put something on someone

Sens de "put something on someone" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 78 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Idioms
1	Idioms	put the squeeze on someone/something v.	birini bir şey yapmaya zorlamak
2	Idioms	put the squeeze on someone/something v.	mecbur bırakmak
3	Idioms	put the squeeze on someone/something v.	birini bir şey yapması için sıkıştırmak
4	Idioms	put the squeeze on someone/something v.	birine yüklenmek
5	Idioms	put the squeeze on someone/something v.	birinden para almaya çalışmak
6	Idioms	put the squeeze on someone/something v.	boğazına/ümüğüne yapışmak
7	Idioms	put the squeeze on someone/something v.	sıkıştırmak
8	Idioms	put the squeeze on someone/something v.	silkelemek
9	Idioms	put the squeeze on someone/something v.	birini bir şey yapmaya zorlamak
10	Idioms	put the squeeze on someone/something v.	mecbur bırakmak
11	Idioms	put the squeeze on someone/something v.	sıkıştırmak
12	Idioms	put the squeeze on someone/something v.	yüklenmek
13	Idioms	put (one's) hands on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) elini koymak
14	Idioms	put (one's) hands on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) eliyle dokunmak
15	Idioms	put (one's) hands on (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) üstüne elini koymak
16	Idioms	put (one's) hands on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) eliyle taciz etmek
17	Idioms	put (one's) hands on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) dokunarak taciz etmek
18	Idioms	put one's hands on (someone, something, or an animal) v.	(birine/bir şeye/bir hayvana) elini koymak
19	Idioms	put one's hands on (someone, something, or an animal) v.	(birine/bir şeye/bir hayvana) eliyle dokunmak
20	Idioms	put one's hands on (someone, something, or an animal) v.	(birinin/bir şeyin/bir hayvanın) üstüne elini koymak
21	Idioms	put one's hands on (someone, something, or an animal) v.	(birini/bir şeyi/bir hayvanı) bulmak
22	Idioms	put one's hands on (someone, something, or an animal) v.	(birini/bir şeyi/bir hayvanı) ele geçirmek
23	Idioms	put one's hands on (someone, something, or an animal) v.	(birini/bir şeyi/bir hayvanı) yakalamak
24	Idioms	put one's hands on (someone, something, or an animal) v.	(birini/bir şeyi/bir hayvanı) tutmak
25	Idioms	put one's hands on (someone, something, or an animal) v.	(birini/bir şeyi/bir hayvanı) eline geçirmek
26	Idioms	put one's hands on (someone, something, or an animal) v.	(birini/bir şeyi/bir hayvanı) yerini tespit etmek
27	Idioms	put one's hands on (someone, something) v.	(birinin/bir şeyin) yakasına yapışmak
28	Idioms	put the mouth on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) nazar değdirmek
29	Idioms	put the mouth on (someone or something) v.	(biri/bir şey) hakkında olumsuz/kötü konuşmak
30	Idioms	put the mouth on (someone or something) v.	(biri/bir şey) hakkında atıp tutmak
31	Idioms	put the mouth on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) laf etmek
32	Idioms	put salt on the tail of (someone or something) [obsolete] v.	(birini/bir şeyi) yakalamaya çalışmak
33	Idioms	put salt on the tail of (someone or something) [obsolete] v.	(birini/bir şeyi) elde etmeye çalışmak
34	Idioms	put someone or something on ice v.	bir cesedi, uzvu, organı çürümemesi için buza/buzluğa/soğutucuya koymak
35	Idioms	put someone or something on ice v.	biriyle/bir şeyle olan etkileşimi ertelemek
36	Idioms	put someone or something on ice v.	biriyle/bir şeyle olan etkileşimi ileri bir tarihe almak
37	Idioms	put someone or something on ice v.	biriyle/bir şeyle olan bir etkileşimi sonraya bırakmak
38	Idioms	put someone or something on ice v.	biriyle/bir şeyle olan bir etkileşimi askıya almak
39	Idioms	put out (some) feelers (on someone or something) v.	(birini/bir şeyi) dolaylı yoldan izlemek/takip etmek
40	Idioms	put out (some) feelers (on someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı antenlerini açık tutmak
41	Idioms	put (someone or something) (up) on a pedestal v.	(birine/bir şeye) fazla değer vermek
42	Idioms	put (someone or something) (up) on a pedestal v.	(birine/bir şeye) adeta tapınmak
43	Idioms	put (someone or something) (up) on a pedestal v.	(birini/bir şeyi) baş tacı etmek
44	Idioms	put (someone or something) (up) on a pedestal v.	(birini/bir şeyi) yere göğe sığdıramamak
45	Idioms	put (someone or something) (up) on a pedestal v.	(birini/bir şeyi) el üstünde tutmak
46	Idioms	put (someone or something) (up) on a pedestal v.	(birini/bir şeyi) göklere çıkarmak
47	Idioms	put (someone, something, or some place) on the map v.	(birinin/bir şeyin/bir yerin) adını duyurmak
48	Idioms	put (someone, something, or some place) on the map v.	(birini/bir şeyi/bir yeri) meşhur etmek
49	Idioms	put (someone, something, or some place) on the map v.	(birini/bir şeyi/bir yeri) dünyaya tanıtmak
50	Idioms	put (someone, something, or some place) on the map v.	(birine/bir şeye/bir yere) ün kazandırmak
51	Idioms	put (someone, something, or some place) on the map v.	(birini/bir şeyi/bir yeri) popüler hale getirmek
52	Idioms	put a hex on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) lanet göndermek
53	Idioms	put a hex on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) lanetlemek
54	Idioms	put a spotlight on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) dikkat çekmek
55	Idioms	put a spotlight on (someone or something) v.	dikkatleri (birinin/bir şeyin) üzerine çekmek
56	Idioms	put a spotlight on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) odaklanmak
57	Idioms	put a spotlight on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) ışık tutmak
58	Idioms	put a strain on (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) kesesine yük olmak
59	Idioms	put a strain on (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) sırtına yük olmak
60	Idioms	put the blame on (someone or something) v.	suçu (birine/bir şeye) yüklemek
61	Idioms	put the blame on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) suçlamak
62	Idioms	put the blame on (someone or something) v.	suçu (birinin/bir şeyin) üstüne atmak
63	Idioms	put the blame on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) sorumlu tutmak
64	Idioms	put the blame on (someone or something) v.	suçu (birinin/bir şeyin) üstüne yıkmak
65	Idioms	put the brakes on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) durdurmak
66	Idioms	put the brakes on (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) işleyişine son vermek
67	Idioms	put the brakes on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) engellemek
68	Idioms	put the brakes on (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) işleyişini yavaşlatmak
69	Idioms	put the brakes on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) sekte vurmak
70	Idioms	put the brakes on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) frenlemek
71	Idioms	put the brakes on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) ket vurmak
72	Idioms	put the clamps on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) frenlemek/dizginlemek/engellemek
73	Idioms	put the clamps on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) yavaşlatmak
74	Idioms	put the clamps on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) ket vurmak
75	Idioms	put the clamps on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) sekte vurmak
76	Idioms	put the jinx on (something or someone) v.	(birine) uğursuzluk getirmek
77	Idioms	put the jinx on (something or someone) v.	(birini) lanetlemek
78	Idioms	put the jinx on (something or someone) v.	(birine) kötü şans getirmek