|
- Thirty percent of the price is taxes.
- Fiyatın yüzde otuzu vergidir.
- This reduction would represent 20 percent of the present level.
- Bu azalma mevcut seviyenin yüzde 20'sini temsil edecektir.
- Indeed, less than four percent of all active ingredients that need to be assessed have fully undergone the procedure.
- Aslında değerlendirilmesi gereken tüm aktif bileşenlerin yüzde dördünden daha azı tam olarak prosedürden geçmiştir.
- At least 90 percent of the political murders are carried out by the paramilitaries or the military.
- Siyasi cinayetlerin en az yüzde 90'ı paramiliter güçler ya da ordu tarafından gerçekleştirilmektedir.
- Ninety-five percent of drugs listed as essential drugs by WHO are off patents and may be produced freely.
- DSÖ tarafından temel ilaçlar olarak listelenen ilaçların yüzde doksan beşi patent dışıdır ve serbestçe üretilebilir.
- The equivalent figure for emissions of SOx is around 80 percent.
- SOx emisyonları için eşdeğer rakam yüzde 80 civarındadır.
- These days, the European Environmental Agency notes that thirty percent of Europeans suffer from noise pollution.
- Bugünlerde Avrupa Çevre Ajansı, Avrupalıların yüzde otuzunun gürültü kirliliğinden muzdarip olduğunu belirtiyor.
- Fifty-seven percent of Erasmus students had considerable difficulties financing their stay abroad.
- Erasmus öğrencilerinin yüzde 57'si yurtdışında kaldıkları süreyi finanse etmekte önemli zorluklar yaşadı.
- Forty-six percent of companies expect the proportion of their cross-border sales to increase with harmonisation.
- Şirketlerin yüzde 46'sı uyumlaştırma ile birlikte sınır ötesi satışlarının oranının artmasını beklemektedir.
- Ninety-nine percent of the truth is not honest; it is not good enough; it is not the necessary 100%.
- Gerçeğin yüzde doksan dokuzu dürüst değildir; yeterince iyi değildir; gerekli olan %100 değildir.
- That translates into less than five percent of the inspection assignments.
- Bu da denetim görevlerinin yüzde beşinden daha azı anlamına gelmektedir.
- Seventy percent of the approximately one and a half billion people who live below the poverty line are women.
- Yoksulluk sınırının altında yaşayan yaklaşık bir buçuk milyar insanın yüzde yetmişini kadınlar oluşturuyor.
- In my own country, the Netherlands, the number of people burdened by noise is as high as forty-three percent.
- Kendi ülkem Hollanda'da gürültüden muzdarip insanların sayısı yüzde kırk üç gibi yüksek bir orandadır.
- Sixty-six percent of the deaths occurred in old people's homes, hospitals and specialised centres.
- Ölümlerin yüzde altmış altısı yaşlıların evlerinde, hastanelerde ve uzmanlaşmış merkezlerde meydana gelmiştir.
- Ninety-nine percent of the truth is not honest; it is not good enough; it is not the necessary 100%.
- Gerçeğin yüzde doksan dokuzu dürüst değildir; yeterince iyi değildir; gerekli olan yüzde yüz değildir.
- I have therefore proposed to increase the budget available to SMEs to 15 percent from the current 10 percent.
- Bu nedenle KOBİ'lere ayrılan bütçenin mevcut yüzde 10'dan yüzde 15'e çıkarılmasını teklif ettim.
- Seventy percent of the approximately one and a half billion people who live below the poverty line are women.
- Yoksulluk sınırının altında yaşayan yaklaşık bir buçuk milyar insanın yüzde yetmişi kadındır.
- Thirty-two percent of citizens of the EU-15 countries say they can converse in German.
- AB-15 ülkelerinin vatandaşlarının yüzde 32'si Almanca konuşabildiğini söylüyor.
- They represent six percent of the planet.
- Gezegenin yüzde altısını temsil ediyorlar.
- They represent six percent of the planet.
- Yeryüzünün yüzde altısını temsil etmektedirler.
- Only 16 percent of the teachers of this school are female.
- Bu okuldaki öğretmenlerin sadece yüzde 16'sı kadın.
- The population of the world increases at a rate of two percent a year.
- Dünya nüfusu yılda yüzde iki oranında artıyor.
- Ninety percent of all drivers think they're above average.
