bacon - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

bacon

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "bacon" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 10 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
bacon n. domuz pastırması
General
bacon n. beykın
bacon n. tuzlanmış domuz sırtı
bacon n. tütsülenmiş domuz eti
bacon n. domuz pastırması
Food Engineering
bacon n. domuz yağı
Gastronomy
bacon n. domuz pastırması
bacon n. tütsülenmiş domuz sırtı
Geography
bacon n. teksas eyaletinde şehir
Slang
bacon n. polis

Sens de "bacon" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 153 résultat(s)

Anglais Turc
General
bacon butty n. domuz pastırmalı sandviç
bacon sarnie n. beykınlı sandviç
bacon sanger n. domuz pastırmalı sandviç
bacon sanger n. beykınlı sandviç
bacon sarnie n. domuz pastırmalı sandviç
piece 'n bacon n. beykınlı sandviç
bacon butty n. beykınlı sandviç
bacon sandwich n. beykınlı sandviç
bacon sandwich n. domuz pastırmalı sandviç
piece 'n bacon n. domuz pastırmalı sandviç
bacon bits n. pastırma parçaları
bring home the bacon v. eve ekmek getirmek
bring home the bacon v. ev geçindirmek
bring home the bacon v. evini geçindirmek
Colloquial
save someone's bacon v. birinin kıçını kurtarmak
save one's bacon v. durumunu kurtarmak
save one's bacon v. canını kurtarmak
save someone's bacon v. imdadına yetişmek
save someone's bacon v. yardım etmek
save someone's bacon v. yardımına koşmak
save someone's bacon v. yardımına yetişmek
save somebody's bacon v. birinin kıçını kurtarmak
save somebody's bacon v. birinin imdadına yetişmek
save somebody's bacon v. birinin yardımına yetişmek
save somebody's bacon v. birinin yardımına koşmak
save somebody's bacon v. birine yardım etmek
Idioms
chaw bacon n. kaba
chaw bacon n. ahmak
chaw bacon n. anlayışı kıt
chaw bacon n. hödük
a good voice to beg bacon n. kulak kanatan ses
a good voice to beg bacon n. karga gibi ses
a good voice to beg bacon n. kulak tırmalayan ses
a good voice to beg bacon n. kulak tırmalayan ses
a good voice to beg bacon n. gıcırtı gibi ses
language that would fry bacon n. ağza alınmayacak söz/küfür
language that would fry bacon n. kaba söz
language that would fry bacon n. kavgada bile söylenmeyecek söz
a good voice to beg bacon n. kapı gıcırtısı gibi ses
a good voice to beg bacon n. kapı gıcırtısı gibi ses
language that could fry bacon n. ağza alınmayacak söz/küfür
language that could fry bacon n. kaba söz
language that could fry bacon n. kavgada bile söylenmeyecek söz
language that could fry bacon n. terbiyesiz dil
language that could fry bacon n. kaba dil
language that could fry bacon n. saldırgan dil
language that could fry bacon n. saygısız bir dil
language that would fry bacon n. ağza alınmayacak söz/küfür
language that would fry bacon n. kaba söz
language that would fry bacon n. kavgada bile söylenmeyecek söz
language that would fry bacon n. terbiyesiz dil
language that would fry bacon n. kaba dil
language that would fry bacon n. saldırgan dil
language that would fry bacon n. saygısız bir dil
bring home the bacon v. bir şeyde başarılı olmak
bring home the bacon v. başarmak
bring home the bacon v. başarı kazanmak
bring home the bacon v. ekmek parası kazanmak
bring home the bacon v. evin geçimini sağlamak
bring home the bacon v. eve ekmek götürmek
bring home the bacon v. istediğini elde etmek
save someone's bacon v. kıçını kurtarmak
save one's bacon v. yakayı kurtarmak
pull (someone's) bacon out of the fire v. (birini) kurtarmak
pull (someone's) bacon out of the fire v. (birini) yaklaşan bir tehlikeden kurtarmak
pull (someone's) bacon out of the fire v. (birini) yaklaşan bir beladan kurtarmak
pull (someone's) bacon out of the fire v. (birini) yaklaşan bir zorluktan kurtarmak
take home the bacon v. eve ekmek getirmek
take home the bacon v. evin ekmeğini kazanmak
take home the bacon v. ev geçindirmek
take home the bacon v. evini geçindirmek
take home the bacon v. evin geçimini sağlamak
