|
- The temperance movement and many citizens, including myself, were satisfied with that.
- Temperance hareketi ve ben de dahil olmak üzere pek çok vatandaş bundan memnundu.
- We in the EU are satisfied with the Iraq issue's remaining on the agenda of the UN Security Council.
- AB'de Irak konusunun BM Güvenlik Konseyi'nin gündeminde kalmasından memnunuz.
- I am only satisfied with the proposal to curtail secrecy by making the Minutes public.
- Ben sadece Tutanakların kamuya açık hale getirilmesi suretiyle gizliliğin azaltılması önerisinden memnunum.
- I believe, as has been so often repeated, that we can indeed be truly satisfied with this budget.
- Sık sık tekrarlandığı gibi, bu bütçeden gerçekten memnun olabileceğimize inanıyorum.
- As a Liberal, I am very satisfied with the railways package and our four rapporteurs' reports.
- Bir Liberal olarak, demiryolları paketinden ve dört raportörümüzün raporlarından çok memnunum.
- I am only satisfied with the proposal to curtail secrecy by making the Minutes public.
- Sadece Tutanakları kamuya açık hale getirerek gizliliği azaltma önerisinden memnunum.
- I am particularly satisfied because we stayed within the financial perspective again.
- Özellikle memnunum çünkü yine mali perspektif içinde kaldık.
- All in all, however, I am very satisfied with the proposal.
- Ancak sonuç olarak, tekliften çok memnunum.
- That is why we are totally satisfied with the final version of this report.
- Bu nedenle bu raporun son halinden tamamen memnunuz.
- An agreement is only sound if both parties are satisfied.
- Bir anlaşma ancak her iki taraf da memnunsa sağlamdır.
- Despite these improvements I am still not satisfied.
- Bu iyileştirmelere rağmen hala memnun değilim.
- With regard to his answer to this specific question, I am quite satisfied with the Commission's position.
- Bu spesifik soruya verdiği cevapla ilgili olarak, Komisyon'un tutumundan oldukça memnunum.
- However, I am less satisfied with the EU's refugee and immigration policy.
- Ancak AB'nin mülteci ve göç politikasından o kadar memnun değilim.
- My group is not satisfied with the resolution that was passed today.
- Grubum bugün kabul edilen karardan memnun değildir.
- Nevertheless, the Greens are satisfied with the compromise that has finally emerged.
- Yine de Yeşiller sonunda ortaya çıkan uzlaşmadan memnun.
- Is the Commission satisfied with the quality and efficiency of the work being carried out on the Berlaymont Building?
- Komisyon Berlaymont Binası'nda yürütülen çalışmaların kalitesi ve verimliliğinden memnun mu?
- In all those cases, whether we agreed with them or not, the result was an unexpected number of satisfied people.
- Tüm bu durumlarda, onlarla aynı fikirde olsak da olmasak da, sonuç beklenmedik sayıda memnun insan oldu.
- I believe that we can be satisfied with this and my group is satisfied with the result achieved.
- Bundan memnun olabileceğimize inanıyorum ve grubum elde edilen sonuçtan memnun.
- Like other Members, I am not satisfied with the vote that took place in committee.
- Diğer Üyeler gibi ben de komitede yapılan oylamadan memnun değilim.
- All things considered, I believe that we can be satisfied with the position that we have reached.
- Her şey göz önünde bulundurulduğunda, ulaştığımız konumdan memnun olabileceğimize inanıyorum.
- We are largely satisfied with the proposal as it is now before us and will endorse it accordingly.
- Şu anda önümüzde bulunan haliyle tekliften büyük ölçüde memnunuz ve buna göre onaylayacağız.
- We are essentially satisfied with the agreement reached in conciliation.
- Uzlaşma yoluyla varılan anlaşmadan esasen memnunuz.
- I think we should feel satisfied with this.
- Bence bundan memnuniyet duymalıyız.
- We are satisfied with the present text as regards the specific transport aspects.
- Taşımacılıkla ilgili spesifik hususlar bakımından mevcut metinden memnunuz.
- My colleagues in our group and I are satisfied with the result.
- Grubumuzdaki meslektaşlarım ve ben sonuçtan memnunuz.
- Our group supports the Marco Polo programme and is satisfied with the Committee's proposal.
- Grubumuz Marco Polo programını desteklemektedir ve Komite'nin önerisinden memnundur.
- I am of course not satisfied with the Commission's attitude towards us, or with the information policy.
