fındık - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

fındık



Sens de "fındık" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 21 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
fındık hazelnut n.
General
fındık pecan n.
fındık cobnut n.
fındık filbert n.
fındık nutshell n.
fındık hazel-nut n.
fındık nut n.
fındık nit [scottish] n.
Technical
fındık nut n.
Gastronomy
fındık hazelnut n.
Botanic
fındık filbert n.
fındık hazelnut n.
fındık corylus n.
fındık cobnut n.
fındık corylus avellana n.
fındık european filbert n.
fındık nut n.
fındık corylus avellana grandis n.
fındık wood nut n.
fındık cob [uk] n.
Archaic
fındık hazle n.

Sens de "fındık" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 152 résultat(s)

Turc Anglais
General
fındık rengi nutbrown n.
fındık faresi hazel mouse n.
fındık faresi dormouse n.
fındık ağacı hazelwood n.
fındık kabuğu nutshell n.
fındık ağacı hazel n.
fındık kıracağı nutcracker n.
fındık yağı hazelnut oil n.
fındık içi nutmeat n.
fındık budak cat's eye n.
fındık ağacı filbert n.
iç fındık decorticated hazel-nut n.
fındık kömürü nuts n.
fındık çakıl pea shingle n.
fındık ezmesi hazelnut paste n.
kavrulmuş fındık roasted hazelnut n.
fındık kavurma fırını hazelnut roasting oven n.
iri fındık cobnut n.
kabuklu fındık unshelled hazelnut n.
fındık ezmesi hazelnut spread n.
fındık diyarı hazelnut land n.
bütün bir muzun üzerine birkaç top dondurma, aromalı şurup, meyve ve fındık kremşanti ile servis edilen tatlı banana split n.
kabuksuz fındık shelled nuts n.
ayıklanmış fındık shelled hazelnut n.
olgunlaşmış fındık leamer n.
fındık atma oyunu cobnut n.
fındık kıracağı cracker n.
(çatı yapımında kullanılan) bükülü fındık ağacı dalı sprays [dialect] [uk] n.
fındık kırmak mess around with women v.
fındık toplamak nut v.
fındık kurdu gibi small and lively adj.
fındık kabuğunu doldurmaz trifling adj.
fındık kabuğunu doldurmaz nonsensical adj.
fındık kabuğunu doldurmaz unimportant adj.
fındık veya ceviz tadı veren nutty adj.
fındık veren nut adj.
fındık koymaya yarayan nut adj.
fındık gibi nutlike adj.
fındık ağacından yapılmış hazel adj.
fındık ağacıyla bezeli hazelly adj.
Colloquial
fındık/yarım akıllı beetlebrain n.
fındık beyinli feather-brained adj.
fındık beyinli hare-brained adj.
Idioms
fındık kırmak için balyoz kullanma a sledgehammer to crack a nut [uk] n.
fındık kırmak için balyoz kullanmak employ a steam engine to crack a nut v.
fındık kırmak için balyoz kullanmak take a sledgehammer to crack a nut v.
fındık kırmak için balyoz kullanmak use a sledgehammer to crack a nut v.
fındık kabuğunu doldurmayan trifling adj.
fındık kabuğunu doldurmayacak fikir tartışması how many angels can dance on the head of a pin expr.
Speaking
fındık fıstığa sadece maymunlar gelir/çalışır if you pay peanuts you get monkeys expr.
Institutes
fındık araştırma enstitüsü hazelnut research institute n.
fındık araştırma enstitüsü hazelnut research institute n.
Technical
fındık kömürü nut coal n.
fındık kömürü nut-coal n.
Construction
fındık başlı çekiç ball peen hammer n.
Woodworking
fındık ağacı odunu hazel n.
Dyeing
fındık rengi nut-brown n.
fındık rengi hazel n.
fındık rengi hazelnut n.
fındık rengi filbert n.
fındık rengi muffin n.
fındık rengi noisette n.
Mining
fındık kömürü nut n.
Parasitology
fındık ağacı kabuğunda siyah yumrulara neden olan bir mantar hastalığı black knot n.
Food Engineering
fındık unu hazelnut meal n.
fındık püresi hazelnut puree n.
fındık krokanı hazelnut croquant n.
kavrulmuş fındık fried hazel nut n.
yemeklik rafine fındık yağı edible refined hazelnut oil n.
Gastronomy
şekerli yulaf üzerine fındık veya ceviz yapıştırılarak hazırlanan atıştırmalık nut bar n.
fındık ezmesi nut butter n.
öğütülerek bir miktar tereyağı ile harmanlanmış fındık nut butter n.
fındık yağı nut oil n.
beslenmesi ağırlıklı olarak fındık veya benzeri kabuklu yemişlerden oluşan kimse nutarian n.
fındık ezmesi nutbutter n.
öğütülerek bir miktar tereyağı ile harmanlanmış fındık nutbutter n.
