invoke - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
invoke başvurmak v.
  • The UN has threatened to invoke economic sanctions if the negotiations fail.
  • BM, görüşmelerin kesilmesi durumunda ekonomik yaptırımlara başvuracağı tehdidinde bulundu.
  • In the case of dual nationality, citizens can invoke laws arising from citizenship of the Union.
  • Çifte vatandaşlık durumunda, vatandaşlar Birlik vatandaşlığından kaynaklanan kanunlara başvurabilirler.
  • In other words, when reason fails, we must invoke legal, or even criminal, liability.
  • Başka bir deyişle akıl başarısız olduğunda yasal ve hatta cezai sorumluluğa başvurmalıyız.
Show More (4)
invoke (tanrıya) yakarmak v.
  • Peasant farmers invoked the Gods to bring rain.
  • Köylü çiftçiler yağmur yağdırması için Tanrılara yakardılar.
  • Invoke God in times of trouble.
  • Sıkıntılı zamanlarda tanrıya yakar.
Show More (-1)
invoke başlatmak v.
  • These methods get invoked first when a touch is initiated.
  • Bir dokunma başlatıldığında ilk olarak bu metotlar çağrılır.
  • These methods get invoked first when a touch is initiated.
  • Bir dokunma başlatıldığında ilk olarak bu yöntemler çağrılır.
Show More (-1)
invoke (program) çalıştırmak v.
  • My grandmother finally learned how to invoke the web browser.
  • Büyükannem sonunda web tarayıcısını nasıl çalıştıracağını öğrendi.
Show More (-2)
invoke çağrıştırmak v.
  • This relief invokes images of Greek myths.
  • Bu kabartma Yunan mitlerini çağrıştırıyor.
Show More (-2)
invoke (ruh) çağırmak v.
  • The teenagers attempted to invoke the spirit of Picasso.
  • Gençler Picasso'nun ruhunu çağırmaya kalkışmışlar.
Show More (-2)
invoke çağırmak v.
  • Invoke God in times of trouble.
  • Sıkıntılı zamanlarda Tanrı'yı çağırın.
Show More (-2)