiz yatmadan önce banyo yapmak ister.
- I love you, dear sister.
- Seni seviyorum, sevgili kardeşim.
- My dear friend!
- Sevgili dostum!
- My dear child, stay down here, otherwise the mean geese will bite you to death.
- Sevgili çocuğum, burada kal, yoksa kötü kazlar seni ısırıp öldürecek.
- Dear Turkish-speaking friends, good morning to you all.
- Sevgili Türkçe konuşan dostlar, hepinize günaydın.
- I'm going to North Korea to meet my dear little enemy.
- Sevgili küçük düşmanımla buluşmak için Kuzey Kore'ye gidiyorum.
- My dear little cat disappeared a week ago.
- Sevgili küçük kedim bir hafta önce kayboldu.
- Tom loves stoats more than anything except his dear Mary.
- Tom, geyikleri sevgili Mary'si dışında her şeyden çok seviyor.
- Someday, dear language learner, you must stop poring over IPA charts and start listening to people.
- Bir gün, sevgili dil öğrencisi, IPA tablolarını incelemeyi bırakıp insanları dinlemeye başlamalısın.
- We are awaiting impatiently the arrival of our dear friend.
- Sevgili dostumuzun gelmesini sabırsızlıkla bekliyoruz.
- Whatever you want, dear.
- Ne istersen, sevgilim.
- We miss our dear grandmother.
- Sevgili büyükannemizi özlüyoruz.
- This is my dearest son.
- Bu benim sevgili oğlum.
- My dear child, stay down here, otherwise the mean geese will bite you to death.
- Sevgili çocuğum, burada kal, yoksa zalim kazlar seni ölümüne ısırır.
- Dear mother, why art thou so sad?
- Sevgili anneciğim, neden bu kadar üzgünsün?
- Dear comrades!
- Sevgili yoldaşlar!
- Welcome, dear guests!
- Hoş geldiniz, sevgili misafirler!
- Dear children, always be honest!
- Sevgili çocuklar, her zaman dürüst olun.
- Oh, dear pigeon, how I wish I had your wings!
- Ah, sevgili güvercin, senin kanatlarına sahip olmayı ne kadar isterdim!
- My dear mother.
- Sevgili anneciğim.
- At your service, my dear sir!
- Hizmetinizdeyim, sevgili efendim!
- It's time to wake up, dear.
- Kalkma zamanı, sevgilim.
- Dear friends!
- Sevgili dostlar!
- I am sure our dear guest would like to have a bath before he goes to bed.
- Sevgili misafirimizin yatmadan önce banyo yapmak istediğinden eminim.
- Hello, my dear.
- Merhaba, sevgilim.
Show More (45)
|
|
- Thank you, dear.
- Teşekkür ederim canım.
- It's time to wake up, dear.
- Uyanma vakti, canım.
- How did you sleep, dear?
- Nasıl uyudun, canım?
- Don't go, dears.
- Gitmeyin, canlarım.
- Don't go, dears.
- Canlarım, gitmeyin.
- Please serve the guests some coffee, dear.
- Lütfen misafirlere kahve ikram et canım.
- Thank you, dear.
- Teşekkür ederim, canım.
- You captivated me, dear.
- Beni büyüledin, canım.
- Whatever you want, dear.
- Sen nasıl istersen canım.
Show More (6)
|