like a - Turc Anglais Dictionnaire

like a

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "like a" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
General
like a shot adv. şimşek gibi
The dog went away like a shot.
Köpek şimşek gibi uzaklaştı.

More Sentences
like a shot adv. süratle
The dog went away like a shot.
Köpek, süratle uzaklaştı.

More Sentences
a face like thunder n. sinirli bir yüz ifadesi
like a house on fire n. hızla
like a house on fire n. süratle
a movie-like story n. film gibi hikaye
a passion like the burning of the sun n. hiç bitmeyen büyük bir tutku
memory like a fish n. balık hafıza
eat like a horse v. ayı gibi yemek
swear like a trooper v. ana avrat düz gitmek
grin like a cheshire cat v. pişmiş kelle gibi sırıtmak
sleep like a log v. deliksiz uyumak
lie like a trooper v. çok yalan söylemek
be like a fish out of water v. sudan çıkmış balığa dönmek
become like a prison to v. zindan olmak
sleep like a log v. leş gibi uyumak
treat somebody like a dirt v. hiçe saymak
cling like a leech v. sülük gibi yapışmak
behave like a beast v. canavarlaşmak
stare like a stuck pig v. ağzı açık ayran delisi gibi bakmak
make it look like a suicide v. intihar süsü vermek
fit like a glove v. tıpatıp uymak
eat like a horse v. kurt gibi yemek yemek
eat like a horse v. öküz gibi yemek
fit like a glove v. kalıp gibi oturmak
work like a beaver v. harıl harıl çalışmak
sting like a bee v. arı gibi sokmak
feel like a fish out of water v. denizden çıkmış balığa dönmek
swim like a brick v. batmak
grin like a cheshire cat v. sırıtmak
live like a gentleman v. efendi gibi yaşamak
know a place like the palm of one's hand v. avucunun içi gibi bilmek
drink like a fish v. fazla içki içmek
swear like a trooper v. ağzına geleni söylemek
go like a bomb v. çok iyi gitmek
fall like a bombshell v. gündeme bomba gibi düşmek
stick like a leech v. sülük gibi yapışmak
be treated like a criminal v. suçlu muamelesi görmek
treat somebody like a fool v. deli yerine koymak
treat somebody like a fool v. salak yerine koymak
treat somebody like a fool v. enayi muamelesi yapmak
behave like a european v. frenkleşmek
sleep like a baby v. bebek gibi uyumak
attack a meal like a ravenous wolf v. aç kurt gibi saldırmak
work like a demon v. çok çalışmak
swear like a trooper v. kalaylamak
sweat like a pig v. çok terlemek
sweat like a pig v. domuz gibi terlemek
act like a fool v. aptallık etmek
swell like a balloon v. balon yapmak
cry like a baby v. bebek gibi ağlamak
cry like a baby v. çocuk gibi ağlamak
behave like a know it all v. hariçten gazel okumak
cry like a baby v. zırıl zırıl ağlamak
make it look like a murder v. cinayet süsü vermek
keep something like a secret v. sır gibi saklamak
like a lot v. birine bayılmak
drop like a bombshell v. bomba gibi düşmek
eat like a bird v. çok yavaş yemek
eat like a bird v. çok az yemek
live like a king v. kral gibi yaşamak
watch someone like a hawk v. birini göz hapsinde tutmak
work like a horse v. eşek gibi çalışmak
laugh like a drain v. kahkahalarla gülmek
come like a bombshell v. bomba etkisi yaratmak
descend over like a nightmare v. kabus gibi çökmek
loom over like a nightmare v. kabus gibi çökmek
treat like a step-child v. üvey evlat gibi tutmak
feel like a stranger v. kendini yabancı hissetmek
feel like a stranger v. yabancılık hissetmek
treat like a step-child v. üvey evlat muamelesi yapmak
treat like a step-child v. üvey evlat gibi saymak
feel like a stranger v. yabancı gibi hissetmek
feel like a new person v. yenilenmiş hissetmek
stink like a dog v. köpek gibi kokmak
live like a parasite v. parazit gibi yaşamak
be treated like a second-class citizen v. ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmek
