| Turc | Anglais | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | bir iki (tane) | a couple of adj. | ||
|
It will be on the market in a couple of days. Bir iki gün içinde piyasada olacak. More Sentences |
||||
| General | bir iki (tane) | a couple of adj. | ||
|
You'll get used to it in a couple of weeks. Bir iki hafta içinde alışacaksınız. More Sentences |
||||
| Turc | Anglais | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | bir iki tane | one or two adj. |
| Colloquial | ||
| Colloquial | bir iki tane | one or two n. |
| Technical | ||
| Technical | bir ucunda iki tane küçük diğer ucunda ise bir tane büyük bıçak bulunan kompakt ve katlanabilir bir bıçak | whittler n. |
| Chemistry | ||
| Chemistry | bir tane karbon atomuyla ayrılmış benzen halkasındaki iki konumla ilgili | meta adj. |
| Chemistry | bir tane karbon atomuyla ayrılmış benzen halkasındaki iki konuma ait | meta adj. |
| Chemistry | bir tane karbon atomuyla ayrılmış benzen halkasındaki iki konumla ilgili anlamı veren bir ön ek | meta- pref. |
| Botanic | ||
| Botanic | linne sistemine göre on iki tane boyuncuğu olan bir bitki takımı | dodecagynia n. |