|
- The multi-annual guidance programme has failed.
- Çok yıllı rehberlik programı başarısız oldu.
- We must provide good guidance for refugees returning home.
- Evlerine dönen mülteciler için iyi bir rehberlik sağlamalıyız.
- The Commission is now proposing extending the current multi-annual guidance programme for one year.
- Komisyon şimdi mevcut çok yıllı rehberlik programının bir yıl uzatılmasını öneriyor.
- Under your guidance, the European Parliament has accomplished an impressive political and legislative career.
- Sizin rehberliğiniz altında Avrupa Parlamentosu etkileyici bir siyasi ve yasama kariyerine imza attı.
- Codes of conduct and the use of guidance both have a role to play here.
- Davranış kuralları ve rehberlik kullanımının her ikisinin de burada oynayacağı bir rol vardır.
- After all, that country has complied with the multi-annual guidance programme.
- Ne de olsa bu ülke çok yıllı rehberlik programına uymuştur.
- Other priorities are the extension of the multiannual guidance programmes and rebuilding the stocks at risk.
- Diğer öncelikler ise çok yıllı rehberlik programlarının genişletilmesi ve risk altındaki stokların yeniden inşasıdır.
- This was the fourth generation multi-annual guidance programme, a series of programmes dating back to 1983.
- Bu, 1983 yılına kadar uzanan bir dizi programdan oluşan dördüncü nesil çok yıllı rehberlik programıydı.
- So there must be guidance in those areas as well.
- Dolayısıyla bu alanlarda da rehberlik yapılmalıdır.
- The multiannual guidance programmes proposed by the Commission make a lot of sense.
- Komisyon tarafından önerilen çok yıllı rehberlik programları çok anlamlıdır.
- I would hope that this issue will also be raised with the Commission so we can have guidance on it.
- Bu konunun Komisyon'da da gündeme geleceğini ve böylece bu konuda rehberlik alabileceğimizi umuyorum.
- Thank you, therefore, for that bit of educational guidance.
- Bu nedenle bu eğitici rehberlik için teşekkür ederim.
- Now is the time for leadership which will provide farsighted, wise guidance.
- Şimdi ileri görüşlü, bilge bir rehberlik sağlayacak liderlik zamanıdır.
- How will the Council be able to provide coherent, effective guidance?
- Konsey nasıl tutarlı ve etkili bir rehberlik sağlayabilecektir?
- You will know that these new formulations give greater weight to economic guidance.
- Bu yeni formülasyonların ekonomik rehberliğe daha fazla ağırlık verdiğini bileceksiniz.
- Thank you, therefore, for that bit of educational guidance.
- Bu eğitici rehberlik için teşekkür ederim.
- It is a process that requires external guidance, because mutual distrust is too entrenched.
- Bu, dışarıdan rehberlik gerektiren bir süreçtir çünkü karşılıklı güvensizlik çok köklüdür.
- The national consumer authorities could likewise run campaigns giving guidance to users of washing detergents.
- Ulusal tüketici otoriteleri de aynı şekilde çamaşır deterjanı kullanıcılarına rehberlik eden kampanyalar yürütebilir.
- It goes without saying that such guidance cannot change the democratically approved legislation.
- Bu tür bir rehberliğin demokratik olarak onaylanmış mevzuatı değiştiremeyeceğini söylemeye gerek yoktur.
- In my opinion, the information desks should focus on the role of offering guidance to the consumer.
- Bence bilgi masaları tüketiciye rehberlik etme rolüne odaklanmalıdır.
- Under the guidance of the Presidency-in-Office of the Council, the results relating to this declaration are good.
- Konsey Dönem Başkanlığının rehberliğinde, bu deklarasyonla ilgili sonuçlar olumludur.
- We need your guidance.
- Senin rehberliğine ihtiyacımız var.
- What Tom needs is guidance.
- Tom'un ihtiyacı olan şey rehberlik.
- We feel Tom needs some spiritual guidance.
- Biz Tom'un biraz ruhsal rehberliğe ihtiyacı olduğunu hissediyoruz.
- Tom just needs a little guidance.
- Tom'un sadece biraz rehberliğe ihtiyacı var.
- Give me some guidance here.
- Burada bana bir rehberlik ver.
- Tom needed guidance.
- Tom'un rehberliğe ihtiyacı vardı.
- Thank you for your guidance.
- Rehberliğin için teşekkür ederim.
- I need your guidance.
- Senin rehberliğine ihtiyacım var.
- Tom needs our guidance.
- Tom'un bizim rehberliğimize ihtiyacı var.
- Our constitution was drawn up under American guidance.
- Anayasamız Amerikan rehberliği altında yazıldı.
- I need some guidance.
- Biraz rehberliğe ihtiyacım var.
- What Tom needs is guidance.
- Tom'un ihtiyacı olan rehberlik.
- Tom asked Mary for guidance.
- Tom Mary'den rehberlik istedi.
- We feel Tom needs some spiritual guidance.
- Tom'un ruhani rehberliğe ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz.
- I need guidance.
- Rehberliğe ihtiyacım var.
- Tom needs guidance.
- Tom'un rehberliğe ihtiyacı var.
- I needed guidance.
- Rehberliğe ihtiyacım vardı.
- Thank you for your guidance.
- Rehberliğiniz için teşekkürler.
- Give me some guidance here.
- Bana biraz rehberlik edin.
- We need your guidance.
- Rehberliğine ihtiyacımız var.
- Tom prayed for God's guidance.
- Tom Tanrı'nın rehberliği için dua etti.
Show More (39)
|