Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | beşi | five n. | ||
Only five States out of 15 have met the Barcelona targets for implementation. Barselona'nın uygulama hedeflerine 15 Devletten sadece beşi ulaşabilmiştir. More Sentences |
||||
General | beşi | fifth adj. |
Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | (bir şeylerin, birilerinin) yirmi beşi | twenty-five pron. | ||
Twenty-five per cent of all heart-related diseases are caused by smoking. Kalple ilgili tüm hastalıkların yüzde yirmi beşi sigaradan kaynaklanıyor. More Sentences |
||||
General | kırk beşi | forty-five pron. | ||
Forty-five percent of Greeks said that they had never used the Internet in 2011. Yunanlıların yüzde kırk beşi 2011 yılında interneti hiç kullanmadıklarını söyledi. More Sentences |
||||
General | beşi bir arada | five in a row n. | ||
General | beşi bir yerde | five pieces of gold n. | ||
General | gelirin yüzde beşi | five percent of revenue n. | ||
General | atalarının sekizde beşi siyahi olan kimse | marabou n. | ||
General | (bir şeylerin, birilerinin) otuz beşi | thirty-five pron. | ||
General | altmış beşi | sixty-five pron. | ||
Idioms | ||||
Idioms | üçü/beşi bulan kazanır | the best of three, five, etc. expr. | ||
Speaking | ||||
Speaking | beşi çeyrek geçiyor | it's quarter past five expr. | ||
Gastronomy | ||||
Gastronomy | hacminin yüzde üçü ile beşi arasında şeker içeren (şampanya) | sec adj. | ||
Geology | ||||
Geology | beşi-tipi masif sülfit yatak | besshi-type massive sulfide deposit n. |