gray - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
gray gri n., adj.
  • The specs aren't on the gray market, the black market, or any other market.
  • Spesifikasyonlar gri piyasada, karaborsada ya da başka bir piyasada bulunmaz.
  • My father has a blue and gray tie.
  • Babamın mavi gri bir kravatı var.
  • Tom handed Mary a thick gray envelope.
  • Tom, Mary'ye kalın gri bir zarf verdi.
Show More (76)
gray saçları ağarmış adj.
  • He had gray hair.
  • Saçları ağarmıştı.
  • Even when you're old and gray, you should be able to enjoy life.
  • Yaşlı ve saçları ağarmış olsan bile hayattan zevk alabilmelisin.
  • I have gray hair.
  • Saçlarım ağardı.
Show More (2)
gray kır n., adj.
  • Tom is turning gray.
  • Tom'un saçları kırlaşıyor.
Show More (-2)
gray beyazlamak v.
  • The man must be over sixty, for his hair is gray.
  • Adam altmış'ın üzerinde olmalı, zira saçı beyazlamış.
Show More (-2)