anlamlı - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

anlamlı



Sens de "anlamlı" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 28 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
anlamlı significant adj.
anlamlı meaningful adj.
General
anlamlı meaningful adj.
anlamlı soulful adj.
anlamlı pointed adj.
anlamlı deep adj.
anlamlı pregnant adj.
anlamlı purposeful adj.
anlamlı suggestive adj.
anlamlı expressive adj.
anlamlı significative adj.
anlamlı meaning adj.
anlamlı substantive adj.
anlamlı eloquent adj.
anlamlı copious adj.
anlamlı significantly adj.
anlamlı real adj.
anlamlı vocal adj.
anlamlı lively adj.
anlamlı lucid adj.
anlamlı revealing adj.
anlamlı goal-directed adj.
anlamlı denotative adj.
Medical
anlamlı significant adj.
Food Engineering
anlamlı significant adj.
Linguistics
anlamlı significant adj.
anlamlı meaningful adj.
Archaic
anlamlı senseful adj.

Sens de "anlamlı" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 246 résultat(s)

Turc Anglais
General
karşıt anlamlı sözcük antonym n.
zıt anlamlı sözcük antonym n.
en anlamlı bit most significant bit n.
zıt anlamlı kelime antonym n.
anlamlı web semantic web n.
karşıt anlamlı sözcük converse n.
resimler aracılığıyla yaratılan anlamlı işaret veya simge pictogram n.
dar anlamlı bir sözcüğün geniş anlamda kullanılması synecdoche n.
iki anlamlı söz double entendre n.
karşıt anlamlı kelime opposite word n.
anlamlı söz pointer n.
anlamlı bakış regard n.
karşıt anlamlı antonym n.
birkaç sözcükten oluşan anlamlı birim phrase n.
istatistiksel olarak anlamlı fark statistically significant difference n.
anlamlı değişiklik significant change n.
anlamlı azalma significant decrease n.
iki anlamlı bir kelime yüzünden kolaylıkla yanlış anlaşılan bir cümle garden path sentence n.
anlamlı bir bütün a meaningful whole n.
eş anlamlı kelimeler sözlüğü dictionary of synonyms n.
eş anlamlı kelimeler sözlüğü synonymicon n.
iki anlamlı ifade amphibology n.
iki anlamlı ifade amphiboly n.
tüm tarafların anlamlı bir şekilde bir şeyler katılabileceği kapsayıcı, çok taraflı bir sistem panarchy n.
derin ve anlamlı düşünceler reflections n.
üzerinde düşünülmüş anlamlı ifade reflex [obsolete] n.
anlamlı ve kısa ifade laconicism n.
anlamlı ve kısa ifade laconism n.
anlamlı ifade atticism n.
yakın zamanda bitmiş bir anlaşmazlık veya mücadeleyi anlamlı bir şekilde yansıtan olay epilog n.
yakın zamanda bitmiş bir anlaşmazlık veya mücadeleyi anlamlı bir şekilde yansıtan olay epilogue n.
anlamlı bakış eye n.
eş anlamlı sözcük synonym n.
gizli anlamlı sembol hieroglyph n.
gizli anlamlı resim hieroglyph n.
daha anlamlı şey more n.
anlamlı olma rhyme or reason n.
anlamlı ifade one-liner n.
iki anlamlı konuşma dilogy n.
anlamlı jestler dumbshow n.
zıt anlamlı sözcük counterterm n.
bir şey için aynı anda birden fazla isim/eş anlamlı sözcük kullanılması poecilonymy n.
eş anlamlı taksonomi kelimesi synonym n.
eş anlamlı sözcükler üzerine yürütülen çalışma synonymy n.
eş anlamlı sözcükler sözlüğü synonymy n.
eş anlamlı sözcükler derlemesi synonymy n.
eş anlamlı taksonomi kelimeleri synonymy n.
anlamlı bulmak find something meaningful v.
anlamlı hale gelmek become meaningful v.
anlamlı olmak make sense v.
