| 1 |
omit |
çıkarmak |
v. |
|
- The Commission's proposal to increase the percentage annually must at this stage be omitted from the directive.
- Komisyon'un yüzdelik oranın yıllık olarak arttırılmasına yönelik önerisi bu aşamada direktiften çıkarılmalıdır.
- The Commission's proposal to increase the percentage annually must at this stage be omitted from the directive.
- Komisyon'un yüzdelik oranın yıllık olarak artırılmasına ilişkin önerisi bu aşamada yönergeden çıkarılmalıdır.
- You should omit this word from the sentence.
- Bu kelimeyi cümleden çıkarmalısın.
- You can omit the last chapter of the book.
- Kitabın son bölümünü çıkarabilirsiniz.
- Time is short and we must omit some of the speeches from the program.
- Zaman kısa ve programdan bazı konuşmaları çıkarmalıyız.
- Omit needless words!
- Gereksiz sözcükleri çıkar!
- You should omit this word from the sentence.
- Bu kelimeyi cümleden çıkarmalısınız.
- You can omit the preposition in this phrase.
- Bu ifadede edatı çıkarabilirsiniz.
- Time is short and we must omit some of the speeches from the program.
- Zaman kısıtlı ve bazı konuşmaları programdan çıkarmak zorundayız.
- My name was omitted from the list.
- Benim adım listeden çıkarılmış.
- We'll sing that song, omitting the last two verses.
- Son iki mısrayı çıkararak, o şarkıyı söyleyeceğiz.
- You can omit the preposition in this sentence.
- Edatı bu cümleden çıkarabilirsin.
Show More (9)
|
| 2 |
omit |
atlamak |
v. |
|
- The only detail I omitted was the date when they took place.
- Atladığım tek ayrıntı görüşmelerin yapıldığı tarihti.
- In his report, he takes the opportunity to himself express what the Council omits to say.
- Raporunda, Konsey'in söylemeyi atladığı şeyi kendisi ifade etme fırsatını yakalıyor.
- I believe I have answered as fully as possible although I may well have omitted some aspects.
- Bazı hususları atlamış olsam da mümkün olduğunca eksiksiz cevap verdiğime inanıyorum.
- The only detail I omitted was the date when they took place.
- Atladığım tek ayrıntı, bunların gerçekleştiği tarihtir.
- Trump's "analysis" omitted a central feature of the market rise over the past nine years.
- Trump'ın "çözümleme"si, geçtiğimiz dokuz yıl boyunca yaşanan piyasa yükselişinin asli bir özelliğini atlamış.
- Trump's "analysis" omitted a central feature of the market rise over the past nine years.
- Trump'ın "analizi" son dokuz yıldaki piyasa yükselişinin temel bir özelliğini atlamıştır.
- You've omitted the preposition in this sentence.
- Bu cümlede edatı atlamışsın.
- You can omit the last chapter of the book.
- Kitabın son bölümünü atlayabilirsiniz.
- We'll sing that song, omitting the last two verses.
- Son iki mısrayı atlayarak bu şarkıyı söyleyeceğiz.
- You can omit the preposition in this sentence.
- Bu cümledeki edatı atlayabilirsiniz.
- You've omitted something.
- Bir şeyi atladınız.
- Tom omitted a couple of items from the list.
- Tom listeden birkaç maddeyi atladı.
Show More (9)
|
| 3 |
omit |
dahil etmemek |
v. |
|
- Last year's sales numbers were omitted from the report.
- Geçen yılın satış rakamları rapora dahil edilmemiştir.
- You've omitted something.
- Bir şeyi dahil etmedin.
- You can omit the last chapter of the book.
- Kitabın son bölümünü dahil etmeyebilirsin.
Show More (0)
|
| 4 |
omit |
geçmek |
v. |
|
- Thank you for allowing me to make this point, which I could not omit to do on this occasion.
- Bu vesileyle değinmeden geçemeyeceğim bu noktaya değinmeme izin verdiğiniz için teşekkür ederim.
- Thank you for allowing me to make this point, which I could not omit to do on this occasion.
- Bu vesileyle belirtmeden geçemeyeceğim bu hususu dile getirmeme izin verdiğiniz için teşekkür ederim.
Show More (-1)
|
