|
- He brought a ladder to change the fuses in the fuse box.
- Sigorta kutusundaki sigortaları değiştirmek için bir merdiven getirdi.
- You will remember the provisions recently presented to us on climbing ladders.
- Yakın zamanda merdiven çıkma konusunda bize sunulan hükümleri hatırlayacaksınız.
- They are just trying to pull the ladder up behind them.
- Onlar sadece merdiveni arkalarından çekmeye çalışıyorlar.
- As a priority, ladders should be secured firmly using all possible means.
- Öncelikli olarak, merdivenler mümkün olan tüm yöntemler kullanılarak sağlam bir şekilde sabitlenmelidir.
- Trade also provides that ladder out of poverty which is what our committee and this report are all about.
- Ticaret aynı zamanda yoksulluktan çıkış merdiveni sağlar ki komitemizin ve bu raporun amacı da budur.
- Now get on the ladder and come down here.
- Hemen merdivenden aşağı in!
- Don't walk under ladders.
- Merdivenlerin altından yürüyerek geçmeyiniz.
- We need the ladder.
- Merdivene ihtiyacımız var.
- He's going to climb the ladder.
- O, merdivene tırmanacak.
- Why do you need a new ladder?
- Neden yeni bir merdivene ihtiyacın var?
- He climbed up the ladder.
- Merdivenden yukarı tırmandı.
- Chaos isn't a pit, but a ladder.
- Kaos bir çukur değil, bir merdivendir.
- Don't walk under ladders.
- Merdivenlerin altında yürüme.
- Tom fell off a ladder.
- Tom merdivenden düştü.
- Put the ladder against the wall.
- Merdiveni duvara dayayın.
- Both Fadil and Layla continued to climb their respective career ladders.
- Hem Fadıl hem de Leyla, kendi kariyer merdivenlerini tırmanmaya devam ettiler.
- Take care when you climb up the ladder.
- Merdivenden yukarı çıkarken dikkatli olun.
- The workmen were climbing up and down the ladder.
- İşçiler merdivenden yukarı aşağı iniyorlardı.
- He placed the ladder against the fence.
- Merdiveni çite dayadı.
- Hillary rested the ladder against the wall.
- Hillary merdiveni duvara dayadı.
- Take care when you climb up the ladder.
- Merdiveni çıkarken dikkatli olun.
- He needs a ladder.
- Bir merdivene ihtiyacı var.
- Because my old ladder is broken.
- Çünkü benim eski merdivenim kırık.
- Tom fell off the ladder when he was cleaning out his gutters.
- Tom olukları temizlerken merdivenden düştü.
- He needs the ladder.
- Onun merdivene ihtiyacı var.
- I fell from the first rung of the ladder.
- Ben merdivenin ilk basamağından düştüm.
- He needs a ladder.
- Onun bir merdivene ihtiyacı var.
- The ladder was covered with mud.
- Merdiven çamurla kaplıydı.
- Stand the ladder against the wall.
- Merdiveni duvara yaslayın.
- Tom wondered how fast Mary could climb a ladder.
- Tom, Mary'nin bir merdiveni ne kadar hızlı tırmanabileceğini merak etti.
- We need a ladder.
- Bize bir merdiven lazım.
- Stand the ladder against the wall.
- Merdiveni duvara daya.
- Does anyone know where we can find a ladder?
- Merdiveni nerede bulabileceğimizi bilen var mı?
- Hold the ladder tight.
- Merdiveni sıkı tut.
- Tom climbed down the ladder.
- Tom merdivenden aşağı indi.
- Sami was climbing the ladder.
- Sami merdivene tırmanıyordu.
- Tom needs a ladder.
- Tom'un bir merdivene ihtiyacı var.
- We need a ladder.
- Bir merdivene ihtiyacımız var.
- Tom climbed up a ladder to get to the roof.
- Tom çatıya çıkmak için merdivene tırmandı.
- The ladder was covered with mud.
- Merdiven çamur içindeydi.
- Sami was climbing the ladder.
- Sami merdiveni çıkıyordu.
- She fell down the ladder.
- O, merdivenden düştü.
- Tom climbed halfway up the ladder and then turned and looked at us.
- Tom merdivenin yarısına kadar tırmandı ve sonra dönüp bize baktı.
- The ladder was covered with dust and rust.
- Merdiven toz ve pas içindeydi.
- She fell down the ladder.
- Merdivenden düştü.
- We don't need a ladder.
- Merdivene ihtiyacımız yok.
- I climbed the ladder.
- Merdiveni tırmandım.
- May I borrow your ladder?
- Merdivenini ödünç alabilir miyim?
- She was going up a ladder.
- Merdivenden yukarı çıkıyordu.
- Place the ladder against the wall.
- Merdiveni duvara yaslayın.
- Please hold this ladder steady.
- Lütfen bu merdiveni sabit tut.
- He fell when the ladder broke.
- Merdiven kırılınca düştü.
- Knock the ladder down.
- Merdiveni yıkın.
- This ladder leads to the roof.
- Bu merdiven çatıya çıkar.
- Tom leaned the ladder against the wall.
- Tom merdiveni duvara yasladı.
- Get down from that ladder.
- O merdivenden in.
- The workmen were climbing up and down the ladder.
- İşçiler merdivenden inip çıkıyorlardı.
- Sometimes a ladder is a sign of bad luck.
- Bazen bir merdiven kötü bir şans işaretidir.
- I need a ladder.
- Merdivene ihtiyacım var.
- The ladder was covered with dust and rust.
- Merdiven toz ve pas ile kaplıydı.
- Tom put his foot on the first rung of the ladder.
- Tom ayağını merdivenin ilk basamağına koydu.
- I'll get the ladder.
- Merdiveni getireceğim.