- Elbette Komisyon'un bize karşı tutumundan ya da bilgilendirme politikasından memnun değilim.
- None of us is satisfied with the results.
- Hiçbirimiz sonuçlardan memnun değiliz.
- However, this is a compassionate report, one with which we can be satisfied but not complacent.
- Bununla birlikte bu, memnun olabileceğimiz ancak kayıtsız kalamayacağımız şefkatli bir rapordur.
- Are we satisfied that enough is being done?
- Yeterince şey yapıldığından memnun muyuz?
- To repeat, we are very satisfied with what the Commission has submitted here.
- Tekrar etmek gerekirse, Komisyon'un burada sunduklarından çok memnunuz.
- Even if she is not wholly satisfied with it, I think she has done a splendid job.
- Bundan tamamen memnun olmasa bile, bence harika bir iş çıkardı.
- I believe, therefore, that we can be reasonably satisfied with the outcome.
- Bu nedenle, sonuçtan makul ölçüde memnun olabileceğimize inanıyorum.
- Who can honestly be satisfied with the results of the EU-Russia Summit?
- AB-Rusya Zirvesi'nin sonuçlarından kim gerçekten memnun olabilir?
- Our group is highly satisfied with his working methods and the results he has achieved.
- Grubumuz onun çalışma yöntemlerinden ve elde ettiği sonuçlardan son derece memnun.
- We are not satisfied with such an outcome, which is not in line with price stability.
- Fiyat istikrarı ile uyumlu olmayan böyle bir sonuçtan memnun değiliz.
- The temporary committee has put a year's hard work into it and, in general, I am satisfied with the report before us.
- Geçici komite bir yıl boyunca yoğun bir çalışma yürüttü ve genel olarak önümüze gelen rapordan memnunum.
- We are not satisfied with the budget as it concerns agriculture.
- Tarımla ilgili olduğu için bütçeden memnun değiliz.
- Some global players may be satisfied, but I am not.
- Bazı küresel oyuncular memnun olabilir ama ben değilim.
- The Kyoto Agreement is very important and we can all be satisfied that at long last it is to be adopted.
- Kyoto Anlaşması çok önemlidir ve nihayet kabul edilecek olmasından dolayı hepimiz memnun olabiliriz.
- You are not satisfied with it, but let us not get into a debate.
- Siz bundan memnun değilsiniz ama tartışmaya girmeyelim.
- For this reason, I am satisfied with this European Union initiative.
- Bu nedenle, Avrupa Birliği'nin bu girişiminden memnuniyet duyuyorum.
- Nevertheless, my group is not completely satisfied with the end result.
- Yine de grubum sonuçtan tam olarak memnun değil.
- At the end of the day, we are very satisfied with the draft as a whole, which should be adopted in this form.
- Günün sonunda, bu haliyle kabul edilmesi gereken taslaktan bir bütün olarak çok memnunuz.
- To repeat, we are very satisfied with what the Commission has submitted here.
- Tekrar etmek gerekirse, Komisyon'un burada sunduklarından son derece memnunuz.
- Here, where every measure is taken to guarantee your safety, you are not satisfied.
- Güvenliğinizi garanti altına almak için her türlü önlemin alındığı burada, memnun değilsiniz.
- We are satisfied that our policy last year was very well understood by our observers and by the markets.
- Geçen yılki politikamızın gözlemcilerimiz ve piyasalar tarafından çok iyi anlaşıldığından memnunuz.
- I am of course not satisfied with the Commission's attitude towards us, or with the information policy.
- Komisyon'un bize karşı tutumundan ya da bilgilendirme politikasından elbette memnun değilim.
- Our group supports the Marco Polo programme and is satisfied with the Council's common position.
- Grubumuz Marco Polo programını desteklemektedir ve Konseyin ortak tutumundan memnundur.
- The Commission for its part can be satisfied with several of the decisions taken at Genoa.
- Komisyon kendi adına Cenova'da alınan bazı kararlardan memnun olabilir.
- Users aren't satisfied by physical ads or static marketing anymore.
- Kullanıcılar artık fiziksel reklamlardan veya statik pazarlamadan memnun değil.
- Users aren't satisfied by physical ads or static marketing anymore.
- Kullanıcılar artık fiziksel tanıtım veya statik pazarlamadan memnun değil.
- Is she satisfied with her daily life?
- Günlük hayatından memnun mu?
- He wasn't at all satisfied.
- Hiç de memnun değildi.
