Historique

can't be...

Sens de "can't be..." avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 110 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	knot that can't be untied n.	kördüğüm
2	General	be so affected by something that one can't think of anything else v.	dünyayı gözü görmemek
3	General	can't be bothered v.	yapmaya istekli olmamak
4	General	be so affected by something that one can't think of anything else v.	gözü başka hiçbir şeyi göremeyecek kadar bir şeyden etkilenmek
Phrases
5	Phrases	you can't be a little bit pregnant expr.	çok az hamile olamazsın
6	Phrases	you can't be a little bit pregnant expr.	ya içindesin ya dışında
7	Phrases	you can't be half pregnant expr.	yarım hamile olamazsın
8	Phrases	you can't be half pregnant expr.	ya içindesin ya dışında
9	Phrases	you can't be a little bit pregnant expr.	işin içine iyice gömülmek/girmek lazım/gerekli
10	Phrases	you can't be a little bit pregnant expr.	öylece ucundan olmaz kendini iyice bu işe vermen gerek
11	Phrases	you can't be a little bit pregnant expr.	üşenenin/erinenin oğlu kızı olmaz
12	Phrases	you can't be a little bit pregnant expr.	çalışmayanın kısmeti olmaz
13	Phrases	you can't be a little bit pregnant expr.	ya hep ya hiç
14	Phrases	you can't be a little bit pregnant expr.	ya herrü ya merrü
15	Phrases	you can't be a little bit pregnant expr.	canla başla çalışmak lazım öyle yarım ağızla/gönülle iş yapılmaz
16	Phrases	you can't be a little bit pregnant expr.	gebelik yarım olmaz
17	Phrases	you can't be half pregnant expr.	işin içine iyice gömülmek/girmek lazım/gerekli
18	Phrases	you can't be half pregnant expr.	öylece ucundan olmaz kendini iyice bu işe vermen gerek
19	Phrases	you can't be half pregnant expr.	üşenenin/erinenin oğlu kızı olmaz
20	Phrases	you can't be half pregnant expr.	çalışmayanın kısmeti olmaz
21	Phrases	you can't be half pregnant expr.	ya hep ya hiç
22	Phrases	you can't be half pregnant expr.	ya herrü ya merrü
23	Phrases	you can't be half pregnant expr.	canla başla çalışmak lazım öyle yarım ağızla/gönülle iş yapılmaz
24	Phrases	you can't be half pregnant expr.	gebelik yarım olmaz
25	Phrases	it can't be helped expr.	baş gelen çekilir
26	Phrases	it can't be helped expr.	yapacak bir şey yok
Proverb
27	Proverb	what can't be cured must be endured	başa gelen çekilir
28	Proverb	what can't be cured must be endured	çaresi yoksa katlanmak gerekir
29	Proverb	beggars can't be choosers	birinden bir şey istersen umduğunu değil bulduğunu alırsın
30	Proverb	beggars can't be choosers	karşılıksız bir şey istediğinde sana verilene razı olursun
31	Proverb	beggars can't be choosers	karşılıksız istediğin bir şeyi seçme hakkın yoktur
32	Proverb	beggars can't be choosers	misafir umduğunu değil bulduğunu yer
Colloquial
33	Colloquial	an offer that can't be refused n.	geri çevrilemeyecek bir teklif
34	Colloquial	an offer that can't be refused n.	reddedilemeyecek bir teklif
35	Colloquial	can't be doing with (something) v.	(bir şeyi) kesinlikle kabul/tolere edememek
36	Colloquial	can't be doing with (something) v.	(bir şeyi) hoşgörüyle karşılamamak
37	Colloquial	can't be doing with (something) v.	(bir şeyi) hiç kaldıramamak
38	Colloquial	can't be doing with (something) v.	(bir şeye) hiç katlanamamak/tahammül edememek
39	Colloquial	can't be doing with (something) v.	(bir şeyden) hiç hoşlanmamak
40	Colloquial	can't be bad expr.	o kadar da kötü olamaz
41	Colloquial	can't be bad expr.	fena mı
42	Colloquial	can't be bad expr.	hiç yoktan/en azından (bir şey de) var
43	Colloquial	can't be bad expr.	işin ucunda (bir şey de) var
44	Colloquial	can't be bad expr.	hem bak/hem de/hadi ama (bir şey de) var
Idioms
45	Idioms	can't be doing with something v.	idare etmemek
46	Idioms	can't be doing with something v.	göz yummamak
47	Idioms	can't be doing with something v.	hoş görmemek
48	Idioms	can't be doing with something v.	müsamaha etmemek
