breeze - Turc Anglais Dictionnaire

breeze

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "breeze" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 39 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
breeze n. meltem
Sweet scents are borne on soft breezes.
Tatlı kokular yumuşak meltemlerle taşınır.

More Sentences
breeze n. esinti
A warm breeze from the sea made me feel relaxed.
Denizden gelen ılık bir esinti beni rahatlattı.

More Sentences
breeze n. hafif rüzgar
General
breeze n. çocuk oyuncağı
The students found the final examination to be a breeze.
Öğrenciler için final sınavı çocuk oyuncağıydı.

More Sentences
breeze v. dalıvermek
The police breezed into the shop and calmly said, 'Drop your weapons.'
Polis dükkana dalıverdi ve sakince "Silahlarınızı bırakın" dedi.

More Sentences
breeze v. kolayca halletmek
I didn't prepare for the exam because I thought I would breeze it.
Sınava hazırlanmadım çünkü kolayca hallederim düşünmüştüm.

More Sentences
Geography
breeze n. meltem
The breeze feels good.
Meltem iyi hissettiriyor.

More Sentences
Meteorology
breeze n. esinti
Certain breezes are perhaps detectable, but not much more.
Bazı esintiler belki tespit edilebilir, ancak daha fazlası değil.

More Sentences
breeze n. meltem
A little breeze is blowing.
Küçük bir meltem esiyor.

More Sentences
General
breeze n. dalaşma
breeze n. rüzgar
breeze n. imbat
breeze n. tartışma
breeze n. hafif esinti
breeze n. yel
breeze n. hafif rüzgar
breeze n. kömür artığı kül
breeze n. kolay zafer
breeze n. rüzgar gibi gelen şey
breeze n. atı incelemek için hafif koşu yaptırmak
breeze v. rüzgar gibi gelmek
breeze v. püfür püfür esmek
breeze v. coşarak gitmek
breeze v. hızla ilerlemek
breeze v. kolayca ilerlemek
breeze v. neşeyle hareket etmek
breeze v. aceleyle çıkmak
breeze v. aceleyle ayrılmak
breeze v. (atı) tempolu yürütmek
breeze v. vızıldamak
Technical
breeze n. ağırdan esen yel
Construction
breeze n. kısmen mıcırdan oluşan yapı malzemesi
Mining
breeze n. sönmüş kok mıcırı
Geography
breeze n. hafif rüzgar
Meteorology
breeze n. cüruf
Sport
breeze n. kriket maçında esen rüzgar
Archaic
breeze n. at sineği
Slang
breeze n. çocuk oyuncağı
breeze n. çok kolay iş

Sens de "breeze" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 193 résultat(s)