- Tom is perfectly satisfied with his current salary.
- Tom şu anki maaşından gayet memnun.
- Tom is still not satisfied.
- Tom hala memnun değil.
- I'm not satisfied with the structure of this sentence.
- Bu cümlenin yapısından memnun değilim.
- Most people were satisfied.
- Çoğu insan memnundu.
- I'm satisfied with the results.
- Ben sonuçlardan memnunum.
- I'm not satisfied with what you've done.
- Yaptığından memnun değilim.
- I wonder if Tom is satisfied.
- Acaba Tom memnun mu?
- You look satisfied.
- Memnun görünüyorsun.
- They were satisfied with the result.
- Onlar sonuçtan memnundu.
- She is quite satisfied with her life as it is.
- Hayatından olduğu gibi oldukça memnun.
- I'm not at all satisfied with Tom's work.
- Tom'un işinden hiç memnun değilim.
- She's happy and satisfied.
- O mutlu ve memnun.
- Tom wasn't satisfied with the way I did that.
- Tom bunu yapma şeklimden memnun kalmadı.
- He was not completely satisfied with the treaty.
- Anlaşmadan tam olarak memnun değildi.
- Is he satisfied?
- O memnun mu?
- Not all of us were satisfied with the system.
- Hepimiz sistemden memnun değildik.
- We're all satisfied.
- Hepimiz memnunuz.
- I'm not satisfied with the quality of your work.
- İşinizin kalitesinden memnun değilim.
- Are you satisfied with that?
- Bundan memnun musunuz?
- Tom was perfectly satisfied.
- Tom tamamen memnundu.
- Tom wasn't at all satisfied with the way his house had been painted.
- Tom evinin boyanış şeklinden hiç memnun değildi.
- Are you satisfied with your job?
- İşinden memnun musun?
- I'm satisfied with the result.
- Sonuçtan memnunum.
- He is quite satisfied with the result.
- Sonuçtan oldukça memnun.
- I am satisfied with my job.
- İşimden memnunum.
- Tom is far from satisfied with Mary's work.
- Tom, Mary'nin çalışmasından memnun olmaktan çok uzak.
- Tom had a satisfied smile on his face.
- Tom'un yüzünde memnun bir gülümseme vardı.
- I'm not satisfied with my English ability.
- İngilizce yeteneğimden memnun değilim.
- You look like you're satisfied.
- Memnun görünüyorsun.
- Tom was satisfied with the work Mary had done.
- Tom, Mary'nin yaptığı işten memnundu.
- I'm happy and satisfied.
- Ben mutlu ve memnunum.
- Tom isn't satisfied.
- Tom memnun değil.
- Tom was not satisfied with the service at the hotel where he was staying.
- Tom kaldığı oteldeki hizmetten memnun değildi.
- Aren't you satisfied with that?
- Bundan memnun değil misiniz?
- I'm very satisfied.
- Çok memnunum.
- Tom is very satisfied with the results.
- Tom sonuçlarından çok memnun.
- Hanako made the final payment on her car, and felt very satisfied.
- Hanako arabasının son ödemesini yaptı ve kendini çok memnun hissetti.
- Tom is far from satisfied with Mary's work.
- Tom, Mary'nin işinden memnun değil.
- I'm very satisfied.
- Çok memnun oldum.
- I'm satisfied with his progress.
- İlerlemesinden memnunum.
- He was not at all satisfied with the result.
- Sonuçtan hiç memnun değildi.
- He was satisfied with his new car.
- Yeni arabasından memnundu.
- They all appeared satisfied with your answers.
- Onların hepsi cevaplarınızdan memnun görünüyordu.
- I'm not satisfied with that.
- Ondan memnun değilim.
- I am by no means satisfied with my present income.
- Şu anki gelirimden hiçbir şekilde memnun değilim.
- I'm not satisfied with this.
- Bundan memnun değilim.
- I feel happy and satisfied.
- Mutlu ve memnun hissediyorum.
- They are satisfied with the new house.
- Yeni evden memnunlar.
- I'm not satisfied with the restaurant's service.
- Restoranın servisinden memnun değilim.
- It looks like they're satisfied with the result.
- Görünüşe göre sonuçtan memnunlar.
- I am not satisfied with this!
- Bundan memnun değilim!
- Tom isn't satisfied, but Mary is.
- Tom memnun değil ama Mary memnun.
- Are you satisfied?
- Memnun musun?
- I'm satisfied with his progress.