feel like a man v. bir erkek gibi hissetmek
treat someone like a child v. birisine çocukmuş gibi davranmak
seem like such a tragedy v. tam bir trajedi gibi görünmek
scream like a little girl v. küçük bir kız gibi bağırmak
fall to the ground like a sack of spuds v. patates çuvalı gibi düşmek
pop up like a cork v. mantar gibi fırlamak
dress up like a superhero v. bir süper kahraman gibi giyinmek
leak like a sieve v. elek gibi sızdırmak
look like a little angel v. küçük bir melek gibi görünmek
shake like a leaf v. yaprak gibi titremek
make it seem like a suicide v. intihar süsü vermek
collapse like a paper castle v. kağıttan kale gibi çökmek
act like a mother v. anne gibi davranmak
cry like a new born baby v. yeni doğmuş bir bebek gibi ağlamak
cry like a new born baby v. yeni doğmuş bebek gibi ağlamak
feel like a child v. çocuk gibi hissetmek
behave like a beast v. canavar gibi davranmak
like a bean pole adj. fasulye sırığı gibi
like a broken record adj. bozuk plak gibi
like a powder keg adj. barut fıçısı gibi
like a limpet adj. sülük gibi
like a man adj. erkek gibi
like beads-on-a-string adj. art arda dizili/dizilmiş
like a boss adj. patron gibi
like a dog adv. köpek gibi
like a maniac adv. manyakça
like a house afire adv. son sürat
like a dream adv. hayal gibi
like giving a charity adv. sadaka verir gibi
like a drowned rat adv. sırılsıklam
like a shot adv. hızla
like a bump on a log adv. put gibi hareketsiz
like a dying duck adv. şaşkın şaşkın
like a shot adv. hiç tereddüt etmeden
like a streak of lightning adv. şimşek gibi
like a shot adv. birdenbire
like a nut adv. çılgın gibi
like a shot adv. hemen
like a bird adv. kuş misali
like a shot adv. derhal
like a shot adv. çabucak
like a lamb adv. paşa paşa
like a shot adv. ok gibi
like a flash adv. çarçabuk
like a shot adv. yıldırım gibi
like a lamb adv. kuzu kuzu
like a flash adv. süratle
like a lightning adv. süratle
like a streak adv. hızla
like a blue streak adv. hızla
like a flash adv. hızla
like a blue streak adv. süratle
like a streak adv. süratle
like a lightning adv. hızla
after a plane crash like this adv. böyle bir uçak kazasından sonra
like beads-on-a-string adv. sıra halinde/birbiri ardına gelen
like a flash adv. bir koşu
like a bomb adv. bomba gibi
in/like a flash adv. dakikasında
like a skyscraper adv. bir gökdelen gibi
like a song adv. bir şarkı gibi
Phrases
do like a dinner [australia] v. mahvetmek
do like a dinner [australia] v. boyun eğdirmek
do like a dinner [australia] v. yenmek
do like a dinner [australia] v. üstün gelmek
life is like a box of chocolates expr. hayat/yaşam sürprizlerle doludur
life is like a box of chocolates expr. kutudan ne çıkacağını bilemezsin
life is like a box of chocolates expr. bazen çalışmadığın yerden soru gelir
life is like a box of chocolates expr. hayat inişli çıkışlı/yokuşlu bir yoldur
life is like a box of chocolates expr. hayatın karşına neler çıkaracağını bilemezsin
life is like a box of chocolates expr. hayat öngörülmezdir
life is like a box of chocolates expr. yarının ne getireceği belli olmaz
life is like a box of chocolates expr. yarının nelere gebe olacağını bilemezsin
like a hungry wolf expr. aç kurt gibi
like a bat out of hell expr. hızla
like a skeleton expr. iskelet gibi
float like a butterfly, sting like a bee expr. kelebek gibi uçar arı gibi sokarım (muhammed ali ünvanı)
like a bat out of hell expr. süratle
like a bat out of hell expr. şimşek gibi
like a bat out of hell expr. tazı gibi hızlı
like a bat out of hell expr. yel gibi
if it looks like a duck and walks like a duck, it is a duck expr. görünen köy kılavuz istemez
