1 |
embarrassing |
mahcup edici |
adj. |
|
- We're embarrassing them.
- Biz onları mahcup ediyoruz.
- You're embarrassing her.
- Onu mahcup ediyorsun.
- You're embarrassing us.
- Bizi mahcup ediyorsun.
- Stop embarrassing me.
- Beni mahcup etmeyi bırak.
- You're embarrassing me.
- Beni mahcup ediyorsun.
- You're embarrassing them.
- Onları mahcup ediyorsun.
- We're embarrassing him.
- Biz onu mahcup ediyoruz.
- You're embarrassing him.
- Onu mahcup ediyorsun.
Show More (5)
|
2 |
embarrassing |
utandırıcı |
adj. |
|
- We thought the situation would be embarrassing.
- Durumun utandırıcı olacağını zannettik.
- If your stomach growls in the middle of a test, that's pretty embarrassing.
- Sınav ortasında mideniz guruldarsa, bu oldukça utandırıcı bir durum olur.
- That's so embarrassing.
- O çok utandırıcı.
- This is, without a doubt, an embarrassing situation for me.
- Bu, şüphesiz ki, benim için utandırıcı bir durum.
- That is so embarrassing.
- O çok utandırıcı.
- It's a little embarrassing.
- Bu biraz utandırıcı.
Show More (3)
|
3 |
embarrassing |
can sıkıcı |
adj. |
|
- It's very embarrassing.
- Çok can sıkıcı.
- Something embarrassing happened last week.
- Geçen hafta can sıkıcı bir şey oldu.
Show More (-1)
|
4 |
embarrassing |
utanç verici |
adj. |
|
- It was so embarrassing to be late.
- Geç kalmak çok utanç vericiydi.
Show More (-2)
|