reasoning - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
reasoning mantık n.
  • Can you tell us again the reasoning behind your plan?
  • Planınızın arkasındaki mantığı bize tekrar anlatabilir misiniz?
  • What is the reasoning behind this?
  • Bunun arkasındaki mantık nedir?
  • It is true that they are separated by a year but, in terms of reasoning, they are very closely related.
  • Aralarında bir yıl olduğu doğrudur ancak mantık açısından birbirleriyle çok yakından ilişkilidirler.
Show More (12)
reasoning gerekçe n.
  • Your reasoning is internally consistent when you say that you do not want research on supernumerary embryos.
  • Süpernümerik embriyolar üzerinde araştırma yapılmasını istemediğinizi söylediğinizde gerekçeniz kendi içinde tutarlıdır.
  • I hope I have adequately explained the reasoning behind the positions I have taken on the amendments.
  • Umarım değişikliklerle ilgili olarak aldığım pozisyonların arkasındaki gerekçeleri yeterince açıklamışımdır.
  • It is not my position, but I can follow their reasoning.
  • Bu benim pozisyonum değil, ancak gerekçelerini anlayabiliyorum.
Show More (7)
reasoning muhakeme n.
  • This is not the place for political reasoning or an explanation of vote.
  • Burası siyasi muhakeme veya oyların açıklanması için uygun bir yer değildir.
  • That was the basis for the reasoning and you are quite right to raise it.
  • Muhakemenin temeli buydu ve bunu dile getirmekte oldukça haklısınız.
  • Ordinary human reasoning and perception don't work that way.
  • Sıradan insan muhakemesi ve algısı bu şekilde çalışmaz.
Show More (2)
reasoning akıl yürütme n.
  • This position was the result of reasoning and dialogue.
  • Bu tutum akıl yürütme ve diyaloğun sonucuydu.
  • This is an elementary error of reasoning.
  • Bu akıl yürütme ile ilgili temel bir hatadır.
  • This reasoning is really insane.
  • Bu akıl yürütme gerçekten delice.
Show More (0)
reasoning düşünce n.
  • My second point is uncontentious but not, for that reason, insignificant.
  • İkinci düşüncem tartışmaya açık değildir ancak bu nedenle önemsiz de değildir.
Show More (-2)
reasoning düşünme n.
  • I am sympathetic to her reasoning, although I do not think we can make such a statement.
  • Her ne kadar böyle bir açıklama yapabileceğimizi düşünmesem de, gerekçesini anlayışla karşılıyorum.
Show More (-2)