- Onun ilerlemesinden memnunum.
- I was not satisfied with life in Paris.
- Paris'teki hayattan memnun değildim.
- They are satisfied with the contract.
- Onlar anlaşmadan memnun.
- Is she satisfied?
- Kız memnun mu?
- You're never satisfied with anything I do.
- Yaptığım hiçbir şeyden memnun olmuyorsun.
- I'm not satisfied with you.
- Senden memnun değilim.
- I'm pretty satisfied.
- Ben oldukça memnunum.
- Tom seems satisfied.
- Tom memnun görünüyor.
- Aren't you satisfied with the result?
- Sonuçtan memnun değil misin?
- The experts were satisfied with the results.
- Uzmanlar sonuçlardan memnundu.
- They are satisfied with the new house.
- Onlar yeni evden memnun.
- I'm not satisfied with it.
- Ben ondan memnun değilim.
- I'm satisfied.
- Ben memnunum.
- You're never satisfied with anything I do.
- Yaptığım hiçbir şeyden memnun değilsin.
- I'm not satisfied with your performance.
- Performansından memnun değilim.
- Tom is very satisfied with the work Mary did for him.
- Tom, Mary'nin onun için yaptığı işten çok memnun.
- Tom is certainly not satisfied.
- Tom kesinlikle memnun değil.
- I am not satisfied with your explanation.
- Açıklamandan memnun değilim.
- He was not satisfied at all.
- Hiç memnun değildi.
- He was not satisfied with the final bill.
- Son hesaptan memnun değildi.
- I was quite satisfied.
- Oldukça memnun oldum.
- He is satisfied with the result.
- O, sonuçtan memnun.
- I wasn't satisfied.
- Ben memnun değildim.
- He was satisfied to know the result.
- Sonucu öğrendiği için memnun.
- Aren't you satisfied now?
- Şimdi memnun değil misin?
- I was not satisfied with life in Paris.
- Paris'teki hayattan hiç memnun değildim.
- I'm not satisfied with this.
- Ben bundan memnun değilim.
- We were thoroughly satisfied with his work.
- Çalışmalarından çok memnun kaldık.
- Why are you not satisfied?
- Neden memnun değilsin?
- Are you satisfied with the results?
- Sonuçlardan memnun musunuz?
- Tom wasn't satisfied with the pay he was getting.
- Tom aldığı ücretten memnun değildi.
- Tom didn't seem satisfied.
- Tom memnun görünmüyordu.
- He seems satisfied with my explanation.
- Açıklamamdan memnun görünüyor.
- I'm quite satisfied.
- Oldukça memnunum.
- I am quite satisfied.
- Oldukça memnunum.
- The CEO is very satisfied with the result.
- CEO sonuçtan çok memnun.
- I'm really satisfied.
- Gerçekten memnunum.
- You're satisfied, aren't you?
- Memnun oldun, değil mi?
- Tom said that he was really satisfied.
- Tom gerçekten memnun olduğunu söyledi.
- I'm not satisfied with that.
- Bundan memnun değilim.
- Tom wasn't at all satisfied.
- Tom hiç memnun değildi.
- She seemed to be satisfied with the result of the exam.
- Sınav sonucundan memnun görünüyordu.
- Tom is never satisfied.
- Tom asla memnun değildir.
- I'm not satisfied with what you've done.
- Yaptığın şeyden memnun değilim.
- I know you're still not satisfied.
- Senin hâlâ memnun olmadığını biliyorum.
- Tom is satisfied with the result.
- Tom sonuçtan memnun.
- He was not satisfied with the final bill.
- Son yasa tasarısından memnun kalmadı.
- I'm satisfied with my current income.
- Ben şu anki gelirimden memnunum.
- Tom seemed happy and satisfied.
- Tom mutlu ve memnun görünüyordu.
- All were satisfied.
- Herkes memnundu.
- Nick is by no means satisfied with the reward.
- Nick, hiçbir şekilde ödülden memnun değil.
- I was very satisfied with this.
- Bundan çok memnun kaldım.
- Tom said that Mary wasn't satisfied.
- Tom, Mary'nin memnun olmadığını söyledi.
- We're not satisfied with that.
- Biz ondan memnun değiliz.
- I'm quite satisfied now.
- Ben artık oldukça memnunum.
- Fadil wasn't satisfied with the answer.
- Fadıl cevaptan memnun değildi.
- Tom is never satisfied, is he?