Anglais Turc
General
sea breeze n. denizden esen rüzgar
land and sea breeze n. kara ve deniz meltemi
land breeze n. kara meltemi
light breeze n. hafif rüzgar
light breeze n. hafif meltem
dawn breeze n. tanyeli
fresh breeze n. frişka
stiff breeze n. sert esen rüzgar
sea breeze n. denizden karaya esen yel
fresh breeze n. şiddetli rüzgar
gentle breeze n. ılımlı rüzgar
sea breeze n. imbat
land breeze n. karadan denize doğru esen rüzgar
lake breeze n. göl meltemi
coke breeze n. kok mıcırı
land breeze n. kara yeli
summer breeze n. yaz esintisi
cool aegean summer sea-breeze n. imbat
spanking breeze n. kuvvetli rüzgar
stiff breeze n. sert rüzgar
breeze through v. kolayca yapmak
shoot the breeze v. geyik muhabbeti yapmak
shoot the breeze v. makara yapmak
shoot the breeze v. geyik yapmak
without breeze adj. esintisiz
in a breeze adv. kolaylıkla
Phrasals
breeze through v. bir işi kolayca yapmak
breeze away v. aniden ve çabucak gitmek
breeze away v. bir anda gitmek
breeze in to some place v. içeriye dalıvermek
breeze off v. hızla kaçmak
breeze out of some place v. sıvışmak
breeze in to some place v. içeriye dalmak
breeze off v. sıvışmak
breeze out of some place v. hızla kaçmak
breeze away v. hızla kaçmak
breeze away v. sıvışmak
breeze through (something) v. (bir yeri) rüzgar gibi hızla gezmek
breeze through (something) v. hiç durmaksızın/oyalanmadan (bir yerin) içinden geçmek
breeze through (something) v. (bir şeyi) hiç sıkıntı çekmeden/tereyağından kıl çeker gibi yapmak
breeze through (something) v. (bir şeyi) hemencecik yapıvermek
breeze through (something) v. oyalanmadan/hızla (bir yeri) geçip gitmek
breeze up to (someone or something) v. elini kolunu sallayarak (birinin/bir şeyin) yanına gitmek/gelmek
breeze up to (someone or something) v. kendinden emin bir şekilde (birinin/bir şeyin) karşısına çıkmak/yanına gitmek
breeze up to (someone or something) v. hızla (birinin/bir şeyin) yanına gelmek/gitmek
breeze up to (someone or something) v. rahat bir şekilde (birinin/bir şeyin) yanına gitmek/gelmek
breeze along v. kaygısızca dolaşmak
breeze along v. gamsızca yaşamak
breeze along v. etrafına aldırış etmeden ilerlemek
breeze along v. hızlıca geçip gitmek
breeze along v. sakin sakin takılmak
breeze up v. esmek
breeze into v. içeriye dalıvermek
breeze in v. habersizce/plansızca gelmek
breeze out v. hızla kaçmak
breeze in v. içeriye dalıvermek
breeze through v. geçip gitmek
breeze out v. aniden çıkıp gitmek
breeze through v. hiç sıkıntı çekmeden yapmak
breeze up v. hızla yanına gelmek/gitmek
breeze out v. sıvışmak
breeze into v. içeri dalmak
breeze through v. hızlıca/hızla yapmak
breeze through v. oyalanmadan/hızla geçip gitmek
breeze in v. içeri dalmak
breeze through v. tereyağından kıl çeker gibi yapmak
breeze in v. umursamaz bir tavırla girmek
breeze in v. elini kolunu sallayarak girmek
breeze in v. girivermek
breeze through v. rüzgar gibi geçmek
breeze into v. umursamaz bir tavırla girmek
breeze into v. girivermek
breeze in v. içeriye dalıvermek
breeze in v. rahat rahat gelmek
breeze in v. kolaylıkla/rahatlıkla yenmek
breeze in v. lakayt bir şekilde gelmek
breeze in v. tozunu attırmak
breeze up v. elini kolunu sallayarak yanına gelmek/gitmek
breeze in v. elini kolunu sallayarak gelmek
breeze in v. kolayca yenmek
breeze up v. kendinden emin bir şekilde yanına gitmek/karşısına çıkmak
breeze into v. elini kolunu sallayarak girmek
breeze up v. püfür püfür esmek
breeze through v. hiç durmadan/oyalanmadan içinden geçmek
breeze in v. içeri dalmak/akın etmek
breeze out v. dikkatsiz bir şekilde hareket etmek
breeze into v. dikkatsiz bir şekilde hareket etmek
breeze into v. rahat hareket etmek
breeze out v. rahat hareket etmek
Colloquial
shoot the breeze v. ayaküstü konuşmak
shoot the breeze v. ayaküstü laflamak
breeze in v. kolayca kazanmak
in a breeze expr. rahatlıkla
in a breeze expr. kolaylıkla
Idioms
shoot the breeze v. ordan burdan konuşmak
shoot the breeze v. geyik çevirmek
breeze along v. dünya (yıkılsa) umurunda olmadan yaşamak
breeze along v. güle oynaya ve hızla gitmek hareket etmek
breeze along v. güle oynaya ve hızla gitmek
breeze along v. kolay/sıkıntısız/kaygısız bir hayat/yaşam sürmek
