| 1 |
straw |
pipet |
n. |
|
- He stuck a straw into an anthill.
- Bir karınca yuvasına pipet soktu.
- Tom was drinking chocolate milk through a straw.
- Tom pipetle çikolatalı süt içiyordu.
- May I have a straw, please?
- Bir pipet alabilir miyim, lütfen?
- For the first month after the accident she could only drink liquids through a straw.
- Kazadan sonraki bir ay boyunca, sadece pipet kullanarak sıvı tüketebildi.
- I sucked orange juice through a straw.
- Bir pipetle portakal suyunu emdim.
- Tom was drinking chocolate milk with a straw.
- Tom pipetle çikolatalı süt içiyordu.
- Tom was drinking chocolate milk through a straw.
- Tom bir pipetle çikolatalı süt içiyordu.
- May I have a straw, please?
- Bir pipet alabilir miyim lütfen?
- I sucked orange juice through a straw.
- Portakal suyunu pipetle emdim.
- For the first month after the accident she could only drink liquids through a straw.
- Kazadan sonraki ilk bir ay boyunca sıvıları sadece pipetle içebildi.
- For the first month after the accident she could only drink liquids through a straw.
- Kazadan sonraki ilk bir ay boyunca sadece pipetle sıvı içebildi.
- Tom sat at the dining room table, drinking chocolate milk through a straw.
- Tom yemek masasında oturmuş, pipetle çikolatalı süt içiyordu.
Show More (9)
|
| 2 |
straw |
saman |
n. |
|
- You can't make bricks without straw.
- Saman olmadan tuğla yapamazsın.
- To make a mattress for camping, we stuffed a sack with straw.
- Kampta yatak yapmak için bir çuvalı samanla doldurduk.
- Even a straw shoe belongs to a pair.
- Bir geleneksel Kore saman ayakkabısı bile bir çifte aittir.
- Bricks can't be made without straw.
- Saman olmadan tuğla yapılamaz.
Show More (1)
|
| 3 |
straw |
saman çöpü |
n. |
|
- A drowning man will clutch at a straw.
- Boğulan bir adam bir saman çöpüne tutunur.
- A drowning man will catch at a straw.
- Boğulan bir adam saman çöpüne tutunur.
- He stuck a straw into an anthill.
- O bir karınca yuvasına bir saman çöpü soktu.
Show More (0)
|
| 4 |
straw |
hasır |
n. |
|
- He bought a straw hat to protect himself from the sun.
- Kendini güneşten korumak için hasır bir şapka aldı.
- Even a straw shoe belongs to a pair.
- Hasır bir ayakkabı bile bir çifte aittir.
Show More (-1)
|
| 5 |
straw |
çubuk |
n. |
|
- Tom drew the short straw.
- Tom kısa çubuğu çekti.
Show More (-2)
|