- Tüm sürücülerin yüzde doksanı ortalamanın üzerinde olduğunu düşünür.
- The Turkish lira has fallen more than 40 percent since the start of the year.
- Türk lirası yılbaşından bu yana yüzde 40'tan fazla değer kaybetti.
- Ninety percent of all drivers think they're above average.
- Tüm sürücülerin yüzde doksanı, ortalamanın üzerinde olduklarını düşünür.
- Today, we're selling that at twenty-five percent off our usual price.
- Bugün, bunu normal fiyatımızdan yüzde yirmi beş indirimle satıyoruz.
- Prices rose by a whopping 28 percent in 2013.
- Fiyatlar 2013 yılında yüzde 28 gibi yüksek bir oranda artmıştır.
- The unemployment rate in the US in october 2015 was 5 percent, the lowest level since April 2008.
- Ekim 2015 yılında ABD'de işsizlik oranı yüzde 5, Nisan 2008 tarihinden beri en düşük seviyede.
- Thirteen percent were opposed.
- Yüzde on üçü karşı çıktı.
- Ninety percent of our lawyers serve 10 percent of our people.
- Avukatlarımızın yüzde 90'ı halkımızın yüzde 10'una hizmet ediyor.
- At least 15 percent of the ocean is covered by sea ice some part of the year.
- Okyanusun en az yüzde 15'i yılın bir bölümünde deniz buzuyla kaplıdır.
- I bought this racket at a 20 percent discount.
- Bu raketi yüzde 20 indirimle aldım.
- Nearly 80 percent of the land is mountains.
- Arazinin neredeyse yüzde 80'i dağlardan oluşuyor.
- Eighty percent of communication is non-verbal.
- İletişimin yüzde sekseni sözsüzdür.
- Tom bought a computer at thirty percent off the list price.
- Tom liste fiyatından yüzde otuz indirimle bir bilgisayar aldı.
- Tom sells T-shirts at a 30 percent discount.
- Tom tişörtleri yüzde 30 indirimle satıyor.
- We have a five percent chance of success.
- Yüzde beş başarı şansımız var.
- Over 68 percent of Earth's freshwater is locked up in ice and glaciers; and another 30 percent is in groundwater.
- Dünya'daki tatlı suyun yüzde 68'inden fazlası buz ve buzullarda; yüzde 30'u ise yeraltı sularında hapsolmuş durumdadır.
- A study has found that Wikipedia is wrong in 90 percent of its entries on health and medical matters.
- Bir araştırma, Wikipedia'nın sağlık ve tıbbi konulardaki girdilerinin yüzde 90'ında yanlışlık olduğunu ortaya koydu.
- Some of the tariffs were as high as sixty percent.
- Bazı gümrük tarifeleri yüzde altmışa kadar çıkıyordu.
- Eighty percent of communication is non-verbal.
- İletişimin yüzde sekseni sözlü değildir.
- Tom always gives 100 percent in whatever he does.
- Tom ne yaparsa yapsın her zaman kendini yüzde yüz o işe verir.
- Only sixteen percent of the teachers at the school are female.
- Okuldaki öğretmenlerin sadece yüzde on altısı kadın.
- If you buy this, I will give you a fifteen percent discount.
- Bunu alırsan, sana yüzde on beş indirim yapacağım.
- The jobless rate in Japan was 3.4 percent in September 2015.
- Japonya'da işsizlik oranı Eylül 2015'te yüzde 3.4 idi.
- I get a three percent commission on anything I sell.
- Sattığım her şeyden yüzde üç komisyon alıyorum.
- Poverty declined by more than 50 percent in Latin America during the 2000s.
- 2000'li yıllarda Latin Amerika'da yoksulluk yüzde 50'den fazla azaldı.
- Eighty percent of life is showing up.
- Hayatın yüzde sekseni kendini göstermektir.
- In 1895, more than 5 percent of the population of Mexico still spoke Nahuatl.
- 1895 yılında Meksika nüfusunun yüzde 5'inden fazlası hala Nahuatl dilini konuşuyordu.
- Hoover won fifty-eight percent of the votes.
- Hoover oyların yüzde elli sekizini kazandı.
- If you agree to buy 3,000 of them, we'll give you a 3 percent discount.
- Eğer 3,000 tane almayı kabul ederseniz, size yüzde 3 indirim yapacağız.
