guidance - English Turkish Sentences
English Turkish
guidance rehberlik n.
  • He gave me helpful guidance on choosing a career.
  • Kariyer seçimi konusunda bana rehberlik etti.
  • This was the fourth generation multi-annual guidance programme, a series of programmes dating back to 1983.
  • Bu, 1983 yılına kadar uzanan bir dizi programdan oluşan dördüncü nesil çok yıllı rehberlik programıydı.
  • So there must be guidance in those areas as well.
  • Dolayısıyla bu alanlarda da rehberlik yapılmalıdır.
Show More (40)
guidance yönlendirme n.
  • That is why it is necessary for there to be some guidance in relation to the state aid rules.
  • Bu nedenle devlet yardımı kurallarıyla ilgili olarak bazı yönlendirmelerin yapılması gerekmektedir.
  • As a true politician, she also wants to give some guidance.
  • Gerçek bir politikacı olarak o da bazı yönlendirmelerde bulunmak istiyor.
  • It concerns electronic guidance, computer workstations and directions to rooms.
  • Elektronik rehberlik, bilgisayar iş istasyonları ve oda yönlendirmeleri ile ilgilidir.
Show More (2)
guidance yol gösterme n.
  • This has been unequivocally confirmed by the wise men, from whom we received clear guidance.
  • Bu durum, bize açık bir şekilde yol gösteren akil adamlar tarafından kesin bir dille teyit edilmiştir.
  • So there must be guidance in those areas as well.
  • Dolayısıyla bu alanlarda da yol gösterici olmalıdır.
  • Tom looked to Mary for guidance.
  • Tom yol göstermesi için Mary'ye baktı.
Show More (0)
guidance güdüm n.
  • The missile's inertial guidance system works perfectly.
  • Füzenin atalet güdüm sistemi mükemmel çalışıyor.
Show More (-2)