noisy - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
noisy gürültülü adj.
  • Who wants incredibly noisy aircraft in Europe?
  • Avrupa'da inanılmaz derecede gürültülü uçakları kim ister?
  • Moreover, it is stipulated that the noisiest aircraft should pay more for the greater nuisance that they cause.
  • Ayrıca en gürültülü uçakların neden oldukları daha büyük rahatsızlık için daha fazla ödeme yapmaları öngörülmektedir.
  • I am talking about single-hulled oil tankers, ramshackle lorries and poorly-maintained noisy aircraft.
  • Tek gövdeli petrol tankerlerinden, köhne kamyonlardan ve bakımsız gürültülü uçaklardan bahsediyorum.
Show More (122)
noisy gürültücü adj.
  • Some neighbors are very noisy.
  • Bazı komşular çok gürültücüdür.
  • Boys are noisy and rude to girls.
  • Erkekler kızlara karşı gürültücü ve kabadır.
  • He is noisy, but otherwise a very nice boy.
  • Gürültücü ama onun dışında çok iyi bir çocuk.
Show More (28)
noisy sesli adj.
  • The radio is so noisy.
  • Radyo çok sesli.
Show More (-2)