- Seventy percent of the British people don't speak a second language.
- İngiliz halkının yüzde yetmişi ikinci bir dil kullanmaz.
- Forty percent of food in the United States is wasted.
- Amerika Birleşik Devletleri'nde gıdaların yüzde kırkı israf ediliyor.
- Eighty percent of all information on computers around the world is in English.
- Dünyadaki bilgisayarlarda bulunan tüm bilgilerin yüzde sekseni İngilizce.
- In this area, seventy percent of the plants are pollinated by bees.
- Bu alanda, bitkilerin yüzde yetmişi arılar tarafından tozlaştırılır.
- 96.5 percent of water on Earth is in our oceans.
- Dünyadaki suyun yüzde 96,5'i okyanuslarımızdadır.
- The bus fares have been raised by 20 percent.
- Otobüs bilet ücretleri yüzde yirmi yükselmiştir.
- Eighty percent of all information on computers around the world is in English.
- Dünyadaki bilgisayarlarda tüm bilgilerin yüzde sekseni İngilizcedir.
- The price of rice went up three percent.
- Pirincin fiyatı yüzde 3 arttı.
- I agree with you 100 percent.
- Sana yüzde yüz katılıyorum.
- I've improved my reaction time by almost thirty percent.
- Tepki süremi neredeyse yüzde otuz geliştirdim.
- The price of rice rose by three percent.
- Pirincin fiyatı yüzde 3 arttı.
- Ninety-five percent of orphans are older than 5 years old.
- Yetimlerin yüzde doksan beşi 5 yaşından büyüktür.
- The price of rice rose by three percent.
- Pirinç fiyatı yüzde üç arttı.
- Thirteen percent were undecided.
- Yüzde on üçü kararsız kaldı.
- Ninety percent of everything is crap.
- Her şeyin yüzde doksanı saçmalık.
- The price of rice went up three percent.
- Pirinç fiyatı yüzde üç arttı.
- Prices have been reduced by 20 to 40 percent.
- Fiyatlar yüzde 20 ila 40 oranında düşürüldü.
- Ninety percent of the people in this country don't exercise regularly.
- Bu ülkedeki insanların yüzde doksanı düzenli olarak egzersiz yapmaz.
- Tom has a thirty percent interest in the company.
- Tom'un şirkette yüzde otuz hissesi var.
- By 2030 twenty-one percent of its population will be over sixty-five.
- 2030'a kadar onun nüfusunun yüzde yirmi biri altmış beş yaşından büyük olacak.
- The jobless rate in Japan was 3.4 percent in September 2015.
- Japonya'da işsizlik oranı Eylül 2015'te yüzde 3,4 idi.
- Light pollution prevents 80 percent of people in North America from seeing the Milky Way.
- Işık kirliliği, Kuzey Amerika'daki insanların yüzde 80'inin Samanyolu'nu görmesini engelliyor.
- Prices have been reduced by 20 to 40 percent.
- Fiyatlar yüzde 20 ila 40 oranında azalmıştır.
- The blood alcohol limit for drunken driving is .08 percent in Texas.
- Teksas'ta alkollü araç kullanmak için kandaki alkol sınırı yüzde 0.08'dir.
- Ninety percent of adults in the United States now have cellphones.
- Birleşik Devletler'deki yetişkinlerin yüzde doksanında cep telefonu var.
- By 2030 twenty-one percent of its population will be over sixty-five.
- 2030 yılına kadar nüfusunun yüzde yirmi biri altmış beş yaşın üzerinde olacak.
- The consumption tax is now 5 percent in Japan.
- Japonya'da şimdi tüketim vergisi yüzde 5.
- The bus fares have been raised by 20 percent.
- Otobüs ücretlerine yüzde 20 zam yapıldı.
- About 97 percent of Earth's water is in the ocean.
- Dünya'daki suyun yaklaşık yüzde 97'si okyanusta.
- Poverty declined by more than 50 percent in Latin America during the 2000s.
- Yoksulluk 2000'lerde Latin Amerika'da yüzde 50'den fazla azaldı.
- An ENERGY STAR clothes washer uses about 70 percent less energy and 75 percent less water than a standard washer used 20 years ago.