- Tom asla memnun değil, değil mi?
- They are satisfied with a simple life.
- Basit bir hayattan memnunlar.
- Are you satisfied with the service here?
- Burada servisten memnun musunuz?
- I'm satisfied with my salary.
- Maaşımdan memnunum.
- They were satisfied.
- Onlar memnundu.
- Are you satisfied with the service here?
- Buradaki hizmetten memnun musunuz?
- You're not satisfied, are you?
- Memnun değilsin, değil mi?
- Tom wasn't satisfied with the results.
- Tom sonuçlardan memnun değildi.
- Tom is still not entirely satisfied.
- Tom hâlâ tamamen memnun değil.
- Are you satisfied with Tom's achievements?
- Tom'un başarılarından memnun musunuz?
- He was not at all satisfied.
- Hiç memnun değildi.
- Are you satisfied with the results?
- Sonuçlardan memnun musun?
- Tom was not satisfied with the service at the hotel where he was staying.
- Tom kaldığını oteldeki hizmetten memnun değildi.
- You don't seem very satisfied.
- Çok memnun görünmüyorsunuz.
- Is she satisfied with her daily life?
- O günlük yaşamından memnun mu?
- Hanako made the final payment on her car, and felt very satisfied.
- Hanako arabasıyla ilgili son ödemeyi yaptı ve çok memnun hissetti.
- Tom seemed to be satisfied with the results.
- Tom sonuçlardan memnun görünüyordu.
- Tom is very satisfied with it.
- Tom bundan çok memnun.
- Were you satisfied?
- Memnun oldun mu?
- Tom appears satisfied.
- Tom memnun görünüyor.
- Tom is quite satisfied with the result.
- Tom sonuçtan oldukça memnun.
- I think Tom is satisfied.
- Bence Tom memnun.
- If you are not satisfied with your share, I'll make it a bit more attractive.
- Eğer payınızdan memnun değilseniz, onu biraz daha cazip hale getireceğim.
- You look like you're satisfied.
- Memnun gibi görünüyorsun.
- Are you satisfied with your job?
- İşinizden memnun musunuz?
- Is Tom satisfied?
- Tom memnun mu?
- She's always satisfied with herself.
- O her zaman kendinden memnundur.
- He was not satisfied at all.
- O hiç memnun değildi.
- I'm quite satisfied.
- Ben oldukça memnunum.
- Tom said I looked satisfied.
- Tom memnun göründüğümü söyledi.
- It looks like they're satisfied with the result.
- Onlar sonuçtan memnun gibi görünüyorlar.
- Are you satisfied with the result?
- Sonuçtan memnun musunuz?
- You looked like you were satisfied.
- Sen memnun gibi görünüyordun.
- Everyone was satisfied.
- Herkes memnundu.
- I'm not satisfied with the restaurant's service.
- Ben restoranın servisinden memnun değilim.
- Tom said that he was very satisfied.
- Tom çok memnun olduğunu söyledi.
- Is she satisfied?
- Memnun mu?
- Tom is satisfied.
- Tom memnun.
- I am by no means satisfied with my present income.
- Mevcut gelirimden asla memnun değilim.
- Do you think Tom was satisfied with the results?
- Sence Tom sonuçlardan memnun muydu?
- Tom was satisfied with the result.
- Tom sonuçtan memnundu.
- Aren't you satisfied?
- Memnun değil misin?
- My father was satisfied with the result.
- Babam sonuçtan memnundu.
- I'm satisfied with what I have.
- Sahip olduğum şeyden memnunum.
- You're satisfied, aren't you?
- Memnunsun, değil mi?
- None of us were satisfied with the system.
- Hiçbirimiz sistemden memnun değildik.
- Are they satisfied?
- Onlar memnun mu?
- I'm satisfied with everything.
- Her şeyden memnunum.
- I am not satisfied with the result at all.
- Sonuçtan hiç memnun değilim.
- My boss is not satisfied with my TPS reports.
- Patronum benim TPS raporlarımdan memnun değil.
- Tom seemed satisfied.
- Tom memnun görünüyordu.
- As for me, I am not satisfied with the result of the examination the other day.
- Bana gelince, ben geçen günkü sınav sonucundan memnun değilim.
- Layla gave the robbers her purse but they weren't satisfied.
- Layla soygunculara çantasını verdi ama onlar memnun olmamıştı.
- At any rate, he was satisfied with the results.
- En azından o, sonuçlardan memnundu.
