bire bir - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

bire bir



Sens de "bire bir" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 6 résultat(s)

Turc Anglais
General
bire bir one-to-one adj.
bire bir one-for-one adj.
bire bir one-on-one adj.
bire bir one to one adv.
bire bir teteatete adv.
Idioms
bire bir person-to-person adj.

Sens de "bire bir" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 53 résultat(s)

Turc Anglais
General
bire bir alıntı exact quotation n.
bire bir alıntı exact citation n.
bire bir temas face to face contact n.
genelde ünlü kişilerin bire bir kopyası olan başı vücudundan büyük ve kafası yayla sallanan oyuncak bobbing head doll n.
genelde ünlü kişilerin bire bir kopyası olan başı vücudundan büyük ve kafası yayla sallanan oyuncak nodder n.
genelde ünlü kişilerin bire bir kopyası olan başı vücudundan büyük ve kafası yayla sallanan oyuncak bobblehead doll n.
genelde ünlü kişilerin bire bir kopyası olan başı vücudundan büyük ve kafası yayla sallanan oyuncak wobbler n.
(yüz yüze/bire bir) görüşme zamanı face time n.
gerçeklerin bire bir/olduğu gibi /aynen nakledilmesi recitation of facts n.
elden/bire bir/kişisel teslim personal delivery n.
bire bir ders one-to-one lesson n.
bire bir benzemek bear a striking resemblance to v.
bir kümedeki her elemanı bire bir eşleyen one-one [us] adj.
bire bir denk gelen one-one [us] adj.
Phrases
bire bir aynı exactly the same expr.
Colloquial
bire yüz veririm ki (biri bir şeyi yapmayacak) it’s a hundred to one that somebody/something will not do something expr.
(birinin bir şeyi yapmayacağına) bire yüz/bin/bir milyon veririm it’s a hundred to one that somebody/something will not do something expr.
bire bir milyon veririm ki it's a million to one that expr.
bire bir milyon bahse varım ki it's a million to one that expr.
bire bir milyon bahse girerim ki it's a million to one that expr.
bire bir milyon iddiasına girerim ki it's a million to one that expr.
bire bir milyon iddiasına varım ki it's a million to one that expr.
Idioms
(biriyle) bire bir karşılaşmak go one-on-one with (someone) v.
bire bin bahse varım ki bir şey olmak be dollars to doughnuts that something happens v.
bire bin bahse girerim ki bir şey olmak be dollars to doughnuts that something happens v.
bire on iddiaya varım ki bir şey olmak be dollars to doughnuts that something happens v.
bire on iddiaya girerim ki bir şey olmak be dollars to doughnuts that something happens v.
bire bir mücadeleye girmek go head-to-head v.
(biriyle) bire bir mücadele etmek go head-to-head (with somebody) v.
bire bir benzemek/aynı olmak look for all the world like v.
(birine/bir şeye) bire bir benzemek/aynı olmak look for all the world like (someone or something) v.
Trade/Economic
bire bir takas share for share exchange n.
müşteri ile (bire bir) iletişim customer facing n.
Politics
bire bir siyaset retail politics n.
Technical
bire bir çevirici one-to-one translator n.
bire bir gönderme one-to-one relation n.
Computer
bire bir işlev one-to-one function n.
bire bir örten işlev one-to-one and onto mapping n.
Informatics
bire bir işlev one-to-one function n.
Math
şeklin bölme çizgisinin karşı tarafındaki bire bir yansıması balance n.
fonksiyonda bire bir yapı dönüşümü yapmak imbed v.
bire bir (fonksiyon) one-one [us] adj.
kümede bire bir eşleme ile ilişkili one-one [us] adj.
kümede bire bir eşlemeye dair one-one [us] adj.
bire bir (fonksiyon) one-to-one adj.
(küme) elemanları doğal sayılarla bire bir eşleşen countable adj.
doğal sayılar veya alt kümeleriyle bire bir eşleşerek countably adv.
Education
özelleşmiş veya bire bir eğitim veren alternatif okul minischool n.
çok sayıda öğrencisi bulunması sebebiyle öğretmenlerin öğrencilerle bire bir ilgilenemediği kolej veya üniversite diploma mill n.
Linguistics
bire bir yazışmayla ilgili biunique adj.
Music
öncekinin bire bir aynısı olan bölüm repeat n.
Slang
bir pozisyona aday olan ve insanlarla bire bir görüşüp, tanışıp, onları dinleyen politikacı flesh-presser n.
bir pozisyona aday olan ve insanlarla bire bir görüşüp, tanışıp, onları dinleyen politikacı palm-presser n.