finally! - Turc Anglais Dictionnaire

finally!

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "finally!" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 23 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
finally adv. nihayet
I finally delivered my project a week after the deadline.
Son teslim tarihinden bir hafta sonra nihayet projemi teslim ettim.

More Sentences
finally adv. en sonunda
We considered going, but finally decided against it.
Gitmeyi düşünüyorduk, ama en sonunda vazgeçtik.

More Sentences
General
finally adv. en sonunda
Tom finally agreed to do that.
Tom bunu yapmayı en sonunda kabul etti.

More Sentences
finally adv. son olarak
Finally, here is Andrew, the brains behind our project.
Son olarak, işte Andrew, projemizin arkasındaki beyin.

More Sentences
finally adv. bir de
The little boy started to run, caught his friend, and finally hugged her.
Küçük çocuk koşmaya başladı, arkadaşını yakaladı ve bir de ona sarıldı.

More Sentences
finally adv. sonunda
A good and clear result has finally been achieved.
Sonunda iyi ve net bir sonuç elde edildi.

More Sentences
finally adv. tamamen
This compromise has, then, not finally removed this topic from the agenda.
O halde bu uzlaşma, bu konuyu gündemden tamamen çıkarmış değildir.

More Sentences
finally adv. kesin olarak
The dispute between the two countries was not finally settled until 1999.
İki ülke arasındaki anlaşmazlık 1999 yılına kadar kesin olarak çözülemedi.

More Sentences
Technical
finally n. nihayet
Having said that, I am pleased to note that we are finally making progress in Internet broadcasting.
Bununla birlikte, internet yayıncılığı konusunda nihayet ilerleme kaydettiğimizi belirtmekten memnuniyet duyuyorum.

More Sentences
finally adv. sonunda
But finally we have seen the damage the CFP has done to the fishing stocks around our own coastlines.
Ama sonunda OBP'nin kendi kıyılarımızdaki balık rezervlerine verdiği zararı gördük.

More Sentences
General
(finally) realize a desirable condition v. adama dönmek
be finally at hand v. gelip çatmak
finally adv. velhasıl
finally adv. gecikmeli de olsa
finally adv. bu kadar bekledikten sonra
Phrases
all the pieces finally clicked into place expr. sonunda taşlar yerine oturdu
Colloquial
finally expr. hele şükür
finally someone is stepping up and actually doing something expr. nihayet öne çıkıp bir şeyler yapan biri çıktı
Speaking
we finally have a vacation expr. nihayet tatil yapıyoruz
finally got here expr. nihayet gelebildin
it finally dawned on me expr. nihayet kafama dank etti
you're finally here expr. sonunda buradasın
what finally changed your mind? expr. sonunda fikrini ne değiştirdi?