surface - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
surface yüzey n.
  • Keep your work surface clean at all times.
  • Çalışmakta olduğunuz yüzeyi daima temiz tutun.
  • She swam below the surface of the water.
  • Su yüzeyinin altında yüzdü.
  • I noticed a scratch on the surface of the counter.
  • Tezgahın yüzeyinde bir çizik fark ettim.
Show More (86)
surface ortaya çıkmak v.
  • Doubts began to surface about the viability of the plan.
  • Planın uygulanabilirliği konusunda şüpheler ortaya çıkmaya başladı.
  • The famous crime lord surfaced again in Peru.
  • Tanınmış mafya babası Peru'da yeniden ortaya çıktı.
  • There is another serious matter which surfaced very briefly.
  • Çok kısa bir süre önce ortaya çıkan ciddi bir konu daha var.
Show More (4)
surface su yüzüne çıkmak v.
  • The famous orca Tina surfaced near Iceland.
  • Ünlü katil balina Tina İzlanda yakınlarında su yüzüne çıktı.
  • Fadil's body surfaced under the bridge.
  • Fadıl'ın cesedi köprünün altında su yüzüne çıktı.
  • Fadil's double life surfaced.
  • Fadıl'ın ikili hayatı su yüzüne çıktı.
Show More (1)
surface yüz n.
  • The cube had pictures on all six surfaces.
  • Küpün altı yüzünde de resimler yer alıyordu.
  • Only 10% of the surface area destroyed in Greece is reforested.
  • Yunanistan'da tahrip edilen yüz ölçümünün sadece %10'u yeniden ağaçlandırılmıştır.
  • Forests cover around 9.4% of the earth's surface.
  • Ormanlar dünya yüzünün %9.4'ünü kaplar.
Show More (1)
surface görünüşteki adj.
  • Underneath the surface calm, she felt outraged.
  • Görünüşteki sakinliğinin altında, öfkelendiğini hissetti.
Show More (-2)
surface yüzey adj.
  • I was drafted into the surface forces in 1988.
  • 1988'de yüzey kuvvetlerine katıldım.
Show More (-2)
surface yataktan çıkmak v.
  • Oh, so you’ve finally decided to surface?
  • Oo, sonunda yataktan çıkmaya karar verdin demek?
Show More (-2)
surface asfaltlamak v.
  • Our street is being surfaced, so I can’t take my car out.
  • Sokağımız asfaltlanıyor, bu yüzden arabamı dışarı çıkaramıyorum.
Show More (-2)
surface yüzey alanı n.
  • However, this transition has closed today for all surface area premiums.
  • Ancak bu geçiş bugün tüm yüzey alanı primleri için kapanmıştır.
Show More (-2)
surface yüzeye çıkmak (denizaltı) v.
  • Fadil's body surfaced under the bridge.
  • Fadıl'ın cesedi köprünün altında yüzeye çıktı.
Show More (-2)