- On the whole I am satisfied with the result.
- Genel olarak sonuçtan memnunum.
- We're all satisfied.
- Hepimiz memnun kaldık.
- We're very satisfied with it.
- Biz bundan çok memnunuz.
- She is quite satisfied with her new job.
- Yeni işinden oldukça memnun.
- Last time I went to a Lady Gaga concert, although she finished all her songs, many members of the audience were not satisfied.
- En son Lady Gaga konserine gittiğimde, tüm şarkılarını bitirmesine rağmen, seyircilerin çoğu memnun kalmadı.
- I'm not satisfied with it.
- Bundan memnun değilim.
- He is satisfied with the result.
- Sonuçtan memnun.
- Tom is far from satisfied with Mary's work.
- Tom Mary'nin çalışmasından memnun olmaktan uzaktır.
- They looked satisfied with the result.
- Sonuçtan memnun görünüyorlardı.
- He was satisfied with his new car.
- O yeni arabasından memnundu.
- We're satisfied.
- Biz memnunuz.
- Weren't they satisfied?
- Memnun kalmadılar mı?
- She is quite satisfied with her life as it is.
- Bu haliyle hayatından oldukça memnun.
- None were satisfied.
- Hiçbiri memnun değildi.
- Tom isn't satisfied with that.
- Tom bundan memnun değil.
- He looked satisfied with my explanation.
- Açıklamamdan memnun görünüyordu.
- My boss is not satisfied with my TPS reports.
- Patronum TPS raporlarımdan memnun değil.
- Tom looks satisfied.
- Tom memnun görünüyor.
- The teacher was far from satisfied with the result.
- Öğretmen sonuçtan memnun olmaktan uzaktı.
- Is she satisfied?
- O memnun mu?
- Tom doesn't seem very satisfied.
- Tom çok memnun görünmüyor.
- Tom didn't seem to be satisfied with the results.
- Tom sonuçlardan memnun görünmüyordu.
- I'm quite satisfied with Tom's answer.
- Tom'un cevabından oldukça memnunum.
- As for myself, I am satisfied.
- Kendime gelince, ben memnunum.
- He is quite satisfied with his income.
- Gelirinden oldukça memnun.
- We're not satisfied with that.
- Bundan memnun değiliz.
- I am not satisfied with my performance today.
- Bugünkü performansımdan memnun değilim.
- I'm not satisfied with that company's service.
- O şirketin hizmetinden memnun değilim.
- Do you think that Tom and Mary were satisfied?
- Sizce Tom ve Mary memnun muydu?
- Tom is very satisfied with the results.
- Tom sonuçlardan çok memnun.
- Are you satisfied with your daily life?
- Günlük hayatından memnun musun?
- Tom doesn't seem very satisfied.
- Tom pek memnun görünmüyor.
- They are satisfied with the contract.
- Sözleşmeden memnunlar.
- Aren't you satisfied yet?
- Henüz memnun değil misin?
- Tom was satisfied with the way Mary cleaned his house.
- Tom, Mary'nin evini temizleme şeklinden memnundu.
- I'm pretty satisfied.
- Oldukça memnunum.
- Most people were satisfied.
- Birçok kişi memnundu.
- He's by no means satisfied.
- Hiçbir şekilde memnun değil.
- Everyone was quite satisfied.
- Herkes oldukça memnundu.
- Tom was satisfied with the work Mary had done.
- Tom Mary'nin yaptığı çalışmadan memnundu.
- I am quite satisfied.
- Ben oldukça memnunum.
- He's never satisfied with himself no matter how much he's accomplished.
- Ne kadar çok şey başarırsa başarsın asla kendinden memnun olmuyor.
- Tom isn't satisfied with the result.
- Tom sonuçtan memnun değil.
- I'm satisfied with the results.
- Sonuçlardan memnunum.
- We are not quite satisfied with the result.
- Sonuçtan tam olarak memnun değiliz.
- You're not satisfied with these results, are you?
- Bu sonuçlardan memnun değilsin, değil mi?
- I'm quite satisfied now.
- Şu an oldukça memnunum.
- You don't seem very satisfied.
- Çok memnun görünmüyorsun.
- As for me, I am satisfied.
- Bana gelince, ben memnunum.
- Are you satisfied with your daily life?
- Günlük yaşantından memnun musun?
- She was satisfied with the new skirt.
- Yeni eteğinden memnundu.
- You are satisfied with your life, aren't you?
- Hayatından memnunsun, değil mi?
