something - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
something bir şey n.
  • This is something that Parliament has been wanting for some time.
  • Bu, Parlamento'nun bir süredir istediği bir şeydir.
  • In that sense we think that the framework directive would solve something.
  • Bu anlamda çerçeve direktifin bir şeyleri çözeceğini düşünüyoruz.
  • I would like you to explain something in more detail.
  • Bir şeyi daha ayrıntılı olarak açıklamanızı istiyorum.
Show More (1986)
something şeyler pron.
  • In the European Union's foreign policy there are times and circumstances in which something has to be said out loud.
  • Avrupa Birliği'nin dış politikasında bazı şeylerin yüksek sesle söylenmesi gereken zamanlar ve durumlar vardır.
  • Something's really wrong, isn't it?
  • Gerçekten yanlış bir şeyler var, değil mi?
  • Something's not quite right.
  • Bir şeyler doğru değil.
Show More (3)
something fazlasıyla adv.
  • We should be channelling our resources into something of greater benefit to mankind.
  • Kaynaklarımızı insanlığa daha fazla fayda sağlayacak bir alana kanalize etmeliyiz.
  • There's something very strange about the whole thing.
  • Bu işin tamamında çok fazla tuhaflık var.
Show More (-1)
something bir parça adv.
  • That is something we in Parliament have accepted as part of the new Financial Regulation.
  • Bu bizim Parlamento olarak yeni Mali Tüzüğün bir parçası olarak kabul ettiğimiz bir husustur.
  • That is something we in Parliament have accepted as part of the new Financial Regulation.
  • Bu bizim Parlamento olarak yeni Mali Tüzük'ün bir parçası olarak kabul ettiğimiz bir husustur.
Show More (-1)
something bir şey pron.
  • She found something interesting while cleaning the attic.
  • Tavan arasını temizlerken ilginç bir şey bulmuş.
Show More (-2)