anlamlı olmak become meaningful v.
anlamlı gelmek sound meaningful v.
anlamlı bulmak find meaningful v.
anlamlı gelmek make sense v.
anlamlı gelmeye başlamak fall into place v.
anlamlı gelmeye başlamak begin to make sense v.
anlamlı kılmak make something meaningful v.
anlamlı bir hal almak become meaningful v.
bir şeyle eş anlamlı olmak be synonymous with v.
anlamlı bir bütün oluşturmak create a meaningful whole v.
anlamlı bir bütün oluşturmak constitute a meaningful whole v.
anlamlı bir bütün oluşturmak hang together v.
daha anlamlı hale getirmek enrich v.
(farklı ögeleri) anlamlı bütün oluşturacak şekilde bir araya getirmek braid v.
anlamlı bir ilişkiye sahip olmak communicate v.
(sözlüğe) eş anlamlı sözcükleri eklemek synonymize v.
(taksonomi kelimesinin) eş anlamlı olduğunu öne sürmek synonymize v.
eş anlamlı sözcükler kullanmak synonymize v.
eş anlamlı sözcüklerle ifade etmek synonymize v.
çok anlamlı multiple meaning adj.
iki anlamlı double adj.
karşıt anlamlı antonymous adj.
iki anlamlı equivocal adj.
çok anlamlı delphian adj.
zıt anlamlı antonymous adj.
düz anlamlı literal adj.
aynı anlamlı synonymous adj.
anlamlı sözlerle dolu sententious adj.
iki anlamlı delphic adj.
çok anlamlı ambiguous adj.
gizli anlamlı oracular adj.
iki anlamlı ambiguous adj.
(sözcük) iki anlamlı equivocal adj.
iki karşıt anlamlı left-handed adj.
iki anlamlı two-edged adj.
çift anlamlı double-barrelled adj.
çift anlamlı double-barreled adj.
çok anlamlı/anlamı olan polysemous adj.
çok anlamlı/anlamı olan polysemantic adj.
tek anlamlı (kelime/ifade) monosemous adj.
çok anlamlı (kelime/ifade) polysemous adj.
çok anlamlı (kelime/ifade) polysemantic adj.
çok anlamlı (kelime/ifade) polysemic adj.
eş anlamlı olmayan non-synonymous adj.
bağımsız anlamlı notional adj.
evrensel olarak anlamlı transcendent adj.
düz anlamlı unrhetorical adj.
hakikatli ve anlamlı material [obsolete] adj.
çok anlamlı multisense adj.
çok anlamlı multivalent adj.
aşırı derecede düz anlamlı overliteral adj.
iki anlamlı dilogical adj.
eş anlamlı consignificant adj.
eş anlamlı consignificative adj.
çok anlamlı slippery adj.
iki anlamlı slippery adj.
eş anlamlı synonymal [obsolete] adj.
anlamlı olarak meaningfully adv.
iki anlamlı olarak equivocally adv.
anlamlı olarak expressively adv.
anlamlı bir şekilde meaningly adv.
kısa ve anlamlı olarak laconically adv.
anlamlı olarak pointedly adv.
anlamlı bir şekilde soulfully adv.
iki anlamlı olarak delphically adv.
anlamlı bir biçimde significantly adv.
anlamlı bir biçimde pointedly adv.
anlamlı bir biçimde meaningfully adv.
anlamlı olarak lucidly adv.
anlamlı olarak prettily adv.
anlamlı olarak pretty adv.
önemli ve anlamlı şekilde substantively adv.
eş anlamlı bir şekilde synonymally adv.
eş anlamlı olarak synonymally adv.
eş anlamlı olarak synonymously adv.
belirli türde ayağı olan anlamlı son ek -podium suf.
belirli tipte bölümü olan anlamlı son ek -podium suf.
belirli tipte ayakları olan anlamlı son ek -podous suf.
Phrasals
bazı şeyler anlamlı gelmek get/put something in perspective v.
bir şey ile eş anlamlı olmak amount to something v.
bir şey ile eş anlamlı olmak amount to something v.
