prick - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
prick iğne batırmak v.
  • She pricked the balloon.
  • Balona iğne batırdı.
  • Tom pricked the balloon with a pin.
  • Tom balona iğne batırdı.
  • She pricked the balloon.
  • O balona iğne batırdı.
Show More (1)
prick delmek v.
  • Prick the beef before putting the mixture on it.
  • Karışımı üzerine koymadan önce sığır etini delin.
  • He pricked himself with a pin.
  • O, bir iğne ile kendini deldi.
  • Tom pricked the balloon with a pin.
  • Tom balonu bir iğneyle deldi.
Show More (0)
prick batırmak v.
  • I pricked my thumb with a needle.
  • Baş parmağıma iğne batırdım.
  • She pricked herself with a needle while embroidering.
  • Nakış işlerken iğneyi kendine batırdı.
  • I pricked my thumb with a needle.
  • Başparmağıma iğne batırdım.
Show More (0)
prick pislik n.
  • Tom is an arrogant prick.
  • Tom kibirli bir pislik.
  • Sami is a crazy prick.
  • Sami deli bir pislik.
Show More (-1)
prick delik n.
  • Give the dough a prick before putting it into the oven.
  • Fırına koymadan önce hamura bir delik açın.
Show More (-2)
prick sızı n.
  • The boy felt a prick of sadness when he saw his toy was broken.
  • Çocuk, oyuncağının kırıldığını görünce üzüntüyle bir sızı hissetti.
Show More (-2)
prick dikenler batar gibi acımak v.
  • My back was pricking after the job was done.
  • İş bittiğinde sırtım dikenler batar gibi acıyordu.
Show More (-2)
prick hıyar n.
  • Get out my way, prick!
  • Çekil yolumdan, hıyar!
Show More (-2)
prick çük n.
  • I have a burning sensation on my prick.
  • Çükümde bir yanma hissi var.
Show More (-2)
prick sivri cisim batmasından ileri gelen acı n.
  • I didn't feel the prick of the screwdriver at that moment.
  • O an tornavidanın batmasının verdiği acıyı hissetmemiştim.
Show More (-2)
prick dallama n.
  • Tom is an arrogant prick.
  • Tom dalyarağın teki.
Show More (-2)
prick hergele n.
  • Sami is a crazy prick.
  • Sami çılgın bir hergeledir.
Show More (-2)