tension - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
tension gerilim n.
  • The upcoming election is causing political tension.
  • Yaklaşan seçimler siyasi gerilime neden oluyor.
  • India is not the only country that is facing tension between religions.
  • Dinler arasında gerilim yaşayan tek ülke Hindistan değil.
  • The government's approach is, unfortunately, not aimed at reducing the tension and solving the problems.
  • Hükümetin yaklaşımı ne yazık ki gerilimi azaltmaya ve sorunları çözmeye yönelik değildir.
Show More (38)
tension gerginlik n.
  • Taking a warm shower can help relax neck tension.
  • Ilık bir duş almak boyundaki gerginliği hafifletmeye yardımcı olabilir.
  • He told a funny anecdote to ease the tension.
  • Gerginliği yumuşatmak için komik bir anekdot anlattı.
  • At the same time, the tension between Israel and Syria is again rising dangerously.
  • Aynı zamanda İsrail ve Suriye arasındaki gerginlik yeniden tehlikeli bir şekilde yükseliyor.
Show More (24)
tension tansiyon n.
  • Tension is running high between Algeria and Morocco.
  • Cezayir ve Fas arasında tansiyon yükseliyor.
  • Tension is a major cause of heart disease.
  • Tansiyon kalp hastalığının başlıca nedenlerinden biridir.
  • Tension is a major cause of heart disease.
  • Tansiyon kalp hastalığının ana kaynağıdır.
Show More (0)
tension gerilme n.
  • This rope will only take about 20 pounds of tension.
  • Bu halat sadece yaklaşık 20 pound gerilmeye dayanacaktır.
Show More (-2)
tension çatışma n.
  • There is often tension between company targets and employee needs.
  • Şirket hedefleri ile çalışanların ihtiyaçları arasında sık sık çatışma yaşanmaktadır.
Show More (-2)