departure - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
departure kalkış n.
  • I'm sorry, you’ve missed the last departure for today.
  • Üzgünüm, bugünkü son kalkışı kaçırdınız.
  • Prepare for immediate departure.
  • Acil kalkış için hazırlanın.
  • Have you arranged things for our departure?
  • Kalkışımız için bir şeyler düzenledin mi?
Show More (27)
departure gidiş n.
  • Their departure will spell the end of farms, famine for 12 million inhabitants of Zimbabwe and widespread poverty.
  • Onların gidişi çiftliklerin sonu, 12 milyon Zimbabwe sakini için açlık ve yaygın yoksulluk anlamına gelecektir.
  • He decided he would put off his departure.
  • Gidişini ertelemeye karar verdi.
  • Have you arranged things for our departure?
  • Gidişimiz için her şeyi ayarladın mı?
Show More (21)
departure yola çıkma n.
  • Tom put off his departure till Sunday.
  • Tom yola çıkmayı Pazar gününe erteledi.
  • We put off the departure till tomorrow.
  • Yola çıkmayı yarına erteledik.
  • The heavy rain made them put off their departure.
  • Şiddetli yağmur onların yola çıkmalarını ertelemelerine neden oldu.
Show More (11)
departure ayrılma n.
  • Unilateral departure from the Conventions would, by contrast, be quite unacceptable.
  • Buna karşın Sözleşmelerden tek taraflı olarak ayrılmak kabul edilemez.
  • Unilateral departure from the Conventions would, by contrast, be quite unacceptable.
  • Buna karşın, Sözleşmelerden tek taraflı olarak ayrılmak kabul edilemez.
  • Could you change the departure date for this ticket?
  • Bu bilet için ayrılış tarihini değiştirebilir misiniz?
Show More (10)
departure sapma n.
  • Our new album is a radical departure from our usual sound.
  • Yeni albümümüz her zamanki tınılarımızdan radikal bir sapma gösteriyor.
  • When it is a matter of a departure from good administrative practice the friendly exterior should deceive nobody.
  • İyi idari uygulamalardan bir sapma söz konusu olduğunda, dostane dış görünüş kimseyi aldatmamalıdır.
  • What we now have before us is therefore very much a radical departure from this.
  • Dolayısıyla şu anda önümüzde duran şey bundan radikal bir sapmadır.
Show More (2)
departure başlangıç n.
  • I regard that higher profile as being very important, because this is a new departure for us.
  • Bu yüksek profilin çok önemli olduğunu düşünüyorum çünkü bu bizim için yeni bir başlangıç.
  • In my view, this is a good departure point for dealing with future difficulties.
  • Bana göre bu, gelecekteki zorluklarla başa çıkmak için iyi bir başlangıç noktasıdır.
  • In my view, this is a good departure point for dealing with future difficulties.
  • Benim görüşüme göre bu, gelecekteki zorluklarla başa çıkmak için iyi bir başlangıç noktasıdır.
Show More (0)
departure hareket etme n.
  • She wanted to see me before her departure for London.
  • Londra'ya hareket etmeden önce beni görmek istemiş.
Show More (-2)
departure ayrılış n.
  • Let's kept his departure from the company a secret for now.
  • Şirketten ayrılışını şimdilik bir sır olarak saklayalım.
Show More (-2)