| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Common Usage | complexity n. | karmaşa | ||
| General | ||||
| General | complexity n. | güçlük | ||
|
The case will take years to solve due to the legal complexities. Yasal güçlükler nedeniyle davanın çözülmesi yıllar alacaktır. More Sentences |
||||
| General | complexity n. | karmaşıklık | ||
|
The complexity of the crisis makes it impossible to solve. Krizin karmaşıklığı, çözülmesini imkânsız hale getirmektedir. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Trade/Economic | complexity n. | karmaşıklık | ||
|
Given the complexity of the way securities are organised, there is no simple solution. Menkul kıymetlerin örgütlenme biçiminin karmaşıklığı göz önüne alındığında, basit bir çözüm yoktur. More Sentences |
||||
| Computer | ||||
| Computer | complexity n. | karmaşıklık | ||
|
As regards mergers, the number and complexity of cases which reach second phase investigations has increased rapidly. Birleşmelerle ilgili olarak, ikinci aşama soruşturmalara ulaşan davaların sayısı ve karmaşıklığı hızla artmıştır. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | complexity n. | zorluk | ||
| General | complexity n. | karışıklık | ||
| General | complexity n. | çetrefillilik | ||