if it looks like a duck and walks like a duck, it is a duck expr. aşikar
if it looks like a duck and walks like a duck, it is a duck expr. her şey ortada
nothing breaks like a heart expr. hiçbir şey bir kalp gibi kırılmaz
nothing breaks like a heart expr. hiçbir şey bir kalp kadar kırılmaz
nothing breaks like a heart expr. hiçbir şey kalp gibi kırılmaz
nothing breaks like a heart expr. hiçbir şey bir kalp kadar kırılmaz
Proverb
to a man with a hammer, everything looks like a nail elinde çekiç olan herşeyi çivi görür
if you have a hammer, everything looks like a nail çekiç elindeyse her şey çivi olur
March comes in like lion and goes out like a lamb mart aslan gibi gelir kuzu gibi gider
march comes in like a lion and goes out like a lamb mart soğuk başlar ama sıcak biter
march comes in like a lion and goes out like a lamb mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır
hell hath no fury like a woman scorned aşkta reddilmiş bir kadının gazabı cehennemde bile görülmez
hell hath no fury like a woman scorned hiç kimse, aşkta geri çevrilmiş bir kadından daha tehlikeli olamaz
it looks like a duck and swims like a duck, then it is a duck görünen köy kılavuz istemez
hell has no fury like a woman scorned aşkta reddedilmiş bir kadının gazabı cehennemde bile görülmez
hell has no fury like a woman scorned hiç kimse, aşkta geri çevrilmiş bir kadından daha tehlikeli olamaz
if all you have is a hammer, everything looks like a nail çekiç elindeyse her şey çivi olur
if all you have is a hammer, everything looks like a nail elinde sadece çekiç varsa her şey çivi olur
in like a lion, out like a lamb mart aslan gibi gelir kuzu gibi gider
in like a lion, out like a lamb mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır
in like a lion, out like a lamb mart soğuk başlar ama sıcak biter
Colloquial
pretend to be like a family v. aileymiş gibi davranmak
treat someone like a piece of shit v. birisine bir pislik gibi davranmak
go down like a bomb v. bomba gibi patlamak
go down like a bomb v. büyük düş kırıklığına uğratmak
act like a professional v. bir profesyonel gibi davranmak
like a bolt from the blue v. lappadak
live like a lord v. krallar gibi yaşamak
look like a drowned rat v. sıçan gibi ıslanmak
go down like a bomb v. şok etmek
look like a drowned rat v. sucuk gibi ıslanmak
go down like a bomb v. şaşırtmak
go down like a bomb v. soğuk duş etkisi yaratmak
get played like a fiddle v. kerizlenmek
get played like a fiddle v. birinin parmağında oynatılmak
get played like a fiddle v. manipüle edilmek
get played like a fiddle v. oyuncak olmak
get played like a fiddle v. birinin elinde oyuncak olmak
get played like a fiddle v. biri tarafından kendi çıkarlarına göre yönetilmek
shut up like a clam v. taş kesilmek
like a beached whale adj. fil/küp/sandviç gibi (sıkışıp kalmak)
like a beached whale adj. kapana/deliğe sıkışmış/kısılmış gibi
dressed up like a dog's dinner adj. rüküş
done up like a dog's dinner adj. rüküş
out like a light adj. sarhoş
out like a light adj. şuursuz
like a bandit adv. aşırı iyi bir şekilde
like a bandit adv. büyük bir başarıyla
like a bandit adv. çok hızlı bir şekilde
like a bandit adv. aceleyle
like a bandit adv. apar topar
like a ton of bricks adv. (cezalandırma, azarlama) ağır biçimde
stands out like a shag on a rock expr. apaçık
like a bear with a sore head expr. aksi
look like a military zone expr. askeri bölge gibi görünüyor
in a place like this expr. böyle bir yerde
out like a light expr. bilinçsiz
a few of us would like to take you to dinner expr. birkaçımız sizi yemeğe çıkarmak istiyoruz
out like a light expr. baygın
like a bolt from the blue expr. birdenbire
like a bolt from the blue expr. birden
