flutter - Turc Anglais Dictionnaire

flutter

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "flutter" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 45 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
flutter v. kanat çırpmak
An owl fluttered towards the house's roof.
Bir baykuş evin çatısına doğru kanat çırptı.

More Sentences
flutter v. çırpınmak
General
flutter n. çırpınış
The eagle turned towards its prey with a flutter of its wings.
Kartal bir kanat çırpınışıyla avına doğru döndü.

More Sentences
flutter n. heyecan
The entrance of the actor into the pub caused a flutter.
Aktörün bara girişi heyecan yarattı.

More Sentences
flutter v. pır pır etmek
My heart was fluttering before the presentation.
Sunumun öncesinde kalbim pır pır ediyordu.

More Sentences
flutter v. titremek
The snowflakes were fluttering slowly.
Kar taneleri yavaşça titriyordu.

More Sentences
Automotive
flutter v. titreşmek
The old lady's eyelids fluttered when I dropped the bags.
Çantaları bıraktığımda yaşlı kadının göz kapakları titreşti.

More Sentences
General
flutter n. çırpınma
flutter n. titreme
flutter n. çarpıntı
flutter n. titreme veya hafifçe dalgalanma (rüzgarda)
flutter n. asabiyet
flutter n. pır pır etme
flutter n. çalkalanma
flutter n. karmaşa
flutter v. titremek veya hafifçe dalgalanmak (rüzgarda)
flutter v. dalgalanmak
flutter v. çabuk çabuk sallamak
flutter v. çırpışmak
flutter v. pırlamak
flutter v. çırpınmak
flutter v. kımıldatmak
flutter v. çarpıntılı olmak
flutter v. kanat çırpmak
flutter v. sallanmak
flutter v. çırpmak (kanatlarını)
flutter v. çırpmak (kanat)
flutter v. titretmek
flutter v. çırpınır gibi düşmek
flutter v. (kalbi) hızlı veya düzensizce atmak
Technical
flutter n. çırpıntı
flutter v. düzensiz bir şekilde dalgalanmak
flutter v. sallamak
flutter v. titremek
Automotive
flutter v. çırpmak
Aeronautic
flutter n. bahis
flutter n. flater
flutter n. heyecan
flutter n. kanat sarsıntısı
flutter n. telaş
flutter v. çırpınmak
flutter v. telaşlanmak
Medical
flutter n. fluter
Fishery
flutter n. çırpınma
British Slang
flutter n. ufak bahis

Sens de "flutter" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 81 résultat(s)

Anglais Turc
General
put someone in a flutter v. birini heyecana düşürmek
(the flag) to flutter v. bayrak dalgalanmak
Phrasals
flutter about v. kaçışmak
flutter about v. uçuşmak
flutter around v. kaçışmak
flutter around v. uçuşmak
flutter down v. yere doğru süzülerek düşmek
flutter down v. yavaşça yere doğru süzülmek
flutter down v. yere doğru süzülmek
flutter down v. yavaşça süzülerek düşmek
flutter down v. aşağı doğru süzülmek
flutter down v. havada süzülerek düşmek
flutter down v. aşağı doğru süzülmek
flutter around (something) v. (bir şeyin) etrafında uçuşmak
flutter around (something) v. (bir yerde) oradan oraya koşturmak
flutter about something v. bir şeyin etrafında uçuşmak
flutter about v. oradan oraya hareket etmek
flutter around (something) v. (bir yerde) oradan oraya hareket etmek
flutter around something v. bir şeyin etrafında uçuşmak
flutter about something v. bir yerde oradan oraya koşturmak
flutter over v. tepesinden/üstünden geçmek
flutter over v. tepesinden/üstünden uçmak
flutter about v. oradan oraya koşturmak
flutter around something v. bir şeyin etrafında uçmak
flutter around something v. bir yerde oradan oraya koşturmak
flutter about something v. bir şeyin etrafında uçmak
flutter over (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tepesinden/üstünden geçmek
flutter around (something) v. (bir şeyin) etrafında uçmak
flutter about something v. bir yerde oradan oraya hareket etmek
flutter around something v. bir yerde oradan oraya hareket etmek
flutter around (something) v. (bir şeyin) etrafına üşüşmek
flutter over (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tepesinden/üstünden uçmak
Colloquial
flutter one's eyelashes at v. gözleriyle yemek
flutter one's eyelashes at v. (kadın erkeğe) göz etmek
flutter one's eyelashes at v. gözleriyle oynaşmak
Idioms
flutter the dovecotes v. ortalığı velveleye vermek
flutter the dovecotes v. parmak ısırtmak
flutter your eyelashes v. göz etmek
flutter your eyelashes v. gözleriyle oynaşmak
flutter your eyelashes v. gözlerini kırpıştırarak cilve yapmak
flutter the dovecote v. kıpırdanma yaratmak
flutter the dovecote v. telaş yaratmak
flutter the dovecote v. heyecan yaratmak
flutter the dovecote v. parmak ısırtmak
flutter the dovecote v. kıpırtı yaratmak
in a flutter expr. heyecanlı
in a flutter expr. telaşlı
all in a flutter expr. telaş içinde/içine
all in a flutter expr. akıl karışıklığı içinde/içine
all in a flutter expr. gerginlik içinde/içine
all in a flutter expr. heyecan içinde/içine
Technical
echo flutter n. yankı kırpışması
flutter wheel n. yüksekten dökülen akarsu ile dönen dolap
Electric
echo flutter n. yankı kırpışması
Automotive
steering flutter n. direksiyonun açısal titreşimi
steering wheel flutter n. direksiyon simidinin titremesi
Aeronautic
flutter speed coefficient n. flater katsayısı
asymmetrical flutter n. asimetrik olan flater
aerofoil flutter n. aerodinamik flater
couple flutter n. iştirakli flater
flutter speed n. flater hızı
classical flutter n. klasik flater
flutter fading n. flater sonumu
flight flutter test n. uçuş flater testi
propeller flutter n. pervane titreşimi
anti-symmetrical flutter n. simetrik olmayan flater
flutter echo n. kanat çırpma yankısı
Marine
flutter kick n. kısa darbeli palet vuruşu
Medical
atrial flutter n. atriyal çarpıntı
atrial flutter n. kulakçıklarda bir ya da daha fazla hızlı dolaşımdan kaynaklanan bir aritmi
atrial flutter mechanism n. atriyal flatter mekanizma
Pathology
auricular flutter n. atriyum flatteri
Optics
ocular flutter n. oküler flutter
Sport
flutter kick n. ayakla yapılan bir yüzme tekniği
Wagering
flutter [uk] n. ufak bahis
flutter [uk] n. spekülasyona dayanan riskli küçük teşebbüs veya kumar
Slang
a flutter in the dovecote n. kıpırdanma
a flutter in the dovecote n. telaş
a flutter in the dovecote n. kıpırtı
a flutter in the dovecote n. heyecan
British Slang
have a flutter on v. üzerine bahis oynamak