1 |
pour |
dökmek |
v. |
|
- I congratulate the rapporteur on the quality of his amendments and his attempt to pour oil on troubled waters.
- Raportörü değişikliklerinin kalitesi ve sorunlu sulara petrol dökme girişimi nedeniyle kutluyorum.
- Please stop being so unpleasant and pouring cold water on everything.
- Lütfen bu kadar tatsız olmayı ve her şeyin üzerine soğuk su dökmeyi bırakın.
- Throughout the bathroom, regularly pour water on the baby's body so it is not cold.
- Banyo yaptırırken bebeğinizin vücuduna düzenli aralıklarla su dökün, böylece üşüme hissetmez.
- Throughout the bathroom, regularly pour water on the baby's body so it is not cold.
- Banyo boyunca, üşümemesi için bebeğin vücuduna aralıklarla su dökün.
- Throughout the bathroom, regularly pour water on the baby's body so it is not cold.
- Banyo boyunca bebeğin vücuduna üşümemesi için düzenli olarak su dökün.
- She poured boiling water into the cup.
- Bardağa kaynar su döktü.
- Tom poured brandy into the glasses.
- Tom bardaklara konyak döktü.
- She stirred the instant coffee and poured in milk.
- Hazır kahveyi karıştırdı ve sütü döktü.
- Tom poured cold water over his head.
- Tom başından aşağı soğuk su döktü.
- She poured water into the basin.
- Leğene su döktü.
- Tom poured some milk into the glass.
- Tom bardağa biraz süt döktü.
- He poured cold water over himself to wake himself up.
- Kendini uyandırmak için üstüne soğuk su döktü.
- Tom poured his heart out.
- Tom içini döktü.
- Tom poured himself another scotch.
- Tom kendine bir viski daha döktü.
- Tom poured milk into a bowl for his cat.
- Tom kedisi için bir kaseye süt döktü.
- I poured some water in the bucket.
- Kovaya biraz su döktüm.
- He poured the milk in a bowl.
- Sütü bir kaseye döktü.
- Pour me a drink.
- Bana bir içki dök.
- You can pour the wine into the glass.
- Şarabı bardağa dökebilirsin.
- Tom poured the remaining beer into the sink.
- Tom kalan birayı lavaboya döktü.
- Tom poured some milk in a bowl for his cats.
- Tom kedileri için bir kaseye biraz süt döktü.
- Tom poured some milk from the bottle into a bowl for his cat.
- Tom kedisi için şişeden kaseye biraz süt döktü.
- She poured hot water over herself.
- Kendi üzerine sıcak su döktü.
- Pour a little wine in my glass.
- Bardağıma biraz şarap dök.
- Tom poured water over himself.
- Tom üzerine su döktü.
- Tom poured cold water over himself to wake himself up.
- Tom uyanmak için üzerine soğuk su döktü.
- Tom poured brandy into the glasses.
- Tom bardaklara kanyak döktü.
- Don't pour hot water into the glass or it will crack.
- Camın içine sıcak su dökmeyin yoksa cam çatlar.
- She poured me all of it without stopping.
- Hiç durmadan hepsini bana döktü.
- Tom poured some bourbon into the glass.
- Tom bardağa biraz burbon döktü.
- Tom poured the milk in a bowl.
- Tom sütü bir kaseye döktü.
- Boil the water and pour it on the tea.
- Suyu kaynatın ve çayın üzerine dökün.
- She poured her heart out.
- İçini döktü.
- She poured the milk into a bowl.
- Sütü bir kaseye döktü.
- Tom poured some cold water over his head.
- Tom başından aşağı biraz soğuk su döktü.
- Pour me one, too.
- Bana da bir bardak dök.
- She poured some milk from the bottle.
- Şişeden biraz süt döktü.
- Tom poured the contents of his glass into the sink.
- Tom bardağının içindekileri lavaboya döktü.
- Tom went to the sink and poured the rest of his drink down the drain.
- Tom lavaboya gitti ve içeceğinin kalanını giderden aşağı döktü.
- The runners poured water over their heads.
- Koşucular suyu kafalarına döktü.
- She poured her heart out.
- O içini döktü.
- She poured some milk from the bottle.
- O, şişeden biraz süt döktü.
- Tom poured cold water over himself.
- Tom kendi üzerine soğuk su döktü.
- Tom poured a bucket of ice-cold water on himself.
- Tom üzerine bir kova buzlu soğuk su döktü.
- Pour the tea into the cup.
- Çayı fincana dök.
