expansive - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
expansive geniş adj.
  • The stabilisers are playing a role, they are allowing this expansive policy to take place.
  • Dengeleyiciler bir rol oynamakta ve bu geniş kapsamlı politikanın gerçekleşmesine izin vermektedir.
  • However, the powerful and sacred love within you is far more expansive and abundant than this.
  • Ancak içinizdeki güçlü ve kutsal sevgi bundan çok daha geniş ve bereketlidir.
  • However, the powerful and sacred love within you is far more expansive and abundant than this.
  • Ancak, içinizdeki kudretli ve kutsal sevgi bundan çok daha geniş ve boldur.
Show More (0)
expansive genişleme adj.
  • We need to be expansive.
  • Genişlememiz gerekiyor.
Show More (-2)
expansive taşkın adj.
  • When you travel abroad, you feel very expansive, and it's easy to overspend in a mood like that.
  • Yurt dışına seyahat ettiğinizde taşkın bir ruh haliniz olur ve böyle bir ruh hali içinde aşırı harcama yapmak kolaydır.
Show More (-2)