keyboard - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
keyboard klavye n.
  • Her keyboard supports typing in various languages.
  • Klavyesi farklı dillerde yazı yazmasına olanak tanıyor.
  • Those buttons, that keyboard looks so cold to me.
  • O tuşlar, o klavye bana çok soğuk geliyor.
  • Those buttons, that keyboard looks so cold to me.
  • O tuşlar, o klavye bana çok soğuk görünüyor.
Show More (55)
keyboard org n.
  • Brice started learning the keyboard as a hobby.
  • Brice hobi olarak org çalmayı öğreniyor.
  • I also play keyboard in my band.
  • Ben de grubumda org çalıyorum.
  • Who plays the keyboards in your band?
  • Senin grubunda kim org çalıyor?
Show More (1)
keyboard klavye ile bilgisayara aktarmak v.
  • The students keyboarded all data into the computer.
  • Öğrenciler tüm verileri klavyeyle bilgisayara aktardılar.
Show More (-2)