- Tom poured water into the basin.
- Tom leğene su döktü.
- Tom poured some wine into Mary's glass.
- Tom, Mary'nin bardağına biraz şarap döktü.
- He poured cold water over himself.
- Üzerine soğuk su döktü.
- She poured the milk into a bowl.
- O, sütü bir kaseye döktü.
- Tom poured cold water over his head.
- Tom başına soğuk su döktü.
- She poured the molten lead into a funnel.
- Erimiş kurşunu bir huniye döktü.
- Tom poured some milk from the bottle into a bowl for his cat.
- Tom kedisi için şişeden bir kaseye biraz süt döktü.
- He poured cold water over himself.
- Kendi üzerine soğuk su döktü.
- Pour melted butter over the popcorn.
- Patlamış mısırın üzerine eritilmiş tereyağı dökün.
- She poured the milk in a bowl.
- Sütü bir kaseye döktü.
- She poured the molten lead into a funnel.
- O, erimiş kurşunu bir huniye döktü.
- The runners poured water over their heads.
- Koşucular başlarından aşağı su döktüler.
- Tom poured cold water over himself to wake himself up.
- Tom kendini uyandırmak için kendi üzerine soğuk su döktü.
- You can pour the liquid by using a funnel.
- Sıvıyı bir huni kullanarak dökebilirsiniz.
- Tom poured milk into the cup.
- Tom fincana süt döktü.
- I poured more sauce on my pasta.
- Makarnamın üzerine biraz daha sos döktüm.
- I burnt my hand while pouring hot water.
- Sıcak su dökerken elimi yaktım.
- Tom poured a bucket of ice-cold water on himself.
- Tom üzerine bir kova buz gibi su döktü.
- She poured milk into the cup.
- Sütü bardağa döktü.
- Tom poured water over himself.
- Tom kendi üzerine su döktü.
- Tom poured milk into the cup.
- Tom bardağa süt döktü.
- Tom poured himself some milk.
- Tom kendisine biraz süt döktü.
- He poured cold water over himself to wake himself up.
- Kendini uyandırmak için üzerine soğuk su döktü.
- Tom opened the bottle of rum and poured some into a glass.
- Tom rom şişesini açtı ve bir bardağa biraz döktü.
- Tom poured hot water into the cup.
- Tom bardağa sıcak su döktü.
- Tom poured some milk into a bowl for his cat.
- Tom kedisi için bir kaseye biraz süt döktü.
- Tom went to the sink and poured the rest of his drink down the drain.
- Tom lavaboya gitti ve içkisinin geriye kalanını döktü.
- Tom poured hot water into the cup.
- Tom fincana sıcak su döktü.
- I poured more sauce on my pasta.
- Makarnamın üstüne biraz daha sos döktüm.
- Tom poured some milk into a bowl.
- Tom kaseye biraz süt döktü.
- The kitten lapped up the milk I poured into the saucer.
- Yavru kedi tabağa döktüğüm sütü yalayıp yuttu.
- Boil the water and pour it on the tea.
- Suyu kaynatın ve onu çayın üstüne dökün.
- Tom poured some cold water over his head.
- Tom başının üzerine biraz soğuk su döktü.
- Tom poured some cereal into a bowl.
- Tom kaseye biraz tahıl döktü.
Show More (76)
|
2 |
pour |
koymak (içecek) |
v. |
|
- Would you please pour me a cup of coffee?
- Lütfen bana bir fincan kahve koyar mısınız?
- Tom poured a little milk for himself.
- Tom kendisine biraz süt koydu.
- I poured myself a drink.
- Kendime bir içki koydum.
- She poured her sister a glass of water.
- Kız kardeşine bir bardak su koydu.
- Shall I pour some beer for you?
- Sana biraz bira koyayım mı?
- She poured me a cup of tea.
- O bana bir bardak çay koydu.
- Tom poured himself some cereal.
- Tom kendine biraz mısır gevreği koydu.
- Tom poured some milk into a bowl.
- Tom bir kaseye biraz süt koydu.
- Pour me another cup of coffee and I'll eat another doughnut.
- Bana bir fincan daha kahve koy, ben de bir çörek daha yiyeyim.
- I poured myself another shot of tequila.
- Kendime bir bardak daha tekila koydum.
- Tom poured some wine into a glass.
- Tom bir bardağa biraz şarap koydu.
- Tom poured some milk into a bowl for his cat.
- Tom kedisi için bir kaseye biraz süt koydu.
- Tom poured Mary a cup of coffee and topped off his own.
