Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Cacher l'historique
Détails de l'historique
Effacer l'historique
Historique :
basement story
pulsmodulator
feel dizzy
nickel content
birleşerek
Historique
Phrases
Sens de
"birleşerek"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
birleşerek
unitedly
adv.
2
General
birleşerek
coherently
adv.
Sens de
"birleşerek"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 17 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
önceki sözcükle birleşerek
enclitically
adv.
Trade/Economic
2
Trade/Economic
amaç uğruna eşit temel üzerinde birleşerek çalışma
affectio societatis
n.
3
Trade/Economic
birkaç bankanın birleşerek bir firmaya açtıkları kredi
consortium credit
n.
Anatomy
4
Anatomy
apandis arteriyle birleşerek kanı ileokolik damara boşaltan bir toplardamar
appendicular vein
n.
5
Anatomy
apandis arteriyle birleşerek kanı ileokolik damara boşaltan bir toplardamar
vena appendicularis
n.
6
Anatomy
dallanmış kanal sistemlerinin birleşerek salgı kanalına açıldığı bez
compound gland
n.
Physics
7
Physics
iki hafif elementin çekirdek reaksiyonlarıyla birleşerek daha ağır bir element oluşturması
nuclear fusion reaction
n.
8
Physics
(ses veya elektrik sinyalleri) birleşerek titreşimli sinyal üretme
beat
v.
Chemistry
9
Chemistry
bir enzim ile birleşerek ışın üreten bir madde
luciferin
n.
10
Chemistry
maddelerin kütlece görece sabit ve kesin oranlarda birleşerek farklı bileşikler oluşturması
combination by weight
n.
11
Chemistry
(iki aynı molekülün birleşerek daha büyük boyutlu bir molekül oluşturması amacıyla) dimer oluşturmak
dimerize
v.
12
Chemistry
(iki aynı molekülün birleşerek daha büyük boyutlu bir molekül oluşturması amacıyla) dimer oluşturmak
dimerise
v.
Biology
13
Biology
iki veya daha fazla serbest organizmanın birleşerek yeni bir organizma oluşturması
symbiogenesis
n.
Zoology
14
Zoology
atnalı yengecinin karnındaki uzantı çiftlerinden birleşerek diğerlerini örten ilki
operculum
n.
Geography
15
Geography
birleşerek nehri oluşturan kaynak akıntılar
headstreams
n.
16
Geography
japonya'da başka şehirlerle birleşerek saitama şehrini oluşturmuş eski bir şehir
urawa
n.
Mythology
17
Mythology
hermafrodit ile birleşerek tek vücut oluşturan peri
salmacis
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of birleşerek
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy