ön alan - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

ön alan



Sens de "ön alan" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

Turc Anglais
Informatics
ön alan foreground n.
Sport
ön alan foreground n.

Sens de "ön alan" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 45 résultat(s)

Turc Anglais
General
manyetik ön alan magnetic bias n.
defileleri izlemek için ön sırada bulunan en prestijli ve arzu edilen koltukların bulunduğu alan frow (front row) n.
marangoz rendesinin bıçağının ön tarafında yer alan, talaşların geçtiği boşluk mouth n.
bir mülkün ön kısmından ölçülen bir foot (0,3048 m) alan front foot n.
(e-posta adresinde) eski moda alan adı kullananlara duyulan ön yargı domainism n.
alan adı ön yargısı domainism n.
memeli veya sürüngenlerin ön ve arka uzuvları arasında yer alan zar parachute n.
mağaza binasının ön tarafında yer alan odalar shop front n.
(hanedan armalarında yer alan çift sayıdaki hayvanlarda) ön ayakları havada olup farklı yönleri gösteren repassant adj.
kaş hizasındaki ön kemikte yer alan superciliary adj.
manyetik alan anlamına gelen bir ön ek magneto- pref.
halkalı bileşiklerde orta konum veya ortada yer alan grup için kullanılan bir ön ek mes- pref.
halkalı bileşiklerde orta konum veya ortada yer alan grup için kullanılan bir ön ek meso- pref.
dorsal bölümde yer alan anlamına gelen bir ön ek supra- pref.
sırt tarafında yer alan anlamına gelen bir ön ek supra- pref.
üst bölümde yer alan anlamına gelen bir ön ek supra- pref.
Phrasals
başka bir alan geçişe ön ayak olmak cross over v.
Media
gazetenin veya süreli yayının ilk sayfasında, başlık sayfasında veya ön kapağında yer alan başlık masthead n.
Technical
bir su değirmeninin ön ve taban bölümünde yer alan kavisli bölüm start n.
Anatomy
gözün ön orta kısmında yer alan ve süperiyor oftalmik ven ile açısal veni bağlayan bir damar nasofrontal vein n.
ön beynin arka kısmında yer alan ve duyusal uyarıları kortekse ileten, büyük, oval, gri madde kitlesi thalamus n.
kalpte akciğerlerin kaplamadığı kısma denk gelen, göğsün ön kısmında bulunan üçgen alan area of cardiac dullness n.
(eski adıyla) beynin tabanında yer alan kemerli beyaz lif demetinin ön yüzeyinin orta kısmı lyra n.
korpus kallosumun ön yüzeyinde bulunan üçgen alan lyra n.
(balıkta) kulak kapsülünün ön tarafında yer alan kemik postfrontal n.
kafatasının her iki yanında yer alıp alın kemiği ile kafatası yan kemiğinin ön ucunun, şakak kemiğinin ve temel kemiğinin büyük kanadının birleştiği düzensiz şekilli alan sphenoid fontanel n.
bronşun ön bölümünde yer alan prebronchial adj.
sırtın ön bölümünde yer alan predorsal adj.
yüzün ön bölümünde yer alan prefacial adj.
ön bel bölgesinin hemen altında yer alan prelumbar adj.
gözün ön kısmında yer alan preocular adj.
rektumun ön kısmında yer alan prerectal adj.
notokordun ön tarafında yer alan subnotochordal adj.
Physics
manyetik ön alan magnetic bias n.
manyetik alan anlamına gelen bir ön ek magnet- pref.
Biology
(böceklerde) göğsün sternumunun ön tabakasının ön kısmında yer alan sert kabuk parçası presternum n.
Zoology
tekerlekli hayvanlarda gövdenin ön ucunda yer alan huni şeklindeki disk trochus n.
tekerlekli hayvanlarda gövdenin ön ucunda yer alan huni şeklindeki disk trochal disc n.
ön ayağın iç kenarında yer alan fazladan başparmağı prepollent n.
Linguistics
(irlandaca ve galce) ön ek alan fiile ait conjunct adj.
Military
şevin ön tarafında yer alan, düşmandan yansıyan ses dalgalarını ileten küçük galerilerden biri ecoute n.
Photography
alan derinliği ön gösterimi depth of field preview n.
Entomology
bazı böceklerin başının üst ön tarafında yer alan çıkıntı tylus n.
böcek kanadının ortasında yer alan, genellikle dışbükey ön kolu ve içbükey arka kolu bulunan sinir media n.
bazı gerçek sineklerin ön antenlerinin üst kısmında yer alan küçük bölge lunule n.