like a bolt from the blue expr. bir anda
like a book expr. çok düzgün
like the back of a bus expr. cazibesiz
like the back of a bus expr. çok çirkin
like a bear garden expr. denetimsiz
like the back end of a bus expr. çok çirkin
like the back end of a bus expr. cazibesiz
like a bear garden expr. darmadağınık yer
fits like a glove expr. cuk diye oturdu
like a bear garden expr. gürültülü yer
like a million dollars expr. harika
like a bear with a sore head expr. huzursuz
like a bear with a sore head expr. huysuz
like most guests having a good time expr. iyi vakit geçiren çoğu misafir gibi
like walking a tightrope expr. ince ip üstünde yürümek gibi
dressed up like a dog's dinner expr. kılıksız
like a charm expr. mükemmel
like a bear garden expr. kargaşa dolu
done up like a dog's dinner expr. kılıksız
and quacks like a duck it is a duck expr. öyleyse/öyle diyorlarsa öyledir
out like a light expr. kendinden geçmiş
like a book expr. kitap gibi
like a dream expr. mükemmel
out like a light expr. mışıl mışıl uyuyan
like a million dollars expr. mükemmel
like a bolt from the blue expr. pat diye
like a bear garden expr. patırtılı
like it's such a big deal! expr. sanki çok büyük bir meseleymiş gibi!
like looking for a needle in a haystack expr. samanlıkta iğne aramak gibi
like it's such a big deal! expr. sanki çok önemliymiş gibi!
like a bear with a sore head expr. sol tarafından kalkmış
like a bear with a sore head expr. sinirli
you look like a million expr. harika görünüyorsun
you look like a million expr. muhteşem görünüyorsun
(that) sounds like a plan expr. kulağa iyi geliyor
(that) sounds like a plan expr. olur
(that) sounds like a plan expr. anlaştık
(that) sounds like a plan expr. kabul
(that) sounds like a plan expr. iyi fikir
(that) sounds like a plan expr. güzel bir plan
(that) sounds like a plan expr. iyi bir plana benziyor
(that) sounds like a plan expr. kulağa mantıklı geliyor
(that) sounds like a plan expr. o halde öyle yapıyoruz
(that) sounds like a plan expr. tamam hadi öyle yapalım
like a blue-arsed fly expr. çılgınca bir hareket içinde
like a bomb [uk/new zealand] expr. jet gibi
like a bomb [uk/new zealand] expr. bomba gibi
like a bomb [uk/new zealand] expr. çok iyi
I'd like a word with you expr. seninle/sizinle biraz konuşabilir miyim?
up and down like a yo-yo expr. bir aşağı bir yukarı
up and down like a yo-yo expr. bir yüksek bir düşük
up and down like a yo-yo expr. bir iyi bir kötü
like a dog's dinner expr. giyimi kuşamı yerinde
like a dog's dinner expr. gösterişli giyinmiş
Idioms
a brain like a sieve n. balık hafıza
beef to (the) heel like a mullingar heifer [ireland] n. kalın/küt bacak
beef to (the) heel like a mullingar heifer [ireland] n. bacakların kalınlaşması
beef to (the) heel like a mullingar heifer [ireland] n. bacakların yağlanması
a mind like a sieve n. aklında/zihninde/hafızasında bir şey tutamama
a mind like a sieve n. aklında kalmama
a mind like a sieve n. çabuk unutma
a mind like a sieve n. zayıf/balık hafıza
a mind like a sieve n. hafızası zayıf
a brain like a sieve n. aklında/zihninde/hafızasında bir şey tutamama
a brain like a sieve n. aklında kalmama
a brain like a sieve n. çabuk unutma
a brain like a sieve n. zayıf/balık hafıza
a brain like a sieve n. hafızası zayıf
running about like a headless chicken n. ne yapacağın bilmez şekilde koşuşturma
running about like a headless chicken n. deli dana gibi sağa sola dalma
rushing about like a headless chicken n. ne yapacağın bilmez şekilde koşuşturma
rushing about like a headless chicken n. deli dana gibi sağa sola dalma
memory like a sieve n. balık hafıza
smiling like a cheshire cat n. otuz iki dişini göstererek gülme
