van - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

van

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "van" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 39 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
van n. kamyonet
General
van n. kanat
van n. keşif kolu
van n. yük taşımak üzere tasarlanmış taşıt
van n. arkası kapalı kamyon
van n. eşya ya da yük vagonu
van n. furgon
van n. kapalı kamyonet
van n. kuşun veya böceğin kanadı
van n. yel değirmeninin kanadı
van n. elebaşı
van v. kamyonetle gitmek
van v. kamyonetle taşımak
van v. kamyonetle götürmek
van v. kamyonet sürmek
van v. kamyonet ile yolculuk etmek
Technical
van n. eşya ya da insan taşıyan üstü kapalı geniş araç
van n. furgon
van n. harman makinesi
van n. karavan
van n. minibüs
van n. yük vagonu
Automotive
van n. van
Railway
van n. bekçiye ve yükün taşınmasına tahsis edilmiş tren vagonu
van n. bagaj arabası
van n. bagaj taşıma arabası
van n. furgon
van n. marşandizin sonuna takılan cumbalı vagon
Mining
van n. cevher işlemek için kullanılan kürek
Agriculture
van n. harman savurma makinesi
Forestry
van n. günlük kampta bulunan küçük mağaza
Geography
van n. teksas eyaletinde şehir
Military
van n. öncü kuvvet
van n. öncü taarruz
van n. öncü birlik
van n. öncü kıta
van n. ön sıra
Archaic
van n. rüzgar yapan cihaz
van n. pervane

Sens de "van" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

Turc Anglais
Automotive
van van n.

Sens de "van" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 177 résultat(s)

