Historique

ödün

Sens de "ödün" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 9 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	ödün	concession n.
General
2	General	ödün	compromise n.
3	General	ödün	compensation n.
4	General	ödün	concession n.
5	General	ödün	condescension [obsolete] n.
6	General	ödün	favor n.
7	General	ödün	favour n.
Trade/Economic
8	Trade/Economic	ödün	concession n.
Politics
9	Politics	ödün	compromise n.

Sens de "ödün" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 91 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	ödün verme	compromise n.
2	General	ödün verme	appeasement n.
3	General	ödün vermeyen	hard liner n.
4	General	ödün vermeyen	hard-liner n.
5	General	ödün vererek anlaşma	compromise n.
6	General	para veya menfaat için ödün veren kimse	hack n.
7	General	ödün vermeyen kimse	hard-liner n.
8	General	ödün vermeyen kimse	hardnose n.
9	General	sözleşme görüşmelerinde sendikanın verdiği ödün	giveback n.
10	General	kendinden ödün verme	self-renunciation n.
11	General	ödün vermek	swerve v.
12	General	kaliteden ödün vermemek	keep up quality v.
13	General	ödün vermemek	stand firm v.
14	General	karşılıklı ödün vererek anlaşmaya varmak	compromise v.
15	General	ödün vermemek	make no concessions v.
16	General	dürüstlükten ödün vermemek	not compromise one's honesty v.
17	General	dürüstlükten ödün vermemek	make no concessions of honesty v.
18	General	ödün vermek	make concessions v.
19	General	kaliteden ödün vermemek	make no concessions on quality v.
20	General	ödün vermek	concede v.
21	General	ödün vermemek	make no compromises v.
22	General	kendinden ödün vermek	deprive oneself v.
23	General	ödün vermemek	non-compromise v.
24	General	ödün vermek	sacrifice v.
25	General	kaliteden ödün vermek	compromise on quality v.
26	General	kaliteden ödün vermemek	not compromise on quality v.
27	General	ödün vermek	give v.
28	General	işinden ödün vermek	disprofess [obsolete] v.
29	General	ödün vermek	condescend [obsolete] v.
30	General	(çıkar için) ilkelerinden ödün vermek	pimp v.
31	General	ödün vermeyen	tough adj.
32	General	ödün vermeyen	nonconciliatory adj.
33	General	ödün vermez	hard-nosed adj.
34	General	ödün verilemez	uncompromisable adj.
35	General	ödün vermez (özellikle siyasi konularda)	rock-ribbed adj.
36	General	ödün vermeksizin adaleti gözeten	rhadamanthine adj.
37	General	ödün vermeyen	hard-line adj.
38	General	ödün vermez	smashmouth adj.
39	General	ödün vererek	concedingly adv.
40	General	kendinden ödün vermeden	without sacrificing oneself adv.
41	General	ödün vermeksizin	without compromising adv.
42	General	kendinden ödün vermeksizin	without sacrificing oneself adv.
43	General	kaliteden ödün vermeden	without sacrificing quality adv.
44	General	ilkelerinden ödün vermeden	without compromising principles adv.
45	General	ödün vermeksizin	uncompromising adv.
46	General	ödün vermeden	uncompromisingly adv.
Phrasals
47	Phrasals	ödün vermek	concede to someone or something v.
48	Phrasals	bir konuda ödün vermek	compromise on v.
49	Phrasals	ödün vererek uzlaşmak	compromise with v.
50	Phrasals	ödün vererek anlaşmak	compromise with v.
51	Phrasals	ödün vererek anlaşmaya varmak	compromise over v.
52	Phrasals	ödün vererek uzlaşmak	compromise over v.
53	Phrasals	ödün vererek anlaşmak	compromise over v.
54	Phrasals	ödün vererek anlaşmaya varmak	compromise with v.
Phrases
55	Phrases	ödün vermeksizin	without making any concessions expr.
Colloquial
56	Colloquial	duruşundan/kararından ödün vermemek	not budge an inch v.
57	Colloquial	duruşundan/kararından ödün vermemek	not give an inch v.
58	Colloquial	duruşundan/kararından ödün vermemek	not move an inch v.
59	Colloquial	menfaatinden ödün vermiş	one-down adj.
Idioms
60	Idioms	karşılıklı ödün/taviz	lot of give-and-take n.
61	Idioms	görüşlerinden/inançlarından/ilkelerinden ödün vermemek	stick by (one's) guns v.
62	Idioms	ilkelerinden ödün vermek	compromise (with) (one's) principles v.
63	Idioms	ödün vermemek	stick to one's guns v.
64	Idioms	ödün vermek	meet halfway v.
65	Idioms	taviz/ödün vermemek	take no prisoners v.
66	Idioms	duruşundan/kararından ödün vermemek	not move an inch v.
67	Idioms	bir anlaşmada gereğinden çok ödün vermek	give away the shop v.
68	Idioms	ödün/taviz verilmemek	be no quarter given v.
69	Idioms	birazcık ödün vermek	give a little v.
70	Idioms	kendinden ödün vermek	sell oneself v.
71	Idioms	prensiplerinden ödün/taviz vermek	sell oneself v.
72	Idioms	gururundan/saygınlığından ödün vermemek	be tall in the saddle v.
73	Idioms	gururundan/saygınlığından ödün vermemek	be tall in one's saddle v.
74	Idioms	ödün vermek	give an inch v.
75	Idioms	birine ödün vermek	give somebody an inch v.
76	Idioms	ödün vermemek	stick to guns v.
77	Idioms	ödün vermemek	stick to your guns v.
78	Idioms	duruşundan/kararından ödün vermemek	won't budge an inch v.
79	Idioms	ödün verilmemesi gereken şey	hill to die on expr.
80	Idioms	birinden/bir şeyden ödün vermek pahasına	at the expense of someone or something expr.
Trade/Economic
81	Trade/Economic	karşılıklı ödün ilkesi	reciprocity n.
82	Trade/Economic	ödün anlaşması	concession agreement n.
83	Trade/Economic	ödün pazarlığı	concession bargaining n.
Law
84	Law	ödün vermek	make compromises v.
85	Law	ödün vermek	make a compromise v.
Politics
86	Politics	düşmana ödün vererek savaştan kaçınma	appeasement n.
87	Politics	düşmana ödün vererek savaştan kaçınma politikası	munichism n.
88	Politics	ödün vermek	make concession v.
Linguistics
89	Linguistics	ödün veren	concessive adj.
Slang
90	Slang	(kurallarından/düşüncelerinden) ödün/taviz vermemek	have a corncob up (one's) butt [us] v.
91	Slang	(kurallarından/düşüncelerinden) ödün/taviz vermemek	have a poker up (one's) butt v.