smiling like a cheshire cat n. pişmiş kelle gibi sırıtma
a hand like a foot n. okunaksız el yazısı
a hand like a foot n. eciş bücüş el yazısı
a hand like a foot n. karınca duası gibi el yazısı
a hand like a foot n. kötü el yazısı
a hand like a foot n. (iskambilde) kötü el
a hand like a foot n. (iskambilde) zayıf el
a mind like a sieve n. unutkan olma
a mind like a sieve n. dalgın olma
(like) a red rag to a bull n. tahrik
(like) a red rag to a bull n. kışkırtma
(like) a red rag to a bull n. damarına basma
(like) a red rag to a bull n. (birini) kızdıracağı belli olan şey
(like) a red rag to a bull n. boğaya kırmızı gösterme
(like) a red rag to a bull n. insanın sinirlerini zıplatan şey
(like) a red rag to a bull n. insanı azgın boğaya dönüştüren şey
a mind like a sieve n. balık hafıza
feel like a million n. zımba gibi olmak
feel like a million n. havalara uçmak
feel like a million n. harika hissetmek
feel like a million dollars n. zımba gibi olmak
feel like a million dollars n. havalara uçmak
feel like a million dollars n. harika hissetmek
feel like a new man/woman v. yeniden doğmuş gibi hissetmek
feel like a new man/woman v. yeniden dünyaya gelmiş gibi hissetmek
feel like a new man/woman v. yeni biri gibi hissetmek
need (something) like a fish needs a bicycle v. bir şeyin kesinlikle hiçbir gereği olmamak
need (something) like a fish needs a bicycle v. bir şeye kesinlikle ihtiyacı olmamak
need (something) like a fish needs a bicycle v. (bir şeye) balığın bisiklete ihtiyacı olduğu kadar ihtiyacı olmak
shoot through like a bondi tram v. tüymek
shoot through like a bondi tram v. kaçmak
shoot through like a bondi tram v. uçmak
shoot through like a bondi tram v. uçarcasına kaçmak
know (someone or something) like a book v. (birisini ya da bir şeyi) avucunun içi gibi bilmek
know (someone or something) like a book v. ezbere bilmek
know (someone or something) like a book v. her karışını bilmek
know like a book v. avucunun içi gibi bilmek
know like a book v. ezbere bilmek
know like a book v. her karışını bilmek
bellow like a (wounded) bull v. yaralı hayvan gibi böğürmek/bağırmak
bellow like a (wounded) bull v. öfkesini kusmak
bellow like a (wounded) bull v. öfkeyle bağırıp çağırmak
bellow like a (wounded) bull v. bağıra çağıra sövüp saymak
drop something like a hot brick v. (artık sevmediği bir kişiyle) derhal ilişkiyi kesmek
drop something like a hot brick v. birdenbire ilişkiyi kesmek
drop something like a hot brick v. aniden ilişkiyi sonlandırmak
drop something like a hot brick v. birdenbire bağları koparmak
drop something like a hot brick v. başından atmak
drop something like a hot brick v. bir projeyi sonlandırmak
drop something like a hot brick v. bir projeyi rafa kaldırmak
bellow like a (wounded) bull v. (yaralı) hayvan gibi böğürmek
bellow like a (wounded) bull v. (yaralı) hayvan gibi bağırmak
bellow like a (wounded) bull v. yüksek sesle/bağıra çağıra böğürmek/hakaretler yağdırmak
run about like a headless chicken v. ne yapacağın bilmez şekilde koşuşturmak
run about like a headless chicken v. deli dana gibi sağa sola dalmak
be running around like a headless chicken v. ne yapacağın bilmez şekilde koşuşturmak
be running around like a headless chicken v. deli dana gibi sağa sola dalmak
sit like piffy on a rock cake [uk] v. sap gibi ortada kalmak
sit like piffy on a rock cake [uk] v. dımdızlak ortada kalmak
sit like piffy on a rock cake [uk] v. bir kenarda, kendi başına oturmak
fold like a cheap suitcase v. parmağının ucuyla dokunsan yıkılmak
fold like a cheap suitcase v. çok zayıf olmak
fold like a cheap suitcase v. kolayca alt edilmek/yenilmek