- Tom, Mary'ye bir fincan kahve koydu ve kendi kahvesini doldurdu.
- Tom poured another drink.
- Tom bir içki daha koydu.
- Tom poured Mary a cup of coffee and topped off his own.
- Tom Mary'ye bir fincan kahve koydu ve kendi fincanını tepeleme doldurdu.
- Tom poured me a glass of wine.
- Tom bana bir bardak şarap koydu.
- Tom poured some milk into a glass and handed it to Mary.
- Tom bardağa biraz süt koydu ve Mary'ye uzattı.
- Tom poured himself tea.
- Tom kendine çay koydu.
- Don't pour hot water into the glass or it will crack.
- Bardağa sıcak su koymayın yoksa çatlar.
- I poured myself a glass of milk.
- Ben de kendime bir bardak süt koydum.
- I poured myself a third cup of coffee.
- Kendime üçüncü bir fincan kahve koydum.
- I poured myself something to drink.
- Kendime içecek bir şeyler koydum.
- I poured my heart and soul into this.
- Bu işe kalbimi ve ruhumu koydum.
- Tom poured some tea for me.
- Tom benim için biraz çay koydu.
- She poured me a cup of tea.
- Bana bir fincan çay koydu.
- I poured a drink for Tom and one for myself.
- Tom'a ve kendime birer içki koydum.
- Tom poured some apple juice into a glass.
- Tom bardağa biraz elma suyu koydu.
- I poured myself some wine.
- Kendime biraz şarap koydum.
- Tom poured some tea for me.
- Tom bana biraz çay koydu.
- I poured myself another shot of tequila.
- Kendime bir shot daha tekila koydum.
- Tom poured me a cup of tea.
- Tom bana bir fincan çay koydu.
- Tom poured a cup of coffee for himself.
- Tom kendisi için bir fincan kahve koydu.
- Tom poured some cereal into a bowl.
- Tom bir kaseye biraz mısır gevreği koydu.
- I poured myself a cup of tea.
- Kendime bir fincan çay koydum.
- Would you please pour me a cup of coffee?
- Bana bir fincan kahve koyar mısın lütfen?
- Would you mind if I poured myself a cup of coffee?
- Kendime bir fincan kahve koysam sorun olur mu?
Show More (33)
|
3 |
pour |
akmak |
v. |
|
- Also, too much money is being poured into the grossly distended bureaucracy of the civil service.
- Ayrıca, kamu hizmetinin aşırı derecede şişmiş bürokrasisine çok fazla para akıtılmaktadır.
- Dimensions will pour into one another, with no barriers to stop them.
- Boyutlar, onları durduracak hiçbir engel olmadan birbirinin içine akacak.
- She had tears pouring down her cheeks.
- Gözyaşları yanaklarından aşağı akıyordu.
- Water poured from the broken pipe.
- Kırık borudan su aktı.
Show More (1)
|
4 |
pour |
dökülmek |
v. |
|
- Tears poured from her eyes.
- Gözlerinden yaşlar döküldü.
- Concrete hardens after it's poured.
- Döküldükten sonra beton sertleşir.
- Concrete hardens after it's poured.
- Beton döküldükten sonra sertleşir.
Show More (0)
|
5 |
pour |
yağmak |
v. |
|
- It poured for three days.
- Üç gün şiddetli yağmur yağdı.
- It never rains but it pours.
- Yağmasa da gürler.
- It poured for three days.
- Üç gün boyunca yağmur yağdı.
Show More (0)
|
6 |
pour |
boşaltmak |
v. |
|
- She poured me all of it without stopping.
- Durmaksızın hepsini bana boşalttı.
- She poured boiling water into the cup.
- Kaynayan suyu bardağa boşalttı.
Show More (-1)
|
7 |
pour |
akın etmek |
v. |
|
- Passengers came pouring out of the train.
- Yolcular trenden dışarı akın etti.
Show More (-2)
|
8 |
pour |
dolmak |
v. |
|
- Sunlight poured into the living room.
- Güneş ışığı oturma odasına doluyordu.
Show More (-2)
|
9 |
pour |
püskürmek |
v. |
|
- Thick white smoke was pouring out of the chimneys.
- Bacalardan yoğun beyaz dumanlar püskürüyordu.
Show More (-2)
|
10 |
pour |
(sıvı) koymak |
v. |
|
- Kathrine poured coffee into a mug and sat across me.
- Kathrine bir fincana kahve koyarak karşıma oturdu.
Show More (-2)
|