- Tom seemed to be satisfied.
- Tom memnun görünüyordu.
- I'm still not entirely satisfied.
- Ben hâlâ tamamen memnun değilim.
- Tom wasn't satisfied with the pay he was getting.
- Tom aldığı ödemeden memnun değildi.
- Although she is poor, she is satisfied.
- Fakir olmasına rağmen halinden memnun.
- You're satisfied.
- Sen memnunsun.
- Are they satisfied?
- Memnunlar mı?
- Aren't you satisfied, Tom?
- Memnun değil misin, Tom?
- He was satisfied with the work he had done.
- Yaptığı işten memnundu.
- As for me, I am not satisfied with the result of the examination the other day.
- Bana gelince, geçen günkü sınavın sonucundan memnun değilim.
- We're not satisfied.
- Biz memnun değiliz.
- I'm not satisfied with the results.
- Sonuçlardan memnun değilim.
- My boss isn't satisfied with my report.
- Patronum raporumdan memnun değil.
- Why are you not satisfied?
- Sen neden memnun değilsin?
- Tom didn't seem very satisfied.
- Tom çok memnun görünmüyordu.
- Tom is perfectly satisfied with his current salary.
- Tom şu anki aylığından tamamen memnun.
- Tom looked satisfied.
- Tom memnun görünüyordu.
- I'm quite satisfied with my life.
- Hayatımdan oldukça memnunum.
- He was satisfied with the result.
- Sonuçtan memnundu.
- My boss isn't satisfied with my report.
- Patronum raporumdan memnun kalmadı.
- My brother is not satisfied with his new car.
- Erkek kardeşim yeni arabasından memnun değil.
- The officers were satisfied.
- Memurlar memnundu.
- They all appeared satisfied with your answers.
- Hepsi cevaplarınızdan memnun görünüyordu.
- Tom was by no means satisfied.
- Tom hiçbir şekilde memnun olmadı.
- Tom was satisfied with the results.
- Tom sonuçlardan memnundu.
- Tom wasn't satisfied.
- Tom memnun değildi.
- Sami is still not entirely satisfied.
- Sami hâlâ tamamen memnun değil.
- You never seem satisfied.
- Hiç memnun görünmüyorsun.
- I'm satisfied with my current income.
- Şu anki gelirimden memnunum.
- He's never satisfied with himself no matter how much he's accomplished.
- Ne kadar başarılı olursa olsun kendisinden hiç memnun değildir.
Show More (296)
|
|
- You're not satisfied, are you?
- Sen tatmin olmadın, değil mi?
- I was really satisfied.
- Gerçekten tatmin olmuştum.
- His selfishness is never satisfied.
- Onun bencilliği asla tatmin olmaz.
- Tom isn't satisfied, but Mary is.
- Tom tatmin olmadı ama Mary tatmin oldu.
- Tom is not easily satisfied.
- Tom kolayca tatmin olmaz.
- Tom is never satisfied, is he?
- Tom hiç tatmin olmuyor, değil mi?
- I hope you're satisfied.
- Umarım tatmin olmuşsundur.
- I wasn't satisfied.
- Ben tatmin olmadım.
- Tom looked satisfied.
- Tom tatmin olmuş görünüyordu.
- Sami is still not entirely satisfied.
- Sami hâlâ bütünüyle tatmin olmuş değil.
- His selfishness is never satisfied.
- Bencilliği asla tatmin olmaz.
- You should continue until you're satisfied.
- Tatmin olana kadar devam etmelisin.
- Tom said that Mary wasn't satisfied.
- Tom, Mary'nin tatmin olmadığını söyledi.
- Tom was by no means satisfied.
- Tom hiç bir şekilde tatmin olmadı.
- Is she satisfied?
- O tatmin olmuş mu?
- Tom said that he wasn't satisfied.
- Tom tatmin olmadığını söyledi.
- We're never satisfied.
- Asla tatmin olmayız.
- Are you satisfied, Tom?
- Tatmin oldun mu, Tom?
- I take it from your silence that you are not satisfied with my answer.
- Sessizliğinden cevabımdan tatmin olmadığını anlıyorum.
- He seems satisfied with my explanation.
- Açıklamamdan tatmin olmuş görünüyordu.
- He's by no means satisfied.
- O, hiçbir şekilde tatmin olmadı.
- Burr was not satisfied with Hamilton's answers.
- Burr, Hamilton'un cevaplarından tatmin olmamıştı.