(daha büyük, kapsamlı, anlamlı bir şey) haline gelmek build into (something) v.
(daha büyük, kapsamlı, anlamlı bir şeye) dönüşmek build into (something) v.
(daha büyük, kapsamlı, anlamlı bir şey) haline getirmek build into (something) v.
(daha büyük, kapsamlı, anlamlı bir şeye) dönüştürmek build into (something) v.
(biri) için anlamlı olmak click with (one) v.
için anlamlı olmak count with v.
(biri) için anlamlı olmak count with (one) v.
Phrases
anlamlı kıl make it count expr.
Colloquial
anlamlı ilerleme dent n.
anlamlı olmak compute v.
çok anlamlı of great moment adj.
Idioms
manalı/anlamlı duraksama pregnant pause n.
manalı/anlamlı duraksama a pregnant pause n.
manalı/anlamlı duraksama a pregnant silence n.
anlamlı duraksama a pregnant pause n.
manalı/anlamlı sessizlik a pregnant pause n.
anlamlı duraksama a pregnant silence n.
manalı/anlamlı sessizlik a pregnant silence n.
anlamlı sessizlik eloquent silence n.
dokunaklı/anlamlı/etkili sözler winged words n.
biri için çok kıymetli/önemli/değerli/anlamlı olmak mean the world to (someone) v.
anlamlı gelmeye başlamak fall in place v.
önemli ya da anlamlı görünmemek fade into insignificance v.
önemli ya da anlamlı görünmemek pale into insignificance v.
dolaylı yoldan ya da hareketlerle anlamlı bir ifadede bulunmak send the right (or wrong) message v.
(birine) anlamlı bakışlar atmak make goo-goo eyes at (someone) v.
anlamlı gelmeye başlamak fall into place v.
anlamlı gelmeye başlamak drop into place v.
bazı şeyleri anlamlı görmek get/put something in perspective v.
bazı şeyler anlamlı gelmek get/put something in perspective v.
(bir şeyden) faydalı/anlamlı bir sonuç çıkacak will come of (something) expr.
(bir şey) anlamlı gelmiyor (something) does not compute [cliché] expr.
Speaking
bana çok anlamlı geliyor it makes perfect sense to me expr.
Technical
anlamlı rakam kaybı significance loss n.
anlamlı sayamak yitimi significance loss n.
anlamlı basamak significant digit v.
Computer
anlamlı rakam significant digit n.
zıt anlamlı sözcükler replace with antonym expr.
Informatics
anlamlı basamak yitimi significance loss n.
anlamlı şifre significant code n.
Automotive
eş anlamlı işaretleme equivalent marking n.
Medical
istatistik olarak anlamlı statistically significant adj.
Psychology
tukey dürüstçe anlamlı fark testi tukey's honestly significant difference test n.
Physiology
sesin anlamlı bir şekilde algılanması sound perception n.
Optics
klinik anlamlı makula ödemi clinically significant macular edema n.
Math
anlamlı rakam significant digit n.
Logic
sabit anlamlı simge constant n.
Statistics
anlamlı basamaklar significant figures n.
anlamlı korelasyon meaningful correlation n.
en az anlamlı fark sınaması least significant difference test n.
normdan anlamlı farklılık gösteren şey deviate n.
istatistiksel açıdan anlamlı olma significance n.
istatistiksel olarak anlamlı olmayan statistically insignificant adj.
istatistiksel olarak anlamlı olmayan statistically insignificant adj.
istatistiksel olarak anlamlı olmayan not statistically significant adj.
istatistiksel olarak anlamlı olmayan statistically non-significant adj.
Chemistry
anlamlı rakamlar significant figures n.
anlamlı sayılar significant figures n.
Biology
anlamlı olsa da ürettiği elemanların görevlerini yerine getirmediği hasarlı bir dna dizilimi missense n.
Botanic
bazı taksonomik sınıflandırmalarda lycopsida sınıfı ile eş anlamlı olarak kullanılan ve kurtayaklarını içeren bir grup lycophyta n.