take home the bacon v. eve ekmek götürmek
take home the bacon v. ekmek parası kazanmak
take home the bacon v. çok başarılı olmak
take home the bacon v. zafer kazanmak
take home the bacon v. evine ödülle/başarıyla dönmek
take home the bacon v. evine ödül/başarı getirmek
take home the bacon v. başarıyla/ödülle dönmek
take home the bacon v. bir yarıştan/müsabakadan zaferle çıkmak
bring home the bacon v. başarılı olup eli boş dönmemek
bring home the bacon v. bir şeyi kazanıp/elde edip dönmek
live like a maggot in bacon v. lüks içinde yaşamak
live like a maggot in bacon v. bey gibi yaşamak
live like a maggot in bacon v. bir eli yağda bir eli balda yaşamak
live like a maggot in bacon v. bolluk içinde yaşamak
live like a maggot in bacon v. rahat ve sıkıntısız bir hayat sürmek
six degrees of kevin bacon expr. herkes kevin bacon'la oynamıştır
six degrees of kevin bacon expr. tüm oyuncuların kevin bacon'la bir yerden bağı vardır
six degrees of kevin bacon expr. tüm oyuncuların en fazla altı adımda kevin bacon'la bir bağı çıkar
six degrees of kevin bacon expr. kevin bacon'un oynamadığı/bağlantısı olmayan oyuncu kalmamıştır
Speaking
what's shakin' bacon? expr. nasılsın?
what's shakin' bacon? expr. ne var ne yok?
what's shakin' bacon? expr. nasıl gidiyor?
Gastronomy
back bacon n. domuz filetosundan yapılan ince dilimli domuz pastırması
canada bacon n. bir çeşit fileto domuz pastırması
back bacon n. bir çeşit fileto domuz pastırması
bacon strip n. domuz pastırması dilimi
bacon-lettuce-tomato sandwich n. domates, marul ve domuz pastırması dilimleriyle yapılan sandviç
bacon-slicer n. domuz pastırması dilimleme makinesi
bacon-slicer n. domuz pastırması dilimleyicisi
bacon-slicer n. domuz pastırmasını dilimlemeye yarayan alet
bacon rind n. domuz pastırması kabuğu
a rasher of bacon n. domuz pastırması dilimi
fried eggs with bacon n. domuz pastırmalı yağda yumurta
smoked bacon n. jambon füme
bacon and eggs n. domuz pastırmalı yumurta
side of bacon n. tuz ile sertleştirilmiş domuz pastırması
side of bacon n. salamura domuz göbeği eti
streaky bacon [uk] n. çizgili domuz pastırması
streaky bacon [uk] n. domuz göbeğinden yapılan pastırma
Botanic
bacon and eggs n. gazal boynuzu
bacon and eggs n. serpik
bacon and eggs n. gazalotu
bacon-and-eggs n. gazalotu
Entomology
bacon beetle (dermestes lardarius) n. deri kara böceği
bacon beetle (dermestes lardarius) n. dermestid böceği
bacon beetle (dermestes lardarius) n. larvaları kürk, deri, yün ve depolanmış gıda gibi hayvansal materyallerle beslenen bir böcek
Slang
bacon [obsolete] n. hödük
bacon [obsolete] n. maganda
bacon [obsolete] n. taşralı
bacon bits n. güvenlik görevlisi
bacon sandwich n. kuku
turkey bacon n. gece bekçisi
turkey bacon n. bekçi
save (one's) own bacon v. kendini kurtarmak
save (one's) own bacon v. kendi götünü kurtarmak
save (one's) own bacon v. kendini tehlikeden/kötü bir durumdan/felaketten kurtarmak
save (one's) own bacon v. kendi durumunu kurtarmak
save (one's) own bacon v. kendini beladan kurtarmak
save (one's) own bacon v. paçasını kurtarmak/sıyırmak
save (one's) own bacon v. postu kurtarmak
save (one's) own bacon v. kendi başını kurtarmak
bacon-faced [obsolete] adj. sinekkaydı tıraş olmuş tombul surat
bacon-faced [obsolete] adj. domuz götü gibi surat
bacon-fed [obsolete] adj. şişman görünümlü
bacon-fed [obsolete] adj. yağlı görünümlü
bacon-fed [obsolete] adj. yağ tulumu
bacon-faced adj. tombul yanaklı
bacon-faced adj. tombul pembe yanaklı
bacon-faced adj. tombalak yüzlü
bacon-fed [obsolete] adj. şişko
bacon-fed [obsolete] adj. tombalak
bacon-fed [obsolete] adj. yağ tulumu
bacon-fed [obsolete] adj. yağ küpü
bacon-fed [obsolete] adj. et yemekten patlayacak kadar şişmanlamış
British Slang
bacon rind n. akıl
bacon rind n. beyin
vertical bacon sandwich n. dudakları belirgin vajina
bacon sarnie n. pakistanlı
Modern Slang
and then I was bacon expr. sonra ben uçtum
and then I was bacon expr. sonra benim kafam çok iyi oldu
and then I was bacon expr. sonra ben zom oldum