- Bir ENERGY STAR çamaşır makinesi, 20 yıl önce kullanılan standart bir çamaşır makinesine göre yaklaşık yüzde 70 daha az enerji ve yüzde 75 daha az su kullanır.
- Sixty-nine percent of adult Americans are overweight.
- Yetişkin Amerikalıların yüzde 69'u aşırı kilolu.
- I'll be raising my prices by three percent next month.
- Gelecek ay fiyatlarımı yüzde üç yükselteceğim.
- He sells shirts at a 50 percent discount.
- Yüzde elli indirimle gömlek satıyor.
- If you agree to buy 3000 of them, we'll give you a 3 percent discount.
- Eğer 3000 tane almayı kabul ederseniz, size yüzde 3 indirim yapacağız.
- 31 percent of Germany's electricity comes from renewable energy sources.
- Almanya'nın elektriğinin yüzde 31'i yenilenebilir enerji kaynaklarından geliyor.
- More than 90 percent of Madagascar's rainforests have been destroyed.
- Madagaskar'ın yağmur ormanlarının yüzde 90'dan fazlası yok edildi.
- More than 40 percent of the students go on to university.
- Öğrencilerin yüzde 40'ından fazlası üniversiteye gidiyor.
- Farm prices had fallen fifty-five percent.
- Çiftlik fiyatları yüzde elli beş düştü.
- About seven percent of Guyana's population is Muslim.
- Guyana nüfusunun yaklaşık yüzde yedisi Müslüman'dır.
- 96.5 percent of water on Earth is in our oceans.
- Dünya üzerindeki suyun yüzde 96,5'i okyanuslarımızdadır.
- I've improved my reaction time by almost thirty percent.
- Reaksiyon zamanımı neredeyse yüzde otuz oranında geliştirdim.
- Just 3.5 percent of Earth's water is fresh.
- Dünya'daki suyun sadece yüzde 3,5'i tatlıdır.
- In Flanders between 10 and 20 percent of professors and lecturers teaching in English did not attain the required language level.
- Flandre'da İngilizce eğitim veren profesör ve öğretim görevlilerinin yüzde 10 ila 20'si gerekli dil seviyesine ulaşamadı.
- Thirteen percent were undecided.
- Yüzde on üçü kararsızdı.
- Thirteen percent said no.
- Yüzde on üçü hayır dedi.
- Although rainforests make up only two percent of the earth's surface, over half the world's wild plant, animal and insect species live there.
- Yağmur ormanlarının, dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına rağmen; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası oralarda yaşar.
- Light pollution prevents 80 percent of people in North America from seeing the Milky Way.
- Işık kirliliği Kuzey Amerika'daki insanların yüzde 80'inin Samanyolu'nu görmesini engelliyor.
- In 1895, more than 5 percent of the population of Mexico still spoke Nahuatl.
- 1895'te Meksika nüfusunun yüzde 5'inden fazlası hala Nahuatl konuşuyordu.
- They make up about 12.5 percent of the total population.
- Toplam nüfusun yaklaşık yüzde 12,5'ini oluşturuyorlar.
- Ninety percent of everything is crap.
- Her şeyin yüzde doksanı boktan.
- She has a 10 percent interest in the company.
- Şirkette yüzde 10 hissesi var.
- Everything at that store is 10 percent off the regular price.
- O mağazada her şey normal fiyattan yüzde 10 indirimli.
- Four percent inflation is forecast for this year.
- Bu yıl için yüzde dört enflasyon öngörülüyor.
- Online purchases have increased fifteen percent over last year.
- Çevrim içi alımlar son bir yılda yüzde on beş arttı.
- Ninety percent of the people in this country don't exercise regularly.
- Bu ülkedeki insanların yüzde doksanı düzenli egzersiz yapmıyor.
- More than 90 percent of cars sold in Japan are Japanese.
- Japonya'da satılan otomobillerin yüzde 90'dan fazlası Japon'dur.
- Fifty-eight percent of the French are homeowners.
- Fransızların yüzde seksen beşi ev sahibidir.
- Only 16 percent of the teachers of this school are female.
- Bu okulun öğretmenlerinden sadece yüzde 16'sı kadındır.
- In this area, seventy percent of the plants are pollinated by bees.
- Bu bölgedeki bitkilerin yüzde yetmişi arılar tarafından tozlaştırılır.
- Tom successfully carried the state with nearly sixty percent of the total statewide vote.
