| 1 |
pat |
sıvazlamak |
v. |
|
- He patted me on the shoulder.
- Omzumu sıvazladı.
- She patted her back.
- O onun sırtını sıvazladı.
- Tom patted me on the back.
- Tom sırtımı sıvazladı.
- I patted Tom's back while he cried.
- Ağlarken Tom'un sırtını sıvazladım.
- Tom patted Mary on the back.
- Tom Mary'nin sırtını sıvazladı.
- He patted her back.
- O onun sırtını sıvazladı.
- Tom patted his son on the shoulder.
- Tom oğlunun omzunu sıvazladı.
- The teacher patted me on the back.
- Öğretmen sırtımı sıvazladı.
- He patted his brother on the shoulder.
- Kardeşinin omzunu sıvazladı.
- Tom patted me on the shoulder.
- Tom benim omzumu sıvazladı.
- He patted her back.
- Onun sırtını sıvazladı.
- Tom patted me on the back and congratulated me.
- Tom sırtımı sıvazladı ve beni tebrik etti.
Show More (9)
|
| 2 |
pat |
okşamak |
v. |
|
- The girl gently patted the cat.
- Kız kediyi yavaşça okşadı.
- Have you ever patted a tiger?
- Hiç bir kaplanı okşadınız mı?
- Patting me on the shoulder, he thanked me for helping him.
- Omzumu okşayarak, ona yardım ettiğim için teşekkür etti.
- Have you ever patted a tiger?
- Hiç bir kaplanı okşadın mı?
- Tom patted Mary.
- Tom Mary'yi okşadı.
- She patted her son on the shoulder.
- Oğlunun omzunu okşadı.
- He patted me on the shoulder with a smile.
- Gülümseyerek omzumu okşadı.
- I patted Tom's back while he cried.
- O ağlarken Tom'un sırtını okşadım.
- She patted me on the shoulder.
- Omzumu okşadı.
- He patted me on the shoulder with a smile.
- O, bir gülümseme ile omuzumu okşadı.
Show More (7)
|
| 3 |
pat |
hafifçe vurmak |
v. |
|
- I felt somebody pat me on the shoulder.
- Ben, birinin omzuma hafifçe vurduğunu hissettim.
- Patting me on the shoulder, he thanked me for helping him.
- Omzuma hafifçe vurarak ona yardım ettiğim için bana teşekkür etti.
Show More (-1)
|
| 4 |
pat |
sıvazlamak |
n. |
|
- The coach gave the young player a pat on the back.
- Teknik direktör genç oyuncunun sırtını sıvazladı.
Show More (-2)
|
| 5 |
pat |
münasip |
adj. |
|
- He was always good at giving pat answers.
- Münasip cevaplar vermekte her zaman iyi olmuştur.
Show More (-2)
|
| 6 |
pat |
pışpışlamak |
v. |
|
- He patted me on the shoulder.
- Omzumu pışpışladı.
Show More (-2)
|
