bir şey var - Turc Anglais Dictionnaire

bir şey var

Sens de "bir şey var" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

Turc Anglais
Colloquial
bir şey var something is up expr.

Sens de "bir şey var" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 138 résultat(s)

Turc Anglais
Colloquial
(bir şey yapmanın) ne faydası var? what good is (doing) (something)? expr.
What good is the cleanest water to us, if there are no jobs left in coastal regions?
Kıyı bölgelerinde hiç iş kalmadıktan sonra en temiz suyun bize ne faydası var?

More Sentences
(bir şey yapmanın) ne faydası var? what's the use (of doing something)? expr.
What's the use of talking?
Konuşmanın ne faydası var?

More Sentences
Phrasals
(bir şey) için var olmak live to v.
(bir şey) boyunca çizgi halinde var olmak run through (something) v.
Phrases
ayıp denen bir şey var there ought to be a law! (tobal) expr.
Proverb
her şeyin bir yeri var ve her şey yerli yerinde olmalı a place for everything, and everything in its place
her şeyin bir yeri var ve her şey yerli yerine konmalı a place for everything, and everything in its place
Colloquial
ters bir şey mi var? something wrong? expr.
kesin olan bir şey var one thing is certain expr.
burada doğru olmayan bir şey var something's not right here expr.
bir şey daha var one more thing expr.
bir şey daha var and another thing expr.
işin ucunda (bir şey de) var can't be bad expr.
hiç yoktan/en azından (bir şey de) var can't be bad expr.
hem bak/hem de/hadi ama (bir şey de) var can't be bad expr.
yardım etmemi istediğiniz başka bir şey var mı? anything else can I do for you? expr.
size yardımcı olabileceğim başka bir şey var mı? anything else can I do for you? expr.
(böyle bir şey/bunu) yapmaya ne hakkın var? how could you (do something)? expr.
yapılabilecek tek bir şey var there’s only one thing for it expr.
yapılacak tek bir şey var there's only one thing for it expr.
cebinde (bir şey) mi var yoksa beni gördün diye ereksiyon mu oldun is that a (something) in your pocket or are you just pleased to see me [cliché] expr.
cebinde (bir şey) mi var yoksa beni gördüğüne mi heyecanlandın is that a (something) in your pocket or are you just pleased to see me [cliché] expr.
seni huzursuz eden bir şey mi var? (are) things getting you down? expr.
seni üzen bir şey mi var? (are) things getting you down? expr.
canını sıkan bir şey mi var? (are) things getting you down? expr.
(bir şey yapmanın) ne anlamı/yararı var (there's) no point (in) (doing something) expr.
ilginç bir şey var mı? anything going on? expr.
(birinin bir şey) gibi bir hali mi var? does (one) look like (something)? expr.
gereğinden fazla (bir şey) var no shortage of expr.
seni huzursuz eden bir şey mi var? things got you down? expr.
seni üzen bir şey mi var? things got you down? expr.
canını sıkan bir şey mi var? things got you down? expr.
(bir şey yapmanın) ne faydası var? what's the good of (doing something)? expr.
(bir şey yapmanın) ne gereği var? what's the good of (doing something)? expr.
(bir şey yapmanın) ne gereği var? what's the use (of doing something)? expr.
(bir şey) bunun için var why god invented (something) expr.
(bir şey yapmanın) ne sakıncası/mahsuru var ki? would it hurt to (do something)? expr.
yardımcı olabileceğim bir şey mi var? you called? expr.
başka yardımcı olabileceğim bir şey var mı? how else may I help you? exclam.
sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı? how else may I help you? exclam.
Idioms
birinin araması söylenen ama aslında var olmayan bir şey bucket of steam n.
seni üzen/canını sıkan bir şey mi var? life got you down? v.
(bir şey) kaderinde var destined for (something) adj.
(bir şey) yapmaya izin var welcome to (do something) adj.
bunun arkasında başka bir şey var thereby hangs a tale expr.
bunun arkasında başka bir şey var therein hangs a tale expr.
dikkat edilmesi gereken bir şey var there is a catch expr.
havada bir şey kokusu var there's something in the wind expr.
sanki ağzında bir şey var gibi mouthful of marbles expr.
bir şey bol miktarda var no shortage of something lots of something expr.
halletmem gereken bir şey/iş var I need to go see a man about a dog expr.
bunun arkasında başka bir şey var herein lies a tale expr.
(bir şeyle bir şey arasında) arasında ince bir çizgi var there is a fine line between (something) and (something else) expr.
bunun arkasında başka bir şey var therein lies a tale expr.
bunun arkasında (bir şey) var therein lies (something) expr.
bunun arkasında başka bir şey var thereby lies a tale expr.
ayıp denen bir şey var there oughta be a law expr.
bunun arkasında başka bir şey var thereby hangs a tale expr.
havasında, suyunda herkesi etkileyen bir şey var gibi there must be something in the water expr.
bir şey yapma olasılığı var there's some question of something/of doing something expr.
canını sıkan bir şey mi var/oldu? what's eating you? expr.
canını sıkan bir şey mi var/oldu? what's eating? expr.
Speaking
bilmem gereken bir şey var mı? is there anything i need to know? expr.
yapabileceğim bir şey var mı? anything I can do to help? expr.
bilmen gereken bir şey var there's something you should know expr.
bana söylemek istediğin bir şey mi var mı? is there something you want to tell me? expr.
size sormak istediğim bir şey var there is something I wanted to ask you expr.
bana söyleyeceğin bir şey mi var? have you got something to say to me? expr.
onun hakkında bana söyleyebileceğiniz bir şey var mı? is there anything you can tell me about him? expr.