make something a breeze v. bir şeyi kolaylaştırmak
breeze past (something) v. (bir şeye) aldırmamak
breeze past (someone or something) v. (birini/bir şeyi) geçmek
breeze past (something) v. (bir şeyi) göz ardı etmek
breeze past (something) v. (bir şeyi) yok saymak
breeze past (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) yanından hızla geçip gitmek
breeze past (something) v. (bir şeyi) geçiştirmek
breeze past (someone or something) v. (birini/bir şeyi) geride bırakmak
breeze past (something) v. (bir şeyi) dikkate almamak
breeze past (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) yanından rüzgar gibi geçmek
breeze past (something) v. (bir şeyi) görmezden gelmek
breeze past (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) yanından umursamadan geçip gitmek
breeze past (something) v. (bir şeyi) umursamamak
breeze past (something) v. (bir şeyi) kulak ardı etmek
breeze past (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) yanından hızla geçmek
breeze past (something) v. (bir şeye) aldırış etmemek
breeze past (someone or something) v. (birine/bir şeye) üstün gelmek
breeze past (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) yanından geçip gitmek
breeze past (something) v. (bir şeyi) göz ardı etmek
breeze past (something) v. (bir şeyi) görmezden/duymazdan gelmek
breeze past (something) v. (bir şeyi) takmamak
breeze past (something) v. (bir şeyi) umursamamak
breeze past (something) v. (bir şeyi) önemsememek
breeze past (something) v. (bir şeyi) ıska geçmek
breeze past (something) v. (bir şeye) aldırmamak
flow with the breeze v. akışla hareket etmek
flow with the breeze v. rüzgarda/rüzgarla uçuşmak
flow with the breeze v. akışa bırakmak
flow with the breeze v. rüzgarda/rüzgarla havalanmak
be a breeze v. çocuk oyuncağı olmak
vanished like a breeze adj. sırra kadem bastı
vanished like a breeze adj. sırra kadem basmış
Technical
land breeze n. kara yönünden denize doğru esen rüzgar
coke breeze n. kok gazı
coke breeze n. kok tozu
coke breeze n. kok mıcırı
Construction
breeze block n. cüruf briketi
breeze–block [uk] n. briket
Marine
moderate breeze n. sakin meltem
fresh breeze n. frışka
land and sea breeze n. kara ve deniz esintisi
strong breeze n. kuvvetli rüzgar
sea breeze n. deniz esintisi
gentle breeze n. yumuşak meltem
land-sea breeze n. zaman zaman karadan-denizde esen meltem
river-breeze n. nehir meltemi
topgallant breeze n. babafingo yelkenlerinin düzgün bir şekilde taşınabildiği esinti
breeze up v. ferah rüzgar esmek
Mining
coke breeze n. kok tozu
Marine Biology
sea breeze n. deniz meltemi
land-breeze n. meltem
Environment
land and sea breeze n. karasal meltem
land breeze n. karadan esen rüzgar
Geography
gulf breeze n. florida eyaletinde şehir
ocean breeze park n. florida eyaletinde yerleşim yeri
Meteorology
valley breeze n. vadi meltemi
sea breeze convergence zone n. deniz meltemi konverjans zonu
sea breeze front n. deniz meltemi cephesi
lake breeze n. göl meltemi
sea breeze n. deniz meltemi
mountain breeze n. dağ meltemi
glacier breeze n. soğuk meltem
glacier breeze n. buzul meltemi
fresh breeze n. sert briz
fresh breeze n. şiddetli rüzgar
gentle breeze n. hafif meltem
light breeze n. hafif meltem
land breeze n. kara meltemi
moderate breeze n. orta kuvvette meltem
stiff breeze n. sert meltem
tidal breeze n. gelgitten kaynaklandığı farz edilen hafif esinti
mackerel breeze n. şiddetli rüzgar
mackerel breeze n. kuvvetli rüzgar
mackerel breeze n. sert rüzgar
Entomology
breeze fly [dialect] n. at sineği
Slang
shoot the breeze v. havadan sudan konuşmak
shoot the breeze v. laflamak
shoot the breeze v. kaynatmak
shoot the breeze v. çene çalmak
shoot the breeze v. iki beşlik bozmak
shoot the breeze v. iki lafın belini kırmak
fan the breeze v. çene çalmak
fan the breeze v. havadan sudan konuşmak
fan the breeze v. laflamak
bat the breeze v. havadan sudan konuşmak
bat the breeze v. laflamak
bat the breeze v. çene çalmak
bat the breeze v. laklak etmek
bat the breeze v. çene yarıştırmak
fan the breeze v. laklak etmek
fan the breeze v. çene yarıştırmak
fan the breeze v. dedikodu yapmak
in a breeze expr. kolayca