| 1 |
identification |
kimlik |
n. |
|
- They might ask for proof of identification at the gates.
- Kapılarda kimlik belgesi talep edebilirler.
- The Sikh and Hindu minorities will be required to wear a yellow identification sign on their clothes.
- Sih ve Hindu azınlıkların kıyafetlerine sarı bir kimlik işareti takmaları gerekecektir.
- May I see your identification?
- Kimliğinizi görebilir miyim?
- Do you have identification?
- Kimliğiniz var mı?
- Do you have any identification?
- Kimliğiniz var mı?
- A passport is a valid form of identification.
- Pasaport geçerli bir kimlik belgesidir.
- A passport is a valid form of identification.
- Pasaport geçerli bir kimliktir.
- I'm not carrying any identification.
- Kimlik taşımıyorum.
- Can I see some identification?
- Bir kimliğinizi görebilir miyim?
- Can I see some identification?
- Bir kimlik görebilir miyim?
Show More (7)
|
| 2 |
identification |
tanımlama |
n. |
|
- I use an app to check the identification of the plant.
- Bitkiyi tanımlama amacıyla bir uygulama kullanıyorum.
- I am totally in favour of what has been said about batch or flock identification.
- Toplu ya da sürü tanımlama konusunda söylenenleri tamamen destekliyorum.
- One of them relates to the age from which the identification of animals must be carried out.
- Bunlardan biri, hayvanların tanımlanmasının hangi yaştan itibaren yapılması gerektiğiyle ilgilidir.
- In addition, this rather unreliable procedure will triple the cost of identification.
- Buna ek olarak, bu oldukça güvenilmez prosedür, tanımlama maliyetini üç katına çıkaracaktır.
- I urge sensible handling of transport and the individual identification of animals.
- Taşımanın hassas bir şekilde yapılmasını ve hayvanların bireysel olarak tanımlanmasını teşvik ediyorum.
- My group has submitted new amendments which relate to the identification of the animals.
- Grubum, hayvanların tanımlanmasıyla ilgili yeni değişiklikler sunmuştur.
Show More (3)
|
| 3 |
identification |
kimlik tespiti |
n. |
|
- The suspects were brought to the station for identification.
- Şüpheliler kimlik tespiti için karakola getirildi.
- However, in my opinion, when the quantities are high and exceed those laid down, identification should be demanded.
- Bununla birlikte, kanaatimce, miktarlar yüksek olduğunda ve belirtilenleri aştığında, kimlik tespiti talep edilmelidir.
- In addition, this rather unreliable procedure will triple the cost of identification.
- Buna ek olarak, bu oldukça güvenilmez prosedür kimlik tespitinin maliyetini üç katına çıkaracaktır.
- You'll need a photograph of yourself for identification.
- Kimlik tespiti için bir fotoğrafınıza ihtiyacınız olacak.
Show More (1)
|
| 4 |
identification |
belirleme |
n. |
|
- The Commission should therefore introduce a new identification system as soon as possible.
- Bu nedenle Komisyon mümkün olan en kısa sürede yeni bir kimlik belirleme sistemini uygulamaya koymalıdır.
- In theory all Member States favour an individual identification system, but there are two camps.
- Teorik olarak tüm Üye Devletler bireysel kimlik belirleme sistemini desteklemektedir, ancak iki kutup bulunmaktadır.
Show More (-1)
|
| 5 |
identification |
özdeşleşme |
n. |
|
- We are debating the identification of secularism with social progress.
- Laikliğin toplumsal ilerleme ile özdeşleşmesini tartışıyoruz.
Show More (-2)
|
| 6 |
identification |
özdeşim |
n. |
|
- The author had an intense identification with readers.
- Yazar okuyucularla yoğun bir özdeşim kurmuş.
Show More (-2)
|
| 7 |
identification |
tespit etme |
n. |
|
- Other animals became infected and this delayed the identification of the source of the outbreak.
- Diğer hayvanlar da enfekte olmuş ve bu durum salgının kaynağının tespit edilmesini geciktirmiştir.
Show More (-2)
|
