hoard - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
hoard istiflemek v.
  • Tom was accused of hoarding toilet paper and price gouging.
  • Tom tuvalet kağıdı istiflemek ve fiyat şişirmekle suçlandı.
  • Everybody is hoarding their cash.
  • Herkes parasını istifliyor.
  • Sami was hoarding drugs.
  • Sami uyuşturucu istifliyordu.
Show More (0)
hoard zula n.
  • She kept her hoard of chocolate cookies under the sink.
  • Çikolatalı kurabiye zulasını lavabonun altında saklıyordu.
  • The piano tuner discovered a hoard of gold coins hidden under the piano's keyboard.
  • Piyano akortçusu, piyanonun klavyesinin altında gizlenmiş bir altın para zulası keşfetti.
Show More (-1)
hoard biriktirmek v.
  • He hoarded millions in years through tax evasion.
  • Vergi kaçırarak yıllar içinde milyonlar biriktirdi.
  • A miser hoards money not because he is prudent but because he is greedy.
  • Bir cimri ihtiyatlı olduğu için değil, açgözlü olduğu için para biriktirir.
Show More (-1)
hoard stoklamak v.
  • Tom was accused of hoarding toilet paper and price gouging.
  • Tom tuvalet kâğıdı stoklayıp fahiş fiyattan satmakla suçlandı.
Show More (-2)
hoard istif n.
  • Tom found a hoard.
  • Tom bir istif buldu.
Show More (-2)