49	Idioms	can't be doing with something v.	müsamaha göstermemek
50	Idioms	can't be doing with something v.	görmezden gelmemek
51	Idioms	can't be bothered v.	rahatını bozamamak (erinmek)
52	Idioms	can't be bothered (to do something) v.	(bir şey yapmaya) istekli olmamak
53	Idioms	can't be bothered (to do something) v.	(bir şey yapmaya) erinmek/üşenmek
54	Idioms	can't be bothered (to do something) v.	(bir şey yapıp/yapmak için) rahatını bozamamak
55	Idioms	can't be bothered (to do something) v.	(bir şey yapma) zahmetine girememek
56	Idioms	can't be in two places at once v.	on tane eli olmamak
57	Idioms	can't be in two places at once v.	her yere aynı anda koşamamak/yetişememek
58	Idioms	can't be in two places at once v.	aynı anda iki yerde birden olamamak
59	Idioms	can't be bad expr.	hiç de kötü/fena değil
60	Idioms	can't be bad expr.	kötü/fena sayılmaz
61	Idioms	what's been done can't be undone expr.	başa gelen çekilir
62	Idioms	beggars can't be choosers expr.	dilencinin seçme hakkı yoktur
63	Idioms	if you can't be good be careful expr.	(eğer) uslu duramayacaksan,(o zaman) dikkatli ol (davran)
64	Idioms	can't be helped expr.	çıkar yol yok
65	Idioms	can't be helped expr.	elden bir şey gelmez
66	Idioms	can't be helped expr.	çaresi yok
67	Idioms	can't be helped expr.	ne çare
68	Idioms	(it) can't be helped expr.	çıkar yol yok
69	Idioms	(it) can't be helped expr.	elden bir şey gelmez
70	Idioms	(it) can't be helped expr.	çaresi yok
71	Idioms	(it) can't be helped expr.	ne çare
72	Idioms	(it) can't be helped expr.	yapacak bir şey yok
Speaking
73	Speaking	can't be sure v.	emin olamamak
74	Speaking	you can't be serious! expr.	atıyorsun!
75	Speaking	it can't be true! expr.	bu doğru olamaz!
76	Speaking	it can't be true! expr.	doğru olamaz!
77	Speaking	it can't be helped expr.	çıkar yol yok
78	Speaking	you can't be serious expr.	dalga geçiyorsun!
79	Speaking	it can't be helped expr.	çaresi yok
80	Speaking	you can't be serious expr.	ciddi olamazsın
81	Speaking	you can't be serious! expr.	ciddi olmazsın!
82	Speaking	it can't be helped expr.	elden bir şey gelmez
83	Speaking	you can't be serious expr.	hadi canım!
84	Speaking	you can't be happy all the time expr.	her zaman mutlu olamazsın
85	Speaking	you can't be successful every time expr.	her zaman başarılı olamazsın
86	Speaking	you can't be serious expr.	inanmıyorum!
87	Speaking	I can't be someone I'm not expr.	olmadığım biri gibi davranamam
88	Speaking	it can't be helped expr.	ne çare
89	Speaking	you can't be too careful expr.	ne kadar dikkatli olsan azdır
90	Speaking	I can't be dead expr.	ölmüş olamam
91	Speaking	what's done can't be undone expr.	olan oldu
92	Speaking	it can't be that bad expr.	o kadar da kötü olamaz
93	Speaking	I can't promise but I'll try to be there expr.	söz veremiyorum ama orada olmaya çalışırım
94	Speaking	I can't promise but I'll try to be there expr.	söz veremiyorum ama gelmeye çalışırım
95	Speaking	you can't be serious expr.	şaka yapıyorsun!
96	Speaking	you can't be serious expr.	yok artık!
97	Speaking	you can't be serious expr.	yok daha neler!
Computer
98	Computer	can't be recorded expr.	kaydedilemiyor
99	Computer	can't be moved expr.	taşınamıyor
Abbreviation
100	Abbreviation	cba (can't be arsed) v.	hiç kendini yormamak
101	Abbreviation	cba (can't be arsed) v.	hiç uğraşmak istememek
Slang
102	Slang	can't be arsed v.	kendini sıkmamak
103	Slang	can't be arsed v.	(bir yere vb. gitmek için) kendini zorlamamak
104	Slang	cba (can't/couldn't be arsed) v.	hiç kendini yormamak
105	Slang	cba (can't/couldn't be arsed) v.	hiç uğraşmak istememek
106	Slang	(one) can't be arsed [uk] expr.	(biri) kendini sıkamaz
107	Slang	(one) can't be arsed [uk] expr.	(biri) kendini zorlayamaz
108	Slang	(one) can't be arsed [uk] expr.	(biri) istekli değil
109	Slang	(one) can't be arsed [uk] expr.	(biri) rahatını bozamaz
110	Slang	(one) can't be arsed [uk] expr.	(biri) gönülsüz