- Tom başarılı bir biçimde tüm eyaletteki oyların yaklaşık yüzde altmışının desteğini alacak duruma erişti.
- My battery's at ten percent.
- Bataryam yüzde onda.
- The tropical rainforests, located in a narrow region near the equator, are disappearing so fast that by the year 2000 eighty percent of them may be gone.
- Ekvatora yakın dar bir bölgede yer alan tropikal yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyor ki 2000 yılına kadar yüzde sekseni yok olabilir.
- The political party crossed the margin of five percent in the first polls.
- Siyasi parti ilk anketlerde yüzde beş sınırını aştı.
- We perform eighty percent of our actions unconsciously.
- Eylemlerimizin yüzde seksenini bilinçsizce gerçekleştiririz.
- Ten is ten percent of one hundred.
- On, yüzün yüzde onudur.
- The German unemployment rate was 4.5 percent in October 2015, the lowest level since 1981.
- Almanya'da işsizlik oranı Ekim 2015'te yüzde 4,5 ile 1981'den bu yana en düşük seviyede gerçekleşmiştir.
- Seventy percent of the British people don't speak a second language.
- İngiliz halkının yüzde yetmişi ikinci bir dil konuşmuyor.
- Despite a shortage of steel, industrial output has increased by five percent.
- Çelik sıkıntısına rağmen, sanayi üretimi yüzde beş arttı.
- My income has gone down by 10 percent.
- Gelirim yüzde 10 azaldı.
- More than 90 percent of visits to a web page are from search engines.
- Bir web sayfasına yapılan ziyaretlerin yüzde 90'ından fazlası arama motorlarından gelmektedir.
- Tom bought a computer at thirty percent off the list price.
- Tom, liste fiyatından yüzde otuz daha ucuza bir bilgisayar aldı.
- Prices have risen by 50 percent during the past ten years.
- Son on yılda fiyatlar yüzde elli arttı.
- The tropical rainforests, located in a narrow region near the equator, are disappearing so fast that by the year 2000 eighty percent of them may be gone.
- Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan tropikal yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyor ki, 2000 yılına kadar yüzde sekseni yok olabilir.
- Sixty-nine percent of adult Americans are either overweight or obese.
- Yetişkin Amerikalıların yüzde altmış dokuzu ya aşırı kilolu veya obezdir.
- Sixty-nine percent of adult Americans are either overweight or obese.
- Yetişkin Amerikalıların yüzde 69'u ya fazla kilolu ya da obez.
- The yen appreciated 10 percent against the dollar.
- Yen dolar karşısında yüzde 10 değer kazandı.
- 31 percent of Germany's electricity comes from renewable energy sources.
- Almanya'nın elektriğinin yüzde 31'i yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanır.
- They make up about 12.5 percent of the total population.
- Onlar toplam nüfusun yaklaşık yüzde 12,5'ğunu oluşturuyorlar.
- She sells shirts at a 50 percent discount.
- Gömlekleri yüzde elli indirimli satıyor.
- The unemployment rate in the US in october 2015 was 5 percent, the lowest level since April 2008.
- ABD'de işsizlik oranı Ekim 2015'te yüzde 5 ile Nisan 2008'den bu yana en düşük seviyeye indi.
- The new contract was ratified by a majority of only 56 percent.
- Yeni sözleşme sadece yüzde 56'lık bir oy çokluğu ile onaylandı.
- There's an eighty to ninety percent chance that Jane will come.
- Jane'in gelme ihtimali yüzde seksen ila doksan arasında.
- In some parts of the ocean, krill populations have dropped by over 80 percent.
- Okyanusun bazı bölgelerinde kril popülasyonu yüzde 80'in üzerinde azalmıştır.
- Employers expect their employees to give 110 percent.
- İşverenler çalışanlarının yüzde 110'unu vermesini bekler.
- The amount of carbon dioxide has increased by 10 percent.
- Karbondioksit miktarı yüzde 10 arttı.
- The new contract was ratified by a majority of only 56 percent.
- Yeni sözleşme yalnızca yüzde 56'lık bir çoğunlukla onaylandı.
- The price of rice rose by more than three percent.
- Pirincin fiyatı yüzde üçten daha fazla yükseldi.
- The price of rice rose by three percent.
- Pirinç fiyatı yüzde üç oranında arttı.