run about like a headless chicken v. başı kesik tavuk gibi oradan oraya koşmak
run about like a headless chicken v. deli dana gibi dolanmak
run about like a headless chicken v. deli dana gibi kaçmak/koşturmak
run about like a headless chicken v. telaşla koşturmak
run about like a headless chicken v. ipini koparmış dana gibi hareket etmek
be running about like a headless chicken v. başı kesik tavuk gibi oradan oraya koşmak
be running about like a headless chicken v. deli dana gibi dolanmak
be running about like a headless chicken v. deli dana gibi kaçmak/koşturmak
be running about like a headless chicken v. telaşla koşturmak
be running about like a headless chicken v. ipini koparmış dana gibi hareket etmek
be rushing about like a headless chicken v. başı kesik tavuk gibi oradan oraya koşmak
be rushing about like a headless chicken v. deli dana gibi dolanmak
be rushing about like a headless chicken v. deli dana gibi kaçmak/koşturmak
be rushing about like a headless chicken v. telaşla koşturmak
be rushing about like a headless chicken v. ipini koparmış dana gibi hareket etmek
get on like a house afire v. hemen kaynaşmak
get on like a house afire v. kanı ısınmak
get on like a house afire v. anında can ciğer kuzu sarması olmak
get on like a house afire v. hemen sıkı fıkı olmak
get on like a house afire v. birbirine anında kanı kaynamak
run around like a blue arsed fly v. aceleyle sağa sola koşuşturmak
rush around like a blue arsed fly v. aceleyle sağa sola koşuşturmak
grin like a cheshire cat grin v. ağzı kulaklarına vararak gülmek
come up smelling like a rose v. alnının akıyla çıkmak
shut up like a clam v. aniden susmak
rise like a phoenix from the ashes v. anka kuşu gibi küllerinden doğmak
go out like a light v. ansızın bilincini yitirmek
be out like a light v. ansızın bilincini yitirmek
be out like a light v. ansızın kendini kaybetmek
go out like a light v. ansızın kendini kaybetmek
be out like a light v. ansızın komaya girmek
go out like a light v. ansızın komaya girmek
stick out like a sore thumb v. apaçık olmak
talk like a nut v. aptal aptal konuşmak
talk like a nut v. aptalca konuşmak
work like a beaver v. arı gibi çalışmak
like moths to a flame v. arılar gibi üşüşmek
have a face like a wet weekend (brit) v. aşırı mutsuz görünmek
be like a dog with two tails v. aşırı sevinmek
sweat like a bull v. aşırı terlemek
sweat like a pig v. aşırı terlemek
be sweating like a horse v. aşırı terlemek
sweat like a dog v. aşırı terlemek
be sweating like a mule v. aşırı terlemek
sweat like a hog v. aşırı terlemek
sweat like a race horse v. aşırı terlemek
sweat like a trooper v. aşırı terlemek
sweat like a horse v. aşırı terlemek
sweat like a mule v. aşırı terlemek
sweat like a butcher v. aşırı terlemek
stand/stick out like a sore thumb v. ayan beyan ortada olmak
eat like a bird v. az yemek
eat like a bird v. azıcık yemek
be like a cat on hot bricks v. burnundan solumak
go out like a light v. birden uykuya dalmak
treat someone like a sexual object v. birisine cinsel objeymiş gibi davranmak
have a face like thunder v. burnundan solumak
be like two peas in a pod v. bir elmanın iki yarısı gibi olmak
smoke like a chimney v. baca gibi tüttürmek
drop like a hot coal v. bağları koparmak
have a memory/mind like a sieve v. balık hafızalı olmak
be like a cat on a hot tin roof v. burnundan solumak
be like a cat on tin roof v. burnundan solumak
look like a candidate for a pair of wings v. bir gözü toprağa bakmak
fit like a glove v. biçilmiş kaftan olmak
sing like a bird v. bülbül gibi ötmek
drop like a hot potato v. bir arkadaşlığı birdenbire kesmek
feel like a million dollars v. bomba gibi olmak
drop like a hot potato v. başından atmak