fındık, sebze veya pirinçten yapılan, tuzlu bir tür yemek sonrası yiyeceği nutloaf n.
çikolata fındık krema chocolate hazelnut cream n.
fındık, fıstık, üzüm gibi yüksek enerji veren atıştırmalıklar gorp n.
fındık kırma aleti nutcracker n.
kavurma fındık roasted nuts n.
kavrulmuş fındık roasted hazelnuts n.
kavurma fındık roasted hazel nuts n.
kavrulmuş fındık roasted hazel nuts n.
soya proteini, lif, fındık ve yapraklı yeşil sebzeleri içeren vejetaryen diyet ape diet n.
içi ceviz, fındık, reçel, çikolata gibi malzemelerle doldurulup fırınlanan bir hamur tatlısı rugalach n.
içi ceviz, fındık, reçel, çikolata gibi malzemelerle doldurulup fırınlanan bir hamur tatlısı rugelach n.
içi ceviz, fındık, reçel, çikolata gibi malzemelerle doldurulup fırınlanan bir hamur tatlısı ruggelach n.
içi ceviz, fındık, reçel, çikolata gibi malzemelerle doldurulup fırınlanan bir hamur tatlısı rugulah n.
ağırlıklı olarak fındık veya benzeri kabuklu yemişlerden oluşan (beslenme, öğün) nutarian adj.
Zoology
fındık tavuğu bonasa bonasia n.
fındık kozalak akarı eriophyidae n.
fındık tavuğu hazel grouse n.
fındık kozalak akarı acarina n.
fındık kozalak akarı phytoptus avellanae n.
fındık kozalak akarı cecidophyopsis vermiformis n.
fındık faresi muscardinus avellanarius n.
fındık faresi common dormouse n.
büyük bir avrupa fındık faresi loir n.
büyük bir avrupa fındık faresi glis glis n.
fındık faresi sleeper n.
Botanic
bazı sınıflandırma sistemlerinde gürgen ve fındık gürgeni için kullanılan familya carpinaceae n.
fındık ağacının salkımlarına verilen ad lamb's tails n.
fındık, ceviz benzeri kabuklu yemiş veren ağaç nut tree n.
ceviz, fındık veya kestane veren ağaç nutwood n.
kuzey amerika'nın doğusunda yetişen fındık veren bir çalı american hazel (corylus americana) n.
kuzey amerika'nın doğusunda yetişen fındık veren bir çalı american hazelnut n.
acı fındık hamamelis n.
babasu palmiyesinde yetişen sert kabuklu fındık babassu nut n.
fındık ağacı hazel tree n.
fındık ağacı hazel n.
türk fındık ağacı turkish hazel n.
türk fındık ağacı turkish filbert n.
türk fındık ağacı corylus colurna n.
güney amerika palmiyesinin fındık benzeri tohumları apple nut n.
güney amerika palmiyesinin fındık benzeri tohumları vegetable ivory n.
güney amerika palmiyesinin fındık benzeri tohumları ivory nut n.
gagalı fındık beaked hazelnut (corylus cornuta) n.
gagalı fındık california hazelnut (corylus cornuta) n.
gagalı fındık beaked hazel (corylus cornuta) n.
avustralya'ya özgü fındık benzeri yenilebilir meyveleri olan bir ağaç quandong tree (eucarya acuminata) n.
avustralya'ya özgü fındık benzeri yenilebilir meyveleri olan bir ağaç fusanus acuminatus n.
fındık kadehçiği bolster n.
fındık ağacı hazelnut tree n.
jamaika'ya özgü bir fındık hognut n.
fındık ağacı cobnut (corylus avellana grandis) n.
bazı sınıflandırmalarda cins olarak da geçen bir fındık familyası corylaceae n.
bazı sınıflandırmalarda cins olarak da geçen bir fındık familyası subfamily corylaceae n.
bazı sınıflandırmalarda cins olarak da geçen bir fındık familyası family corylaceae n.
fındık veren (ağaç) nuciferous adj.
fındık şekilli nuciform adj.
Agriculture
fındık deposu nuttery n.
çotanak (fındık) husk n.
dış kabukları soyulmamış fındık unshelled hazel-nut n.
fındık zarı hazelnut skin n.
fındık harman makinesi hazelnut thresher n.
fındık küspesi hazelnut kernel meal n.
iç fındık hazelnut kernels n.
kabuksuz fındık shelled hazelnut n.
öğütülmüş fındık ground hazelnut n.
sivri fındık beaked hazelnut n.
yemeklik rafine fındık yağı edible refined hazelnut oil n.
Fishery
fındık şamandıra nut buoy n.
Religious
(haç) dört ucu da fındık ağacı şeklinde olan avellan adj.
Archaic
fındık ağacı hazle n.
fındık ağacının odunu hazle n.
fındık ağacına ait hazle adj.
fındık rengi hazle adj.
Entomology
fındık kurdu nut weevil (curculio nucum) n.
fındık kurdunu da içeren bir böcek cinsi curculio n.
Slang
fındık/yarım akıllı bb brain n.
fındık kadar meme pigeon eggs n.