- As much as 90 percent of happiness comes from elements such as attitude, life control and relationships.
- Mutluluğun yüzde 90 kadarı tutum, yaşam kontrolü ve ilişkiler gibi unsurlardan geliyor.
- Some of the tariffs were as high as sixty percent.
- Bazı gümrük vergileri yüzde 60'a varıyordu.
- In some parts of the ocean, krill populations have dropped by over 80 percent.
- Okyanusun bazı bölgelerinde, kril popülasyonları yüzde 80'in üzerinde düştü.
- Sixty percent of Europeans can no longer see the Milky Way.
- Avrupalıların yüzde altmışı artık Samanyolu'nu göremiyor.
- The price of this car is discounted fifteen percent.
- Bu arabanın fiyatı yüzde on beş indirimlidir.
- Today, we're selling that at twenty-five percent off our usual price.
- Bugün normal fiyatımızdan yüzde yirmi beş indirimle satıyoruz.
- The Canadian unemployment rate was 7 percent in October of 2015.
- Kanada'da işsizlik oranı 2015 Ekim ayında yüzde 7 olarak gerçekleşmiştir.
- More than 90 percent of cars sold in Japan are Japanese.
- Japonya'da satılan arabaların yüzde 90'ından fazlası Japon malı.
- Ninety-five percent of orphans are older than 5 years old.
- Yetimlerin yüzde 95'i 5 yaşından büyüktür.
- Seventy percent of British people cannot speak a second language.
- İngiliz halkının yüzde yetmişi ikinci bir dil konuşamaz.
- Tom successfully carried the state with nearly sixty percent of the total statewide vote.
- Tom eyaletteki toplam oyların neredeyse yüzde altmışını alarak eyaleti başarıyla yönetti.
- Ticket prices are up three percent since last year.
- Bilet fiyatları geçen yıldan bu yana yüzde üç arttı.
- Sixty percent of Japanese adult males drink alcoholic beverages on a regular basis.
- Japon yetişkin erkeklerin yüzde altmışı düzenli olarak alkollü içki içmektedir.
- Farm prices had fallen fifty-five percent.
- Çiftlik fiyatları yüzde elli beş düşmüştü.
- I estimate the production costs to be 36 percent of the budget.
- Üretim maliyetlerinin bütçenin yüzde 36'sı olacağını tahmin ediyorum.
- The consumption tax is now 5 percent in Japan.
- Japonya'da tüketim vergisi artık yüzde 5.
- This deposit bears three percent interest.
- Bu mevduat yüzde üç faiz getiriyor.
- Sixty percent of Japanese adult males drink alcoholic beverages on a regular basis.
- Yetişkin Japon erkeklerinin yüzde altmışı düzenli olarak alkollü içecekler içerler.
- More than 70 percent of the inhabitants are in favor of the program.
- Sakinlerin yüzde 70'inden fazlası programı destekliyor.
- As much as 90 percent of happiness comes from elements such as attitude, life control and relationships.
- Mutluluğun yüzde 90'ı tutum, yaşam kontrolü ve ilişkiler gibi unsurlardan gelir.
- A study has found that Wikipedia is wrong in 90 percent of its entries on health and medical matters.
- Bir çalışma, Wikipedia'nın sağlık ve tıp konularındaki girdilerinin yüzde 90'ının hatalı olduğunu buldu.
- The political party crossed the margin of five percent in the first polls.
- Siyasi parti ilk anketlerde yüzde beş sınırını geçti.
- Eighty percent of English words come from other languages.
- İngilizce kelimelerin yüzde sekseni diğer dillerden geliyor.
- The ocean covers more than 70 percent of the surface of our planet.
- Okyanuslar gezegenimiz yüzeyinin yüzde 70'inden fazlasını kaplar.
- I estimate the production costs to be 36 percent of the budget.
- Üretim maliyetlerinin bütçenin yüzde 36'sı olduğunu tahmin ediyorum.
- Employers expect their employees to give 110 percent.
- İşverenler çalışanlarının yüzde 110 vermesini bekliyor.
- No less than 40 percent of students go on to university.
- Öğrencilerin en az yüzde 40'ı üniversiteye gidiyor.
- The price of rice rose by more than three percent.
- Pirinç fiyatı yüzde üçten fazla arttı.