- Because my old ladder is broken.
- Çünkü eski merdivenim kırıldı.
- There's a ladder leaning against the garage wall.
- Garaj duvarına yaslanmış bir merdiven var.
- Tom climbed the ladder.
- Tom merdivene tırmandı.
- My ladder is not broken.
- Benim merdivenim kırık değil.
- Tom hates climbing ladders.
- Tom merdiven çıkmaktan nefret eder.
- I climbed the ladder.
- Ben merdivene tırmandım.
- Tom is going to climb the ladder.
- Tom merdivene tırmanacak.
- She was going up a ladder.
- O bir merdivene çıkıyordu.
- Tom climbed up the ladder.
- Tom merdivene tırmandı.
- He lost his balance and fell off the ladder.
- Dengesini kaybetti ve merdivenden düştü.
- Please hold this ladder steady.
- Lütfen bu merdiveni sabit tutun.
- Tom fell off the ladder.
- Tom merdivenden düştü.
- Tom climbed up the ladder to the roof of the garage.
- Tom garajın çatısına merdivenle tırmandı.
- We leaned the ladder against the wall.
- Merdiveni duvara yasladık.
- I'll get the ladder.
- Merdiveni alacağım.
- I fell from the first rung of the ladder.
- Merdivenin ilk basamağından düştüm.
- I fell off the ladder.
- Merdivenden düştüm.
- Is this ladder strong enough to bear my weight?
- Bu merdiven benim ağırlığımı taşıyacak kadar güçlü mü?
- The boy seized the ladder, and began to climb.
- Çocuk merdiveni kaptı ve tırmanmaya başladı.
- Knock the ladder down.
- Merdiveni yere indir.
- Tom almost fell off the ladder.
- Tom az daha merdivenden düşüyordu.
- My father put a ladder against the tree.
- Babam ağaca bir merdiven dayadı.
- Tom climbed the ladder up to the roof.
- Tom merdivenle çatıya çıktı.
- How much does this ladder cost?
- Bu merdivenin fiyatı ne kadar?
- He told his son to get down from the ladder.
- Oğluna merdivenden inmesini söyledi.
- Hold this ladder steady.
- Bu merdiveni sabit tutun.
- Chaos isn't a pit, but a ladder.
- Kaos çukur değil, merdivendir.
- May I borrow your ladder?
- Merdiveninizi ödünç alabilir miyim?
- Tom needs the ladder.
- Tom'un merdivene ihtiyacı var.
- He's going to climb the ladder.
- Merdivene tırmanacak.
- Why do you need a new ladder?
- Neden yeni bir merdivene ihtiyacınız var?
- Tom went up the ladder to pick some apples.
- Tom biraz elma toplamak için merdivene çıktı.
- Take care when you climb up the ladder.
- Merdivenden tırmanırken dikkatli olun.
- This ladder is metal.
- Bu merdiven metal.
- We leaned the ladder against the wall.
- Merdiveni duvara dayadık.
- My ladder is not broken.
- Merdivenim kırık değil.
- Place the ladder against the wall.
- Merdiveni duvara daya.
- Tom climbed up the ladder to the roof of the garage.
- Tom garajın çatısına çıkan merdivene tırmandı.
- Tom placed the ladder against the fence.
- Tom merdiveni çite dayadı.
- Tom climbed up the ladder and picked an apple from the tree.
- Tom merdivene tırmandı ve ağaçtan bir elma kopardı.
- Don't walk under ladders.
- Merdivenlerin altında yürümeyin.
- I need a ladder.
- Bana bir merdiven lazım.
- Tom fell when the ladder broke.
- Merdiven kırıldığında Tom düştü.
- Sami was climbing the ladder.
- Sami merdiveni tırmanıyordu.
- I am buying a ladder in the hardware store.
- Hırdavatçıdan bir merdiven alıyorum.
- Tom leaned the ladder against the wall.
- Tom merdiveni duvara dayadı.
- I need a ladder.
- Bir merdivene ihtiyacım var.
- Tom fell off the ladder when he was cleaning out his gutters.
- Tom çatı oluklarını temizlerken merdivenden düştü.
- Hold the ladder tight.
- Merdiveni sıkı tutun.
- Take care when you climb up the ladder.
- Merdivene tırmanırken dikkatli olun.
- Is this ladder strong enough to bear my weight?
- Bu merdiven benim ağırlığımı taşıyacak kadar sağlam mı?
- Tom almost fell off the ladder.
- Tom neredeyse merdivenden düşüyordu.
- Sometimes a ladder is a sign of bad luck.
- Bazen bir merdiven kötü şans işaretidir.
- Tom climbed down the ladder.
- Tom merdivenden indi.
- The boy seized the ladder, and began to climb.
- Çocuk merdiveni yakaladı ve tırmanmaya başladı.
- Get down from that ladder.
- İn o merdivenden.
- I need the ladder.
- Merdivene ihtiyacım var.
- He put his foot on the ladder.
- Ayağını merdivene koydu.
- He fell when the ladder broke.
- Merdiven kırıldığında düştü.
- This ladder leads to the roof.
- Bu merdiven çatıya çıkıyor.
- Tom fell off a ladder.
- Tom bir merdivenden düştü.
- Is this ladder steady enough?
- Bu merdiven yeterince sağlam mı?
- Tom fell when the ladder broke.
- Merdiven kırılınca Tom düştü.
- Does anyone know where we can find a ladder?
- Merdiven bulabileceğimiz yeri bilen var mı?
- I need a ladder so I can get up to my roof.
- Çatıma çıkabilmem için bir merdivene ihtiyacım var.
- Tom climbed the ladder up to the roof.
- Tom merdiveni çatıya kadar tırmandı.
Show More (125)
|
