| 1 |
gear |
vites |
n. |
|
- My new car has seven gears.
- Yeni arabamda yedi vites bulunuyor.
- The car is not an automatic, and Greece and Italy must therefore now change up to a higher gear.
- Araba otomatik değildir ve bu nedenle Yunanistan ve İtalya şimdi daha yüksek bir vitese geçmelidir.
- We must step up a gear.
- Bir vites yükseltmeliyiz.
- Sami bought a brand new gear.
- Sami yepyeni bir vites satın aldı.
- She rides a fixed gear bike.
- Sabit vitesli bisiklete biniyor.
- She rides a fixed gear bike.
- O sabit vitesli bir bisiklet sürüyor.
Show More (3)
|
| 2 |
gear |
eşya (belirli bir iş için) |
n. |
|
- Get your gear.
- Eşyalarınızı alın.
- Get your gear.
- Eşyalarını al.
- Grab your gear.
- Eşyalarını al.
- Grab your gear.
- Eşyalarınızı alın.
- Collect your gear.
- Eşyalarınızı toplayın.
- We spent the afternoon cleaning our gear.
- Öğleden sonrayı eşyalarımızı temizleyerek geçirdik.
Show More (3)
|
| 3 |
gear |
teçhizat |
n. |
|
- Sami bought a brand new gear.
- Sami yepyeni bir teçhizat aldı.
- Collect your gear.
- Teçhizatını topla.
Show More (-1)
|
| 4 |
gear |
dişli |
n. |
|
- Sami bought a brand new gear.
- Sami yepyeni bir dişli satın aldı.
- Be careful or you'll strip the gears.
- Dikkatli ol yoksa dişlileri sıyıracaksın.
Show More (-1)
|
| 5 |
gear |
takımlar |
n. |
|
- As they took off, I saw the landing gear retract.
- Havalandıklarında iniş takımlarının geri çekildiğini gördüm.
Show More (-2)
|
| 6 |
gear |
malzemeler |
n. |
|
- We loaded up the truck with camping gear.
- Kamp malzemelerini kamyona yükledik.
Show More (-2)
|
| 7 |
gear |
seyir |
n. |
|
- The debate on the issue got into high gear.
- Konuyla ilgili tartışmalar yoğun bir seyir izlemeye başladı.
Show More (-2)
|
| 8 |
gear |
mal |
n. |
|
- He hooked us up with some gear, you know.
- Bize biraz mal temin etti, anlarsın işte.
Show More (-2)
|