Social Sciences
anlamlı sosyolojik ilişkiye sahip üçlü grup triad n.
Literature
metaforda mecaz anlamlı ifade vehicle n.
(beyitte) eş anlamlı paralellik synonymous parallelism n.
Linguistics
anlamlı alıştırma meaningful drill n.
anlamlı ayrıştırma sound discrimination n.
anlamlı öğrenme meaningful learning n.
çok anlamlı durum belirteçleri polysemous condition adverbs n.
etken anlamlı edilgen yapılı fiil deponent n.
iki zıt anlamlı kelimenin bir arada kullanılması oxymoron n.
karşıt anlamlı antonym n.
zıt anlamlı sözcük antonym n.
iki anlamlı ifade amphibolia n.
genel anlamlı bir sözcüğü anlamını daraltarak daha özel bir şeyi belirtirken kullanma autonomasy n.
kullanan kişinin eş anlamlı başka bir kelimeye göre sosyal açıdan daha kabul edilebilir gördüğü kelime genteelism n.
yaygın olarak birbirleriyle ilişkilendirilen zıt anlamlı sözcükler direct antonym n.
karşıt anlamlı sözcük opposite n.
karşıt anlamlı opposite n.
çok anlamlı sözcük polysemant n.
çok anlamlı sözcük polysemantic word n.
çok anlamlı sözcük polysemous word n.
çok anlamlı sözcük polyseme n.
dilsel biçimlerden meydana gelen anlamlı kombinasyon construction n.
asıl anlamının dışında da kullanılabilen geniş anlamlı kelime counter n.
genel anlamlı sözcük counterword n.
iki anlamlı kelime kullanımı parisology n.
en küçük anlamlı morfem root n.
karşıt anlamlı bir sözcük çifti arasındaki ilişki polar opposition n.
karşıt anlamlı bir sözcük çifti arasındaki ilişki polarity n.
üst anlamlı sözcük superordinate word n.
eş anlamlı sözcükler üzerine çalışan kimse synonymist n.
(eş anlamlı olarak veya birbirinin yerine kullanılan kelimelerin) anlamlarını farklılaştırmak despecificate v.
(sözcükleri veya morfemleri) anlamlı şekilde dizmek construct v.
sözcükleri veya morfemleri anlamlı dizerek cümle oluşturmak construct v.
(sözlüğe) eş anlamlı sözcükleri eklemek synonymise v.
(taksonomi kelimesinin) eş anlamlı olduğunu öne sürmek synonymise v.
eş anlamlı sözcükler kullanmak synonymise v.
eş anlamlı sözcüklerle ifade etmek synonymise v.
düz anlamlı nonmetaphorical adj.
etken anlamlı edilgen yapılı deponent adj.
yakın anlamlı near-synonymous adj.
iki anlamlı amphibolous adj.
zıt anlamlı antonymic adj.
iki anlamlı sözcük yüzünden yanlış anlaşılmaya meyilli (cümle) garden-path adj.
zıt anlamlı opposite adj.
çok anlamlı polyseme adj.
(sözcükler) eş anlamlı substitutable adj.
(sözcük veya ifade) üst anlamlı superordinate adj.
History
eş anlamlı sözcük polyonym [rare] n.
eş anlamlı sözcük ile ilgili polyonymic [rare] adj.
Religious
eski ahit'e göre kudüs ve bir bütün olarak israil toprağı ile eş anlamlı olarak kullanılan bir yer adı zion n.
eski ahit'e göre kudüs ve bir bütün olarak israil toprağı ile eş anlamlı olarak kullanılan bir yer adı sion n.
Sport
takıma anlamlı katkıda bulunan oyuncu role player n.
Art
tumturaklı ve anlamlı sözler içeren tarz lapidary style n.
(tiyatro veya dansta) anlamlı bedensel hareketler pantomime n.
(bacak hariç) balerinin yaptığı anlamlı beden hareketi pantomime n.