Anglais Turc
General
breakdown van n. çekici
garbage van n. çöp kamyonu
guard's van n. marşandizin arkasına takılan ve demiryolu görevlilerini taşıyan cumbalı vagon
removal van n. nakliye kamyonu
luggage van n. eşya vagonu
small van n. pikap
luggage van n. furgon
garbage van n. çöp toplama aracı
luggage van n. bagaj kamyoneti
lake van n. van gölü
three-wheeled van n. triportör
mail van n. posta vagonu
luggage van n. eşya arabası
luggage van n. yük arabası
riot van n. polis panzeri
van demen's land n. tazmanya
camper van n. karavan
outreach van n. sosyal yardım kamyonu/aracı
van line n. evden eve nakliye şirketi
van line n. evden eve nakliye firması
van line n. evden eve nakliyat şirketi
van line n. evden eve nakliyat firması
moving van n. nakliye aracı
beat-up-van n. eski ve dökük kamyonet
a yellow van n. sarı bir minibüs
van-courier n. haberci
van-courier n. ulak
van-courier n. öncü
rip van winkle n. değişimlerden bihaber kimse
rip van winkle n. değişimlere ilgisiz kimse
rip van winkle n. uykucu
rip van winkle n. çok uyuyan kimse
rip van winkle n. içinde bulunduğu şartların bilincinde olmayan kimse
rip van winkle n. eski kafalı kimse
security van n. zırhlı para taşıma aracı
prison van n. tutukları taşıyan araç
Colloquial
white-van man n. beyaz minibüs süren agresif sürücü
Idioms
be in the van v. öncüsü olmak
have van gogh’s ear for music v. müzik kulağı olmamak
in the van [uk] expr. en önde
in the van [uk] expr. öncü
in the van [uk] expr. lider
in the van [uk] expr. önde giden
in the van [uk] expr. önü çeken
in the van of (something) expr. (bir şeyin) en önünde
in the van of (something) expr. (bir şeyin) öncüsü
in the van of (something) expr. (bir şeyin) lideri
in the van of (something) expr. (bir şeyde) önü çeken
Law
police van n. cezaevi arabası
police van n. hapishane arabası
police van n. mahkum arabası
Media
loudspeaker van n. hoparlör düzeni bulunan motorlu araç
Technical
hanson-van winkle-munning process n. hanson-van winkle-munning süreci
recording van n. seslendirme arabası
recording van n. ses kayıt arabası
sprinter van n. sprinter minibüs
transit van n. transit minibüs
van valkenburgh test n. van valkenburgh deneyi
van der waals bond n. van der waals bağı
van allen radiation belts n. van allen radyasyon kuşakları
van arkel process n. van arkel süreci
van de graaf generator n. van de graaf üreteci
van der waals equation n. van der waals denklemi
van der waals forces n. van der waals kuvvetleri
van dyke brown n. van dyke kahverengisi
van der waals volume n. van der waals oylumu
detector van [uk] n. elektrikli cihazlarla teçhiz edilmiş olup evdeki televizyonların osilatörlerini algılayabilen ve televizyon lisansı olmayan evlerin alıcılarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesinde kullanılan araç
Electric
van de graaff generator n. van de graaff jeneratörü
van de graaff generator n. yüksek elektrostatik gerilim üreten bir cihaz
Construction
van der waals forces n. van der waals kuvvetleri
Automotive
tipper van n. damperli kamyonet
brake van n. fren vagonu
brake van n. furgon
light van n. hafif van
closed van n. kapalı van
cube van n. kapalı kasa kamyon
box van n. kapalı kasa kamyon
cube van n. kapalı kasalı van
curtain side van n. kayar yan brandalı van
luton van n. luton van
panel van n. küçük kapalı minibüs
passenger van n. minibüs şeklinde van
passenger van n. minibüs
car derived van n. otovan
brake van fitted for the carriage of cars n. otomobil nakline mahsus furgon
crew van n. personel taşıyıcı van
step van n. panelvan
delivery van n. panelvan
panel van n. panelvan
panel van n. panelvan
city van n. şehir vanı
three wheel van n. triportör
three-wheel van n. üç tekerlekli kamyonet
dropside van n. yandan yüklemeli kamyonet
semi-panel van n. yarı panelvan
ob van (outside broadcast van) abrev. canlı yayın arabası
ob van (outside broadcast van) abrev. dışarıda yayın arabası
ob van (outside broadcast van) abrev. minibüsten kamyona değişen boyutlarda olup yerleşik ses ve video teçhizatına sahip araç
Transportation
delivery van n. nakliye aracı
delivery van n. nakliye kamyonu
delivery van n. kargo firması
delivery van n. dağıtım firması
Traffic
box van n. kapalı kasa kamyon
cube van n. kapalı kasa kamyon
Railway
luggage van n. eşya vagonu
driving van trailer n. furgon
luggage van n. furgon
mail van n. posta vagonu
refrigerator van n. soğuk vagonu
Mining
van [dialect] n. cevherin kürek üzerinde test edilmesi
Medical
modified van-lint technique n. modifiye van-lint blokaji tekniği
storm van leeuwen chamber n. storm van leeuwen odası
van der waals n. van der waals
van der woude syndrome n. van der woude sendromu
van der knaap leukoencephalopathy n. van der knaap lökoensefalopatisi
Pathology
van bogaert encephalitis n. genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde görülen kızamık virüsü kaynaklı nadir bir kronik hastalık
Optics
van lint akinesia n. van lint akinezisi
Gastronomy
van der hum [south africa] n. mandalina aromalı bir içki
Statistics
van der waerden's test n. van der waerden sınaması
Physics
van der waals bonding n. van de waals bağı
van allen belt n. van allen kuşağı
van allen belt n. yeryüzündeki iki yüklü parçacık bölgesinden biri
Chemistry
van der waals interaction n. van der waals etkileşimi
Marine Biology
van veen grab n. van ven grab
van fish n. van balığı
Zoology
van cat n. van kedisi
turkish van n. van kedisi
Botanic
polemonium van-bruntiae n. mızrakotu
polemonium van-bruntiae n. mavi yakup merdiveni
polymonium caeruleum van-bruntiae n. mızrakotu
polymonium caeruleum van-bruntiae n. mavi yakup merdiveni
Social Sciences
van der merwe [south africa] n. boer halkını temsil eden basmakalıp bir figür
Literature
rip van winkle n. (washington irvin'in hikayesinde) hayatının yirmi yılını uykuda geçirdikten sonra tamamen değişmiş bir dünya ile karşılaşan serseri bir karakter
rip van winkle n. geoffrey crayon'ın karalama defteri'nde yayınlanan, ismini başkahramanından alan bir hikaye
Geography
van vleck n. teksas eyaletinde şehir
van buren county n. michigan eyaletinde bölge
van buren n. new york eyaletinde yerleşim yeri
van wert n. iowa eyaletinde şehir
van horne n. iowa eyaletinde şehir
van horn n. teksas eyaletinde şehir
van tassell n. wyoming eyaletinde yerleşim yeri
van buren n. missouri eyaletinde şehir
van buren n. ohio eyaletinde yerleşim yeri
van meter n. iowa eyaletinde şehir
van buren n. arkansas eyaletinde şehir
van etten n. new york eyaletinde yerleşim yeri
van buren n. indiana eyaletinde yerleşim yeri
van alstyne n. teksas eyaletinde şehir
van wert n. ohio eyaletinde şehir
van buren n. maine eyaletinde yerleşim yeri
van wert county n. ohio eyaletinde bölge
van diemen gulf n. van dieman körfezi
van diemen gulf n. avustralya'da bir körfez
van diemen's land n. tazmanya'nın eski adı
van lake n. türkiye'nin doğusunda bir göl
hoek van holland n. hollanda'nın güneybatı kıyısında bir burun
Geology
van earthquake n. van depremi
Military
mobile van n. mobil van
van (vanguard) n. öncü birlik
van (vanguard) n. öncü kıta
van (vanguard) n. öncü kuvvet
military van (container) n. askeri yük taşımak için filo halinde çalışan ve merkezden kontrol edilen sökülüp takılabilir bir konteyner
military van (container) n. askeri konteyner
Engineering
van der waals force n. van der waals kuvveti
van der waals force n. birbirine yakın nötr moleküller arasındaki zayıf çekim kuvveti
van der waal's forces n. van der waals kuvveti
van der waal's forces n. nötr atom ve moleküller arasındaki zayıf çekim kuvveti
Slang
divvy van n. suçluların taşınmasında kullanılan polis aracı
miss van veck [dated] expr. koca memeli kadın
miss van veck [dated] expr. büyük göğüslü kadın
mrs. van veck [dated] expr. koca memeli kadın
mrs. van veck [dated] expr. büyük göğüslü kadın
British Slang
white van man n. beyaz minibüs süren agresif sürücü
Star Wars
sluis van central space station n. sluis van merkez uzay istasyonu
sluis van habitation sphere d n. sluis van mesken küresi d
sluis van orbit dock v-475 n. sluis van yörünge rıhtımı v-475
sluis van shipyards n. sluis van tersaneleri