- Aren't you satisfied now?
- Şimdi tatmin olmadın mı?
- Tom is not easily satisfied.
- Tom kolay kolay tatmin olmaz.
- I'm not satisfied with your explanation.
- Açıklamandan tatmin olmadım.
- Are you satisfied?
- Tatmin oldunuz mu?
- Tom wasn't satisfied with Mary's answers.
- Tom, Mary'nin cevaplarından tatmin olmadı.
- Sami is still not entirely satisfied.
- Sami hâlâ tam olarak tatmin olmuş değil.
- I'm still not satisfied.
- Hâlâ tatmin olmadım.
- Tom is still not completely satisfied.
- Tom hala tam olarak tatmin olmuş değil.
- You should continue until you're satisfied.
- Tatmin oluncaya kadar devam etmelisin.
- Tom was perfectly satisfied.
- Tom tamamen tatmin olmuştu.
- I know you're still not satisfied.
- Hâlâ tatmin olmadığını biliyorum.
- I'm never satisfied.
- Asla tatmin olmam.
- I was very satisfied with this.
- Ben bununla çok tatmin olmuştum.
- Layla gave the robbers her purse but they weren't satisfied.
- Leyla soygunculara çantasını verdi ama onlar tatmin olmadılar.
- I'm not completely satisfied with Tom's explanation.
- Tom'un açıklamasından tam olarak tatmin olmadım.
- Tom is still not satisfied.
- Tom hala tatmin olmuş değil.
- Are you satisfied with my explanation?
- Açıklamamdan tatmin oldun mu?
- Are you satisfied now?
- Şimdi tatmin oldun mu?
- Are you satisfied with that?
- Sen ondan tatmin oldun mu?
- I didn't say I was completely satisfied.
- Tamamen tatmin olduğumu söylemedim.
- Some people are never satisfied with what they have.
- Bazı insanlar sahip oldukları şeylerle asla tatmin olmazlar.
- He was not at all satisfied.
- O, tamamen tatmin olmamıştı.
- I was quite satisfied.
- Oldukça tatmin oldum.
- I'm not satisfied yet.
- Henüz tatmin olmadım.
- Tom wasn't satisfied, but Mary was.
- Tom tatmin olmamıştı ama Mary olmuştu.
- I'm still not entirely satisfied.
- Hala tam olarak tatmin olmadım.
- Tom seemed happy and satisfied.
- Tom mutlu ve tatmin olmuş görünüyordu.
- I'm satisfied with the result.
- Ben sonuçtan tatmin oldum.
- You never seem satisfied.
- Hiç tatmin olmuş görünmüyorsun.
- You're never satisfied.
- Asla tatmin olmuyorsun.
- Tom wasn't satisfied with the results.
- Tom sonuçlardan tatmin olmadı.
- I'm not satisfied either.
- Ben de tatmin olmadım.
- Some people are never satisfied with what they have.
- Bazı insanlar sahip olduklarıyla asla tatmin olmazlar.
- Fadil wasn't satisfied with the answer.
- Fadil cevaptan tatmin olmadı.
- Aren't you satisfied yet?
- Hala tatmin olmadın mı?
- Tom never seems satisfied.
- Tom asla tatmin olmuş görünmez.
- Fadil wasn't satisfied with that kind of answer.
- Fadıl bu tür cevaplarla tatmin olmuyordu.
- Aren't you satisfied?
- Tatmin olmadın mı?
- Tom is still not entirely satisfied.
- Tom hala tam olarak tatmin olmuş değil.
- He's never satisfied.
- O asla tatmin olmaz.
- I give you everything you ask for, but you never seem satisfied.
- Sana istediğin her şeyi veriyorum ama sen asla tatmin olmuş görünmüyorsun.
- I give you everything you ask for, but you never seem satisfied.
- İstediğin her şeyi veriyorum ama hiç tatmin olmuyorsun.
- I take it from your silence that you are not satisfied with my answer.
- Sessizliğinizden cevabımdan tatmin olmadığınızı anlıyorum.
- He wasn't at all satisfied.
- Hiç tatmin olmadı.
- Tom is never satisfied.
- Tom asla tatmin olmaz.
- Are you satisfied, finally?
- Sonunda tatmin oldun mu?
- Tom isn't quite satisfied.
- Tom pek tatmin olmadı.
- Tom is still not completely satisfied.
- Tom hâlâ tamamen tatmin olmuş değil.
Show More (67)
|