- Ninety percent of our lawyers serve 10 percent of our people.
- Avukatlarımızın yüzde doksanı insanlarımızın yüzde 10'una hizmet ediyor.
- Only 40 percent of students go on to university.
- Öğrencilerin sadece yüzde 40'ı üniversiteye gidiyor.
- Download failed at 99 percent.
- İndirme yüzde 99'da başarısız oldu.
- Tom graduated in the top ten percent of his class.
- Tom sınıfının ilk yüzde onu içinde mezun oldu.
- Forty-five percent of Greeks said that they had never used the Internet in 2011.
- 2011 yılında Yunanların yüzde kırk beşi, İnternet'i hiç kullanmamış olduklarını söylediler.
- If you agree to buy 3,000 of them, we'll give you a 3 percent discount.
- 3000 adet satın almayı kabul ederseniz yüzde 3 indirim yapacağız.
- I agree with you 100 percent.
- Sana yüzde 100 katılıyorum.
- Just 3.5 percent of Earth's water is fresh.
- Dünyadaki suyun sadece yüzde 3.5'u tazedir.
- Seventy percent of people in the UK cannot speak a second language.
- İngiltere'deki insanların yüzde yetmişi ikinci bir dil konuşamıyor.
- If you buy this, I will give you a fifteen percent discount.
- Eğer bunu alırsanız, size yüzde on beş indirim yaparım.
- More than 90 percent of Madagascar's rainforests have been destroyed.
- Madagaskar'ın yağmur ormanlarının yüzde 90'ından fazlası yok edildi.
- Forty-five percent of Greeks said that they had never used the Internet in 2011.
- Yunanlıların yüzde kırk beşi 2011 yılında interneti hiç kullanmadıklarını söyledi.
- Only sixteen percent of the teachers at the school are female.
- Okuldaki öğretmenlerin sadece yüzde on altısı kadındır.
- Sixty-nine percent of adult Americans are overweight.
- Yetişkin Amerikalıların yüzde altmış dokuzu fazla kiloludur.
- Online purchases have increased fifteen percent over last year.
- İnternetten alışverişler geçen yıla göre yüzde 15 arttı.
- Ticket prices are up three percent since last year.
- Bilet fiyatları geçen yıldan beri yüzde üç arttı.
- The ocean covers more than 70 percent of the surface of our planet.
- Okyanus, gezegenimizin yüzeyinin yüzde 70'inden fazlasını kaplar.
- Fifty-eight percent of the French are homeowners.
- Fransızların yüzde 58'i ev sahibi.
- The unemployment rate in Japan was 3.4 percent in September of 2015.
- Japonya'da işsizlik oranı Eylül 2015'te yüzde 3,4'tü.
- Thirteen percent remain undecided.
- Yüzde on üç kararsız.
- Seventy percent of British people cannot speak a second language.
- İngilizlerin yüzde yetmişi ikinci bir dil konuşamıyor.
- Despite a shortage of steel, industrial output has increased by five percent.
- Çelik sıkıntısına rağmen sanayi üretimi yüzde beş arttı.
- I'll be raising my prices by three percent next month.
- Gelecek ay fiyatlarıma yüzde üç zam yapacağım.
- I bought this racket at a 20 percent discount.
- Bu raketi yüzde 20 indirimli aldım.
- The unemployment rate in Japan was 3.4 percent in September of 2015.
- 2015'in Eylül ayında Japonya'daki işsizlik oranı yüzde 3,4'tü.
- Ninety percent of road deaths are the result of human error.
- Yol ölümlerinin yüzde doksanı insan hatasından kaynaklanıyor.
- The price of this car is discounted fifteen percent.
- Bu arabanın fiyatı yüzde on beş indirimli.
- Italian youth unemployment hit a record-high at 44.2 percent in June 2015.
- İtalya'da genç işsizliği Haziran 2015'te yüzde 44,2 ile rekor seviyeye ulaştı.
- Eighty percent of English words come from other languages.
- İngilizce kelimelerin yüzde sekseni başka dillerden gelir.
- Seventy percent of people in the UK cannot speak a second language.
- İngiltere'deki insanların yüzde yetmişi, ikinci bir dil konuşamazlar.
- More than 40 percent of the students go to university.
- Öğrencilerin yüzde 40'ından fazlası üniversiteye gidiyor.
Show More (196)
|