1 |
wrongly |
yanlış |
adv. |
|
- I voted wrongly on the conclusion to section 23.
- Bölüm 23'ün sonuç kısmında yanlış oy kullandım.
- We are also voting against item 43, because it is wrongly worded.
- 43. Maddenin de aleyhinde oy kullanıyoruz, çünkü yanlış ifade edilmiş.
- We are also voting against item 43, because it is wrongly worded.
- Ayrıca yanlış ifade edildiği için 43. Maddeye karşı oy kullanacağız.
- They regard us with distrust, rightly or wrongly.
- Doğru ya da yanlış, bize güvensizlikle bakıyorlar.
- We have reports that Russian citizens are afraid to protest when they find the state behaving wrongly.
- Rus vatandaşlarının devletin yanlış davrandığını gördüklerinde protesto etmekten korktuklarına dair haberler alıyoruz.
- The lack of capacity to do things right is also part of why things are done wrongly.
- İşleri doğru yapma kapasitesinin eksikliği de işlerin neden yanlış yapıldığının bir parçasıdır.
- I hope he was wrongly quoted, because as far as I know, we are not.
- Umarım yanlış alıntı yapmıştır, çünkü bildiğim kadarıyla öyle değil.
- Care must therefore be taken to calculate the number of journeys correctly, so that sanctions are not wrongly applied.
- Bu nedenle yaptırımların yanlış uygulanmaması için yolculuk sayısının doğru hesaplanmasına dikkat edilmelidir.
- The letter was wrongly addressed.
- Mektuba yanlış adres yazılmıştı.
- I'm afraid I have addressed the parcel wrongly.
- Korkarım koliyi yanlış adresledim.
- I formulated it wrongly.
- Yanlış formüle etmişim.
- If it is wrongly used, the medicine will be a poison.
- Eğer yanlış kullanılırsa, ilaç zehir haline gelir.
- This letter is wrongly addressed.
- Bu mektuba yanlış adres yazılmış.
- Having been wrongly addressed, the letter never reached him.
- Yanlış adrese gönderildiği için mektup ona hiç ulaşmadı.
Show More (11)
|
2 |
wrongly |
haksız yere |
adv. |
|
- We are also intensifying our efforts to recover the sums wrongly paid out in the form of State aid.
- Ayrıca Devlet yardımı olarak haksız yere ödenen meblağların geri alınması için çabalarımızı yoğunlaştırıyoruz.
- Mary was wrongly imprisoned for nearly 10 years.
- Mary neredeyse 10 yıl haksız yere hapis cezasına çarptırılmıştı.
- Mary was wrongly imprisoned for nearly 10 years.
- Mary haksız yere yaklaşık 10 yıl hapis yattı.
- You were wrongly accused.
- Haksız yere suçlandın.
Show More (1)
|
3 |
wrongly |
yanlış bir şekilde |
adv. |
|
- This would wrongly give the consumer the idea that something was wrong with the produce after all.
- Bu durum tüketiciye, ürünlerde bir sorun olduğu fikrini yanlış bir şekilde verecektir.
- European human rights policy has wrongly been silent up to now on this blatant injustice.
- Avrupa insan hakları politikası, bu bariz adaletsizlik karşısında bugüne kadar yanlış bir şekilde sessiz kalmıştır.
- This would wrongly give the consumer the idea that something was wrong with the produce after all.
- Bu da tüketiciye, üründe bir sorun olduğu fikrini yanlış bir şekilde verecektir.
Show More (0)
|
4 |
wrongly |
hatalı bir şekilde |
adv. |
|
- Some, quite wrongly, deny this.
- Bazıları, oldukça hatalı bir şekilde, bunu inkar ediyor.
- It was wrongly stated in the discussions that so-called soft drugs are harmless.
- Tartışmalarda, yumuşak ilaçlar olarak adlandırılan maddelerin zararsız olduğu hatalı bir şekilde ifade edilmiştir.
Show More (-1)
|