|
- We can preach morals from our ivory pulpit, but we have to realise that it does not work like that.
- Fildişi kürsümüzden ahlak vaazları verebiliriz, ancak bunun böyle işlemediğini fark etmeliyiz.
- Five countries in southern Africa want to sell their stocks of ivory.
- Güney Afrika'daki beş ülke ellerindeki fildişi stoklarını satmak istiyor.
- Five countries in southern Africa want to sell their stocks of ivory.
- Güney Afrika'daki beş ülke fildişi rezervlerini satmak istiyor.
- Thirdly, the idea of the destruction of ivory meets with considerable resistance.
- Üçüncü olarak, fildişinin imha edilmesi fikri önemli bir dirençle karşılaşmaktadır.
- Why should we have to destroy a natural, valued and valuable material such as ivory?
- Fildişi gibi doğal, değerli ve kıymetli bir malzemeyi neden yok etmek zorunda kalalım?
- Elephants are poached for their ivory and their natural habitat has been considerably altered and reduced.
- Filler fildişleri için kaçak avlanmaktadır ve doğal yaşam alanları önemli ölçüde değiştirilmiş ve azaltılmıştır.
- The European Union must therefore very firmly reject any unlawful resumption of the trade in ivory.
- Bu nedenle Avrupa Birliği fildişi ticaretinin hukuksuz bir şekilde yeniden başlatılmasını kesin bir dille reddetmelidir.
- He's an ivory dealer dealing in black market animals.
- O, karaborsa hayvan ticareti yapan bir fildişi tüccarı.
- The general, without interrupting his speech, hit him on the head with his heavy ivory stick; the barbarian fell.
- General, konuşmasını kesmeden, ağır fildişi sopasıyla kafasına vurdu; barbar düştü.
- Tens of thousands of elephants are killed every year for their ivory tusks.
- Her yıl on binlerce fil, fildişleri için öldürülür.
- Tens of thousands of elephants are killed every year for their ivory tusks.
- Fildişi dişleri için her yıl on binlerce fil öldürülüyor.
- He carved designs in ivory.
- Fildişine desenler oydu.
- Elephants were killed for their ivory.
- Filler fildişleri için öldürülüyordu.
Show More (10)
|