|
- If countries are to develop further, they need an educated population.
- Eğer ülkeler daha fazla gelişmek istiyorlarsa, eğitimli bir nüfusa ihtiyaç duyarlar.
- This applies not only to cultivated and highly educated people, but also to those who perform very simple work.
- Bu sadece kültürlü ve yüksek eğitimli insanlar için değil, aynı zamanda çok basit işler yapanlar için de geçerlidir.
- If countries are to develop further, they need an educated population.
- Ülkeler daha fazla kalkınmak istiyorlarsa eğitimli bir nüfusa ihtiyaç duyarlar.
- That way we can combat excessive population growth, as an educated woman will have fewer children.
- Bu şekilde aşırı nüfus artışıyla mücadele edebiliriz, çünkü eğitimli bir kadın daha az çocuk sahibi olacaktır.
- That way we can combat excessive population growth, as an educated woman will have fewer children.
- Eğitimli bir kadın daha az çocuk sahibi olacağından, bu şekilde aşırı nüfus artışıyla mücadele edebiliriz.
- For this, we need a properly educated labour force.
- Bunun için de iyi eğitimli bir işgücüne ihtiyacımız var.
- The situation does not therefore reflect the classic picture of an educated Europhile élite and an uninformed populace.
- Dolayısıyla durum, eğitimli bir Avrupa hayranı elit ile bilgisiz bir halktan oluşan klasik tabloyu yansıtmamaktadır.
- Tom is poorly educated.
- Tom kötü eğitimli.
- As is often the case with educated people, he likes classical music better than popular music.
- Eğitimli insanlarda sıklıkla olduğu gibi, klasik müziği popüler müzikten daha çok seviyor.
- Tom is poorly educated.
- Tom yetersiz eğitimliydi.
- As is often the case with educated people, he likes classical music better than popular music.
- Genellikle eğitimli insanlarda olduğu gibi o klasik müziği popüler müzikten daha çok seviyor.
- Layla wasn't an educated woman and all she had was her virtue.
- Layla eğitimli bir kadın değildi ve sahip olduğu tek şey namusuydu.
- What does it mean to have an educated mind in the 21st century?
- 21. yüzyılda eğitimli bir akla sahip olmak ne anlama geliyor?
- I know that Tom is educated.
- Tom'un eğitimli biri olduğunu biliyorum.
- I know that Tom is educated.
- Tom'un eğitimli olduğunu biliyorum.
- Tom's an educated fool.
- Tom eğitimli bir budala.
- Tom's an educated fool.
- Tom eğitimli bir aptal.
- They speak English a lot, especially the educated people.
- Çok fazla İngilizce konuşuyorlar, özellikle de eğitimli insanlar.
- Ford was poorly educated.
- Ford kötü eğitimliydi.
- I'm an educated person.
- Ben eğitimli bir insanım.
- I'm educated.
- Ben eğitimliyim.
- People are more educated now than they used to be.
- İnsanlar artık eskisinden daha eğitimli.
- She is nice and an educated person.
- O iyi ve eğitimli biri.
- I know Tom is educated.
- Tom'un eğitimli biri olduğunu biliyorum.
- First settlers were highly educated and set Puritanism as first American principle.
- İlk yerleşimciler yüksek eğitimliydi ve ilk Amerikan ilkesi olarak Püritanizmi belirlediler.
- Tom is educated.
- Tom eğitimli.
- They are better educated, healthier and wealthier than their parents' generation was at their age.
- Kendi yaşlarındaki ebeveynlerinin kuşağından daha iyi eğitimli, daha sağlıklı ve daha varlıklılar.
- People are more educated now than they used to be.
- İnsanlar artık eskiden olduklarından daha eğitimli.
- He is poorly educated.
- Kötü eğitimli biridir.
- Bilal is educated.
- Bilal eğitimli.
- I know Tom is educated.
- Tom'un eğitimli olduğunu biliyorum.
- I'm an educated person.
- Ben eğitimli biriyim.
- Educated people tend to have fewer children.
- Eğitimli insanlar daha az çocuk sahibi olma eğilimindedir.
- Only the educated are free.
- Yalnızca eğitimli olanlar özgürdür.
- As is often the case with educated people, he likes classical music better than jazz.
- Eğitimli insanlarla çoğu zaman olduğu gibi , o klasik müziği cazdan daha çok seviyor.
- She is an educated girl.
- O eğitimli bir kız.
- My very educated mother just showed us nine planets.
- Çok eğitimli annem az önce bize dokuz gezegen gösterdi.
- My very educated mother just showed us nine planets.
- Benim çok eğitimli annem az önce bize dokuz gezegeni gösterdi.
- Linguists are both athletic and educated, and that's just their tongues.
- Dilbilimciler hem atletik hem de eğitimlidir ve bu sadece onların dilleridir.
- First settlers were highly educated and set Puritanism as first American principle.
- İlk yerleşimciler hayli eğitimliydiler ve Püritenizm'i ilk Amerikan ilkesi olarak belirlediler.
- Linguists are both athletic and educated, and that's just their tongues.
- Dilbilimciler hem atletik hem de eğitimlidir ve bu sadece dilleri.
- Tom's an educated fool.
- Tom eğitimli cahil.
- Our personnel are very highly educated.
- Personelimiz çok yüksek eğitimli.
- I love the poorly educated.
- Düşük seviyede eğitimlileri severim.
- He is poorly educated.
- O kötü eğitimlidir.
- Tom was highly educated and spoke several languages fluently.
- Tom oldukça eğitimliydi ve birkaç dili akıcı şekilde konuşurdu.
- Tom is educated.
- Tom eğitimlidir.
- Only the educated are free.
- Sadece eğitimli olanlar ücretsizdir.
- I want to see my children educated.
- Çocuklarımı eğitimli görmek istiyorum.
Show More (46)
|