be drawn like a moth to a flame v. büyülenmiş gibi cazibesine kapılmak
stick out like a sore thumb v. bariz/belirgin olmak
(hit you) like a ton of bricks v. balyoz gibi inmek
drop like a hot potato v. başından savmak
watch someone like a hawk v. birini çok dikkatli izlemek
be like a red rag to a bull v. birini kızdıracak/kışkırtacak bir şey olmak
go like a bomb v. bomba gibi olmak
treat someone like a sexual object v. birisine cinsel obje gibi davranmak
like a sword of damocles hanging over the head v. başında demokles'in kılıcı gibi sallanmak
come out smelling like a rose v. başarmak
stink like a polecat v. bok gibi kokmak
smoke like a chimney v. baca gibi sigara içmek
run around like a chicken with its head cut off v. başı kesik tavuk gibi etrafta dolanmak
read someone like a book v. birinin ciğerini okumak
have a memory like a sieve v. balık hafızalı olmak
be out like a light v. birden uykuya dalmak
sing like a canary v. bülbül gibi ötmek
sound like a broken record v. bozuk plak gibi hep aynı şeyleri tekrarlamak
live like a marked man v. başı dertte olmak
look like a candidate for a pair of wings v. bir ayağı çukurda olmak
drop like a hot potato v. bağları koparmak
sink like a stone v. dibe vurmak
go like a bomb v. çok başarılı olmak
sweat like a pig v. çok terlemek
be like a dog with two tails v. çok mutlu olmak
read like a book v. çok iyi tanımak
purr like a cat v. çok hoşnut olmak
be like talking to a brick wall v. duvarla konuşuyor gibi olmak
be like a cat on hot bricks v. diken üstünde oturmak
be like a cat on hot bricks v. diken üstünde olmak
purr like a cat v. çok memnun olmak
feel like a million dollars v. çok iyi hissetmek
sweat like a horse v. çok terlemek
drink like a fish v. çok içmek
go like a bomb v. çok satılmak
be caught/freeze like a deer in the headlights v. çok şaşırmak
sweat like a trooper v. çok terlemek
be running around like a headless chicken v. çıldırmış gibi ortalarda dolanmak
sweat like a mule v. çok terlemek
sweat like a butcher v. çok terlemek
sweat like a bull v. çok terlemek
sweat like a pig v. çok terlemek
be sweating like a horse v. çok terlemek
sweat like a race horse v. çok terlemek
be sweating like a mule v. çok terlemek
sweat like a hog v. çok terlemek
sweat like a dog v. çok terlemek
be caught like a rabbit in the headlights v. çok şaşırmak
look like a saddle on a sow v. çok ilgisiz (yakışıksız) durmak
watch like a hawk v. dikkatle izlemek
snap into place like a clockwork v. cuk diye oturmak
feel like a million bucks v. çok iyi hissetmek
work like a charm v. çok iyi işlemek/çalışmak
go through someone like a dose of the salts v. cırcır yapmak
be like a cat on tin roof v. diken üstünde olmak
purr like a kitten v. çok hoşnut olmak
swear like a trooper v. çok küfür etmek
go like a bomb v. çok gözde olmak
drink like a fish v. çok içki içmek
be like a child in a sweetshop v. darı ambarına düşmüş tavuk gibi olmak
drop like a hot potato v. çabucak kurtulmak
be like a red rag to a bull v. cami duvarına işemek
run around like a chicken with its head cut off v. deli dana gibi dolanmak
go right through someone like a dose of the salts v. cırcır yapmak
be like a kid in a candy store v. çok mutlu olmak
read like a book v. çok iyi anlamak
be like talking to a brick wall v. duvara konuşuyormuş gibi olmak
purr like a kitten v. çok memnun olmak
fit like a glove v. cuk diye oturmak
be like a kid in a candy store v. çok sevinçli olmak
come out smelling like a rose v. diğerlerinden daha başarılı olmak
work like a charm v. çok işe yaramak
go at something like a boy killing snakes v. dört elle sarılmak
have a memory like an elephant v. derin bir hafızaya sahip olmak