discover - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
discover keşfetmek v.
  • Willem Janszoon discovered Australia on this very day in 1606.
  • Willem Janszoon Avustralya'yı 1606 yılında tam da bugün keşfetmişti.
  • Messi was discovered by Spanish scouts on his birthday.
  • Messi doğum gününde İspanyol keşif ekibi tarafından keşfedilmiştir.
  • I am therefore very grateful that we are now to chart antibiotic resistance to the zoonoses we discover in Europe.
  • Bu nedenle, Avrupa'da keşfettiğimiz zoonozlarda antibiyotik direncinin haritasını çıkardığımız için çok müteşekkirim.
Show More (217)
discover bulmak v.
  • Government officials discovered his bag under a rock out in the desert.
  • Hükümet yetkilileri adamın çantasını çölde bir kayanın altında buldular.
  • We will have a look at that and try to discover what has gone wrong.
  • Buna bir göz atacağız ve neyin yanlış gittiğini bulmaya çalışacağız.
  • Police later on that day discovered his car covered in blood.
  • O günün ilerleyen saatlerinde polis, arabasını kanla kaplı halde bulur.
Show More (38)
discover fark etmek v.
  • Tom's plan failed when it was discovered by the police.
  • Tom'un planı polis tarafından fark edilince başarısız oldu.
  • Their plot to start a fire was discovered by the police.
  • Onların yangın başlatma planı polis tarafından fark edildi.
  • Tom discovered that Mary was in trouble and went to help her.
  • Tom, Mary'nin başının dertte olduğunu fark etti ve ona yardım etmeye gitti.
Show More (11)
discover anlamak v.
  • I was devastated when I discovered that Sally had lied to me.
  • Sally'nin bana yalan söylediğini anladığımda yıkılmıştım.
  • Tom discovered that Mary was in trouble and went to help her.
  • Tom Mary'nin başının belada olduğunu anladı ve ona yardım etmek için gitti.
  • How did you discover that Tom was the one who had embezzled the money?
  • Parayı zimmetine geçiren kişinin Tom olduğunu nasıl anladın?
Show More (6)
discover tespit etmek v.
  • When it was discovered, it was done so fortuitously.
  • Tespit edildiğinde, bu tesadüfen yapılmıştır.
  • He discovered that she had dated his best friend.
  • Onun kendisinin en iyi arkadaşıyla çıktığını tespit etti.
Show More (-1)
discover ilk kez öğrenmek v.
  • I discovered rowing in college.
  • Kürek sporunu ilk kez üniversitede öğrendim.
Show More (-2)
discover rastlamak v.
  • Cases of SARS have also been discovered in Greece and Finland.
  • Yunanistan ve Finlandiya'da da SARS vakalarına rastlanmıştır.
Show More (-2)
discover ortaya çıkarmak v.
  • Ten years after the end of the conflict, no serious enquiry has been carried out to discover what happened to them.
  • Çatışmanın sona ermesinden on yıl sonra, onlara ne olduğunu ortaya çıkarmak için ciddi bir soruşturma yürütülmedi.
Show More (-2)
discover karşılaşmak v.
  • If you discover any problems on Tatoeba, you should go ahead and blame Sysko.
  • Tatoeba'da herhangi bir sorunla karşılaşırsan, Sysko'yu suçlamalısın.
Show More (-2)
discover farkına varmak v.
  • The more you study, the more you discover your ignorance.
  • Ne kadar çok çalışırsanız, cehaletinizin o kadar çok farkına varırsınız.
Show More (-2)