Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | declare v. | beyan etmek | ||
The President meant to say that he now declares this amendment admissible. Başkan, bu değişikliğin kabul edilebilir olduğunu beyan ettiğini söylemek istemiştir. More Sentences |
||||
Common Usage | declare v. | ilan etmek | ||
The captain declared innings closed. Kaptan vuruş sırasını kapattığını ilan etti. More Sentences |
||||
General | ||||
General | declare v. | açıklamak | ||
The students declared that banning music from club activities was unfair. Öğrenciler, kulüp etkinliklerindeki müzik yasağının haksızlık olduğunu açıkladılar. More Sentences |
||||
General | declare v. | söylemek | ||
There can be no reservations in declaring that its outcome was excellent. Sonucunun mükemmel olduğunu söylemekte hiçbir çekince yoktur. More Sentences |
||||
General | declare v. | bildirmek | ||
I declare resumed the session of the European Parliament adjourned on Thursday 19 December 2002. Avrupa Parlamentosu'nun 19 Aralık 2002 Perşembe günü ertelenen oturumunun yeniden başladığını bildiririm. More Sentences |
||||
General | declare v. | ilan etmek | ||
The WHO declared the COVID-19 outbreak a pandemic on March 11, 2020. Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart 2020'de COVID-19 salgınını pandemi ilan etmiştir. More Sentences |
||||
General | declare v. | (para vb.) beyan etmek | ||
You must declare all your earnings in the last year. Geçen yılki tüm kazançlarınızı beyan etmelisiniz. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | declare v. | açıklamak | ||
The Presidency has already declared the result of the vote. Başkanlık oylama sonucunu çoktan açıklamıştır. More Sentences |
||||
Trade/Economic | declare v. | beyan etmek | ||
How can we expect people to take an interest in a policy which itself declares that it does not protect their interests? İnsanların kendi çıkarlarını korumadığını bizzat beyan eden bir politikaya ilgi göstermelerini nasıl bekleyebiliriz? More Sentences |
||||
Law | ||||
Law | declare v. | beyan etmek | ||
The Slovak Republic declares its willingness to share in this common responsibility. Slovak Cumhuriyeti bu ortak sorumluluğu paylaşmaya hazır olduğunu beyan eder. More Sentences |
||||
Politics | ||||
Politics | declare v. | beyan etmek | ||
I declare resumed the session of the European Parliament adjourned on Thursday 25 April 2002. Avrupa Parlamentosu'nun 25 Nisan 2002 Perşembe günü sona eren oturumunun yeniden başladığını beyan ederim. More Sentences |
||||
Politics | declare v. | bildirmek | ||
I declare resumed the session of the European Parliament adjourned on Thursday, 7 November 2002. Avrupa Parlamentosu'nun 7 Kasım 2002 Perşembe günü ertelenen oturumuna kaldığımız yerden devam ettiğimizi bildiririm. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | declare v. | beyan etmek | ||
I have to declare a personal interest in this matter. Bu konuyla ilgili kişisel bir çıkar beyan etmek zorundayım. More Sentences |
||||
Technical | declare v. | ilan etmek | ||
We now have a situation where a Romanian diplomat has been declared persona non grata. Şu anda bir Romen diplomatın istenmeyen kişi ilan edildiği bir durumla karşı karşıyayız. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Common Usage | declare v. | deklare etmek | ||
General | ||||
General | declare v. | deklare etmek | ||
General | declare v. | ifade vermek | ||
General | declare v. | fikrini belirtmek | ||
General | declare v. | iddia etmek | ||
General | declare v. | haber vermek | ||
General | declare v. | deklarasyon yapmak | ||
General | declare v. | afişe etmek | ||
General | declare v. | tasdik etmek | ||
General | declare v. | onaylamak | ||
General | declare v. | üstünü çizmek | ||
General | declare v. | yarışmadan çıkarmak | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | declare v. | (gümrük, vergi) beyanname vermek | ||
Trade/Economic | declare v. | temettü ödemek | ||
Trade/Economic | declare v. | temettü ödetmek | ||
Trade/Economic | declare v. | (özellikle şirket yöneticilerinin oyu ile) ödenecek olarak açıklamak | ||
Law | ||||
Law | declare v. | (vergiye tabi mülkleri) tam olarak beyan etmek | ||
Law | declare v. | (vergiye veya gümrüğe tabi eşyayı) mülkiyetinde olarak ilan etmek | ||
Computer | ||||
Computer | declare v. | (değişkeni) açık bir şekilde değişken listesine dahil etmek | ||
Sport | ||||
Sport | declare v. | (kriket takımı) düşmemiş kalelerini kapalı ilan etmek | ||
Card | ||||
Card | declare v. | (desteyi) deklare etmek | ||
Card | declare v. | (kartları) masaya açmak |