Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | harass v. | rahatsız etmek | ||
I don't want you to harass them. Onları rahatsız etmeni istemiyorum. More Sentences |
||||
Common Usage | harass v. | taciz etmek | ||
Trolls are harassing the YouTuber. Troller YouTuber'ı taciz ediyor. More Sentences |
||||
General | ||||
General | harass n. | taciz | ||
Slanderous, defamatory, obscene, indecent, lewd, pornographic, violent, abusive, insulting, threatening and harassing comments are not tolerated. İftira veya karalama amaçlı, müstehcen, ahlaksız, açık saçık, pornografik, şiddet içeren, küfürlü, aşağılayıcı, tehdit ve taciz içeren yorumlara müsamaha gösterilmez. More Sentences |
||||
General | harass v. | bezdirmek | ||
Connor harasses his younger brother all the time. Connor küçük kardeşini sürekli bezdiriyor. More Sentences |
||||
General | harass v. | rahatsız etmek | ||
Dan harassed Linda with continuous calls. Dan sürekli aramalarla Linda'yı rahatsız etti. More Sentences |
||||
Law | ||||
Law | harass v. | taciz etmek | ||
Some environmental protection groups harass those involved in oil exploration or exploitation. Bazı çevre koruma grupları petrol arama ya da işletme faaliyetlerinde bulunanları taciz etmektedir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | harass n. | tacizlik | ||
General | harass n. | izaç | ||
General | harass n. | rahatsızlık | ||
General | harass v. | yormak | ||
General | harass v. | balta olmak | ||
General | harass v. | tekrarlı hücumlarla yormak | ||
General | harass v. | rahat vermemek | ||
General | harass v. | sıkmak | ||
General | harass v. | eziyet vermek | ||
General | harass v. | canına okumak | ||
General | harass v. | tedirgin etmek | ||
General | harass v. | rahat bırakmamak | ||
General | harass v. | bizar etmek | ||
General | harass v. | tacizde bulunmak | ||
General | harass v. | usandırmak | ||
General | harass v. | ısrarlı taleplerle yıldırmak | ||
General | harass v. | tehdit ederek baskı yapmak | ||
Military | ||||
Military | harass v. | aralıksız saldırılarla taciz etmek | ||
Archaic | ||||
Archaic | harass n. | endişe | ||
Archaic | harass n. | üzüntü |