voyage - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
voyage yolculuk n.
  • This will be a voyage over a rough sea for, as I have said, there are massive challenges ahead.
  • Bu dalgalı bir denizde yapılacak bir yolculuk olacak, zira daha önce de söylediğim gibi önümüzde büyük zorluklar var.
  • The voyage data recorder is an instrument for recording travel data.
  • Yolculuk veri kaydedicisi, seyahat verilerini kaydetmek için kullanılan bir araçtır.
  • As you know, life is comparable to a voyage.
  • Bildiğiniz gibi, hayat bir yolculuğa benzer.
Show More (28)
voyage sefer n.
  • The icebreaker will start its voyage to the north pole in two weeks.
  • Buzkıran gemisi iki hafta içinde kuzey kutbuna doğru seferine başlayacak.
  • This was his first voyage as captain.
  • Bu onun kaptan olarak ilk seferiydi.
Show More (-1)
voyage deniz yolculuğu yapmak v.
  • Voyaging with my boat is my biggest dream.
  • Teknemle deniz yolculuğu yapmak en büyük hayalim.
Show More (-2)
voyage seyahat n.
  • He went on a voyage to America.
  • O, Amerika'ya seyahate gitti.
Show More (-2)