sana söylemem gereken bir şey var there's something I have to tell you expr.
seninle gerçekten konuşmam gereken bir şey var there's something I really need to talk to you about expr.
eklemek istediğin başka bir şey var mı? anything else you'd like to add? expr.
sana göstermek istediğim bir şey var there's something i'd like to show you expr.
sanırım sırtımda bir şey var I think there's something on my back expr.
sana söylemem gereken bir şey var I've got something to tell you expr.
arka tarafta bir şey var there's something back there expr.
söyleyeceğin bir şey var mı? do you have anything to say? expr.
sana söylemem gereken bir şey var there's something I need to tell you expr.
sizin için yapabileceğim bir şey var mı? is there anything I can do for you? expr.
sanırım aşağıda bir şey var I think there's something down there expr.
sanırım yukarıda bir şey var I think there's something up there expr.
yapmam gereken bir şey var there is something i have to do expr.
(onun) üzerinde başka bir şey var mı? does she have anything else on him? expr.
üzerinde başka bir şey var mı? do you have anything else on you? expr.
(onun) üzerinde başka bir şey var mı? does he have anything else on him? expr.
mükemmel iş diye bir şey gerçekten var mı? is there really such a thing as a perfect job? expr.
gerçekten de mükemel iş diye bir şey var mı? is there really such a thing as a perfect job? expr.
yapılacak bir tek şey var there is only one thing to do expr.
yapılacak tek bir şey var there is only one thing to be done expr.
yapılacak tek bir şey var there is only one thing to do expr.
yapılacak bir tek şey var there is only one thing to be done expr.
seninle konuşmak istediğim bir şey var there's something I want to discuss with you expr.
konuşmak istediğin bir şey var mı? is there anything you want to talk about? expr.
bize anlatmadığın bir şey var there is something you're not telling us expr.
bana anlatmadığın bir şey var there is something you're not telling me expr.
daha ileri gitmeden önce sana söylemek istediğim bir şey var before we go any further there's something that I want to tell you expr.
cebinde bir şey var mı? do you have anything in your pocket? expr.
ceplerinde başka bir şey var mı? is there anything else in your pockets expr.
ceplerinde bir şey var mı? do you have anything in your pockets? expr.
canını sıkan bir şey mi var/oldu? what's eating you? expr.
(onun) üzerinde başka bir şey var mı? does she have anything else on her? expr.
bir şey var ve hoşuna gideceğini sanmıyorum there is one thing and I don't think you'll like it expr.
doğum gününde yapmak istediğin bir şey var mı? is there anything you want to do for your birthday? expr.
bir şey duyan var mı? anybody hear anything? expr.
yanlış bir şey var something is not right expr.
bana söyleyeceğin bir şey var mı? do you need to tell me anything? expr.
sana kendimle ilgili söylemediğim bir şey var there's something that I didn't tell you about myself expr.
arkamda bir şey mi var? is there something behind me? expr.
bir şey eklemek isteyen var mı? would anyone like to add something? expr.
sana sormam gereken bir şey var there's something I have to ask you expr.
sanırım sende bana ait olan bir şey var I think you've got something of mine expr.
sanırım sende bana ait bir şey var I think you've got something of mine expr.
sanırım sende bana ait olan bir şey var I think you've got something that belongs to me expr.
sanırım sende bana ait bir şey var I think you've got something that belongs to me expr.
kayda değer bir şey var mı? anything to report? expr.
yardım edebileceğim herhangi bir şey var mı? is there anything that I can help you with? expr.
onunla aranızda bir şey mi var? is there something going on between you and her? expr.
aranızda bir şey mi var? is there something between you and him? expr.
onunla aranızda bir şey mi var? is there something between you and him? expr.
onunla aranızda bir şey mi var? is there something going on between you and him? expr.
onunla aranda bir şey mi var? is there something between you and her? expr.
aranızda bir şey mi var? is there something going on between you and him? expr.
aranızda bir şey mi var? is there something going on between you and her? expr.
onunla aranda bir şey mi var? is there something between you and him? expr.
aranızda bir şey mi var? is there something between you and her? expr.
onunla aranda bir şey mi var? is there something going on between you and him? expr.
onunla aranda bir şey mi var? is there something going on between you and her? expr.
onunla aranızda bir şey mi var? is there something between you and her? expr.
başka bir şey var mı? Is there anything else? expr.
daha ucuz bir şey var mı? do you have something cheaper? expr.
ayıp denen bir şey var there is such a thing as crossing the line expr.
ayıp diye bir şey var there is such a thing as crossing the line expr.
raconda fakirleri teslim etmek gibi bir şey var mıdır? when has it been ok to hand over the poor who play by the rules? expr.
benim aklımda bir şey var i have an idea expr.
Slang
cebinde (bir şey) mi var yoksa beni gördüğüne mi heyecanlandın? is that a (something) in your pocket, or are you just happy to see me? [cliché] expr.
cebinde (bir şey) mi var yoksa beni gördün diye ereksiyon mu oldun? is that a (something) in your pocket, or are you just happy to see me? [cliché] expr.
ters giden bir şey var gibi hissediyorum my spidey-sense is tingling expr.
ters giden bir şey var gibi hissediyorum my spider-sense is tingling expr.